3. BÖLÜM

231 20 0
                                    



ÖNCEKİ BÖLÜM

'' Alfa'nın neden burada olmadığını anlayamıyorum. Buraya ne için geldiğimizi bilmiyor musunuz? '' Onur ile konuşan yaşlı adam '' Liderleri sen misin? '' diye sordu çok sakin bir şekilde. '' Liderleri sen değilsen neden bu kadar Alfa'yı görmek istiyorsun? '' dedi hırlar gibi.

Grubun en arkasında duran çocuğa takıldı gözlerim o sırada. Bir kulağının ormanda olduğu duruş şeklinden belli. Dinliyordu. En ufak bir şeyi kaçırmak istemiyormuş gibi. Yaşlı adamın çıkışıyla dikkatini daha çok bu tarafa verdi ama suratında hiçbir mimik yoktu. Bir iki saniye sonra da bakışlarını bana çevirdi.

Kurtlar hakkında çok fazlaya sahip değildim ama okuduğum ve izlediğim belgesellerde ortak bir şey hep ilgimi çekmişti. Sürünün lideri hep arkadan gelirdi. Yaşlı veya hasta kurtlar da hep en önde olurdu.

'' Alfa burada Onur. '' dedim yüksek sesle. Hala daha onun suratına bakıyordum. Herkesin bakışları bana döndüğünde Onur'un yanına doğru adımladım. 


Yaşlı adamın suratındaki şaşkınlığı görmezden gelip kendimi tanıttım. '' Ben Takım 178'in eğitiminden sorumlu kişiyim. Adım Afra Vural. Şimdi Alfa ile konuşabilir miyiz? ''

En yüksek mertebeli kişinin bir kadın olmasını beklemedikleri ne kadar da belliydi. Gözlerimi devirme isteğime büyük bir çabayla karşı koyup hepsinin tek tek suratına baktım. Benden neredeyse 10 yaş küçük bir çocuk kahkahalara boğuldu tam da o esnada.

'' Dalga mı geçiyorsunuz? Bir kadın mı? Gerçekten mi? '' Yanında duran 10 yaşındaki kızı kolunun altına çekerek devam etti. '' Kız kardeşim bile seni alt edebilir. ''

Onu tamamen görmezden gelerek yaşlı adama gözlerimi diktim. '' Kendimi ispatlamam falan mı gerekiyor? ''

Bir süre gözlerime baktıktan sonra tüm kararlılığımı görmüş gibi '' Gel buraya Sean. '' dedi. Gözlerinde biraz eğleniyormuş gibi bir ifade vardı ama daha çok acıyor gibiydi.

Her ekip liderine aynı şeyleri yaptıklarını yaklaşık 1 ay önce duymuştum. Babam anlatmıştı. Onu çok güçlü, iri yarı bir adamla sınamışlardı. Zorlansa bile bunun altından kalktığını, kendini ispatladığını söylemişti. Bilmediğim bir şeyle karşı karşıya olduğum için bir miktar korkuyor da olsam yapabileceğimi biliyordum. Ama bir çocuğa zarar vermek istemiyordum.

'' Bir çocuğa zarar vermek istemiyorum. '' dedim kararlı bir ses tonuyla.

'' Sen kime çocuk diyorsun? '' hırlayarak üzerime doğru gelince yaşlı adam kolunu önüne doğru uzatıp ona engel oldu.

'' Yanlış anlama kızım ama senin gibi bir kızın karşısına ben bile gelsem senin için fazla olurum. O yüzden sen elinden geleni ardına koyma. Merak etme ona bir şey olmaz. ''

Bu şekilde olan iğnelemelere alışkındım ama bu sefer gerçekten sinirlenmiştim. Arkamdaki kocaman adamları görmüyorlar mıydı? Onları ben eğitmiştim işte! Nasıl beni bu kadar aşağılayabilirdi?

'' Canını yakacağım için özür dilerim çocuk. '' dedim kışkırtmak isteyerek. Yaşlı adamın kolunu iterek üzerime doğru koşmaya başladı. Aramızdaki 10 metreyi kısa bir süre kapattığında gülümsedim. Tecrübesiz. Dedim içimden. Yazık olacaktı. Suratına cidden sert bir yumruk geçirip durmasını sağladım. Sersemlediğini ve başının döndüğünü biliyordum. Gözlerinde ki o ifade kaybolmuştu saniyesinde. Zaman kaybetmeyerek göğsüne gerçekten sağlam bir tekme attım ve 2 metre kadar arkaya düşmesini sağladım. Hırsımı çıkartamamıştım. Olan çocuğa olacaktı ama herkesin haddini bilmesi gerekiyordu.

LUPUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin