9. BÖLÜM

176 18 2
                                    

'' Sabah Sean ile karşılaştım. Nasıl yaptı bilmiyorum ama beni yalnız yakalamayı başardı. Seninle yarım saat içinde saldırıya uğradığınız o yerde buluşmak istiyormuş Alfa. 1-2 kişi ile birlikte gelebilir dedi. Sanırım senin kendini daha güvende hissetmeni istiyorlar. ''

2 kişi de amma güven verici diye devam etti lafı ağzında yuvarlayarak.

'' Mete'ye haber ver. Ben hızlı bir duş alacağım. 15 dakikaya atv lerin önünde buluşalım. Kahvaltılıklarımızı alın ve yetkiyi de Arslan Abi'ye verin. '' dedim bir yandan odama doğru koşmaya başlayarak. Çok emri vaki konuştuğum için kendimi kötü hissetsem de düzeltmek için fazla acelem vardı. Hem Alp'te takılmışa benzemiyordu. Arkamdan '' Emredersin patron! '' diye bağırdığı düşünülürse. Sesinde ki güler ton beni de gülümsetmişti ama tempomu hiç bozmadan koşmaya devam ettim. 

**

3-4 dakikada duştan çıktığımı görünce kendimi tebrik ettim. Biraz sert kız imajı çizmek istiyordum. Siyahlar içinde kaybolduğum da kendi halime güldüm. Ama sonradan düşününce komik bir şey yoktu. Çiçekli bluz giydiğim zaman hiçte sert bir imaj koyamazdım ortaya, değil mi?

Gözümün altına ve üstüne siyah göz kalemi çekip hızlıca dağıttım. Rimel ve nude bir ruj sürdüğüm de hazır sayılırdım. Hala 1 2 dakikam vardı. Hızlıca kurutma makinesini açıp saçlarımı kuruttum. Biraz nemli de kalsa sorun değildi. Son bir kez tarayıp krem sürdüm kabarmasınlar diye ve kendimi dışarı attım.

Karşımda 2 atvnin üzerinde oturmuş kazık kadar adamlar ağızları açık bana bakmaya başladı. Mete kısa süre sonra kendini toparlayıp kahkaha attı. '' Tipe bak Alp. Allah aşkına şunun tipine bak. ''

Kahkahasının arasında zor konuşmuştu gerizekalı. Gözlerimi devirip arkasına bindiğim de '' Gidelim salak. '' dedim.

Aşağı yukarı 10 dakikalık koca yol boyunca Mete'nin yarı telaşlı boş muhabbetini dinledim. Evet, endişelenmekte elbette ki haklıydı ama bizim buraya neden geldiğimizi unutuyor gibiydi. Bizim diğer insanlar gibi kendi canımızı düşünme gibi bir ihtimalimiz yoktu. Gerekirse can vermeyi göze alarak bir şeyler yapardık. Ölüyken bir şeye yaramazdık ama sevdiklerimizi korumak için önce kendi canımızı ortaya koyardık.

Arsen'e çok hızlı güvendiğimi söylemekte de haklıydı ama olanları göz önüne aldığımda güvenmemek elde değildi. Bilmiyorum, bence o sert bakışları bile insana fazlasıyla güven veriyordu.

Kalbim biraz korku, biraz da heyecanla çok hızlı atıyordu. Kısa bir süre geçmesine rağmen hepimiz duyduğumuz korku ve endişeye rağmen fazlasıyla yorulmuş hissediyorduk. Keşke imkanımız olsaydı da en azından 1-2 saatliğine alışverişe çıksaydık.

İç çektiğimi duymuş olsa gerek ki '' Ne düşünüyorsun? '' diye sordu.

'' Komik gelecek belki ama kafa dağıtmak için 1-2 saatliğine de olsa alışverişe gidip burayı düşünmek istemiyorum. ''

Sesinden gülümsediği belli olsa da hiç dalga geçer gibi değildi. '' Alışveriş ha. ''

Ben de gülümsedim. Bir süre sonra tekrar konuştu. '' Aynı şeyi ben de istiyorum, inan. ''

Cevap vermeme fırsat kalmadan onları gördük. Biraz kalabalık olduklarını düşünüyordum ki Mete düşüncelerimi sesli bir şekilde dile getirdi.

'' Fazla kalabalıklar. Tuzak olabilir Afra. Kalanlara telefon edip geri dönelim derim. ''

Yavaşlayıp bizimle aynı hizaya gelen Alp'te '' Katılıyorum. Gerçekten tuzakmış gibi gözüküyor. '' dedi.

LUPUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin