Karşılaşma

196 8 7
                                    

Dumanın ağzından...

Kapıdan içeriye polisler eşliğinde girdik. Uzunca bir koridor gözüktü. Polislerden biri girer girmez sağımızdaki kapılardan birinin kapısını tıkladı. "gir" sesini duyunca kapıyı açtı. "zanlı geldi nereye alalım komserim" diye sordu. "Sorgu odasına alın geliyorum" diyerek  ayaklandı komser.Biraz ilerideki odalardan birine  aldılar beni. Kelepçeleri hala çıkarmamışlardı. Polisler dışarı çıktı. Onların ardından göbekli yaşlı bir herif girdi içeriye. Karşıma oturdu. "Yaptıklarının suçunun farkındasın deilmi" diye sordu bana. Cevap vermedim. "Malları aldığınız heriflerin yerlerini bulamadık belki bir bilgin vardır" diye sordu. Yine cevap vermedim arkadaşlarımı satmak istemiyordum zaten olan olmuştu satmam bişeyi değiştirmezdi. "Demek öle" diyerek sırıttı komiser. Devam etti." peki burda olmanın sebebinin kim olduğunu merak etmiyormusun." Gözlerim açıldı. Kim dercesine bi bakış attım. Çok merak ediyordum. Tüm bunların suçlusu oydu. "Patronun" diye bir ses duydum. "2 ay az yatmak icin hepinizi tek tek sattı." dedi. Sinirden çıldırıyordum. Taşsız boksuz patronum beni satmıştı. Artık umutsuz deildim. Bir hedefim vardı. Derisini yüzecektim o ibnenin. "Eee anlat bakalım patronunun dediği yere basgın düzenlendik. Mallara el koyduk fakat adamlar tüymüş. Patronunun dediğine görede bu işlerle sen ilgileniyormuşsun. Söle bakalım bir bilgin var mı? Yerleri hakkında."

Yine cevap vermedim.

Sinirle ayağa kalktı. Odanın kapısına vurdu. İki tane polis içeriye girdiler. "alın bunu evladım nezarete atın. Yarında cezaevine yollarsınız. Mahkemesinide orada bekler" diyerek önden yürümeye başladı bizim şişko. Arkasındanda iki polis memurumla ben yürümeye başladık. Nezarete attılar beni ve kelepçelerimi çözdüler ellerimi ovuşturdum. Çok rahatlamıştım birde şu mide bulantım olmasa yemek de yememiştim. Getirirler heralde diye düşündüm. Arkamdaki banka oturdum. Her tarafım ağrıyordu. Şikayet etmeye hakkım yoktu. Daha fazlasını hakediyordum. Neyi çok istesem hiç bir zaman olmuyordu. Küçükken okumayı çok istemiştim. Babam ölmeden önce. düzenli bir iş bulup çalışmak istemiştim. Annem hastalanmadan önce. Bu diyarlardan gitmek istemiştim iki tane polis memurunu....

Annemin hastalanması üzarine girmiştim bu işlere kolay parayı görmüştüm. Ona iyi bakmam ilaçlarını almam gerekiyordu. Bir keresinde bu kadar parayı nerden bulduğumu sormuştu. Cok calıstığımı sölemiştim. Yalan sölediğimi hep anlardı. Düzgün adamın hayatıda düzgün olur. Eşide cocuğuda demişti. Senin yaptığın is legal deilse bunun suçlusu bunun vebali bendedir demişti. Bu kadar ince düşünürdü annem. Beni eğitemediği için yaptığımı düşünürdü bu işleri. Annemi yaşatmaya yetmemişti paranın gücü o gün bırakmayı düşünmüştüm tüm bu işleri sonrada patronum onun yüzünden bırakamamıştım. Onun yüzünden buradaydım. Orospu Çocuğu....

Tüm bunları düşünürken komser elinde tepsiyle parmaklıkların ardından bana bakıyordu. Bir polis kapıyı açtı içeri girdi ve komser tepsiyi yere bıraktı. Ağzını sulandırdı ve çorbanın içine gözüme baka baka tükürdü. Kalkıp dalmayı düşünürken ben çıkıp gitmişti bile. Yemeğimi yedim ve uyudum.

Sabah dış kapının açılma sesiyle uyandım. İki polis memuru yanlarında bir mahkumla durdular. Küçük olan etrafı şöyle bi gözetledi ve benimle göz göze geldi. İlerlemeye başladılar. Yanlarındaki adam inceden sıska gözlüklü bir herifdi. Parmaklığımı açtılar adam korkudan altına işemisti. İstemsiz tebessüm ettim. İki polis memurunu öldürenlerde gülebiliyordu. Geldi yanıma oturdu elini uzattı. "ben ismet" dedi. Ben duman dedim. Polisler 5 dk sonra geldiler beni almak üzere. Kelepçelerimi taktılar. Yürümeye başladık. İsmet bişeyi hatırlamıştı. Dün gece izledii haberlerdeki

Katili...

Hapis HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin