Giriş

41 5 3
                                    

Kitap bitmek üzereydi, beş sayfa kalmıştı bitmesine. Olduğum sayfanın son cümlesine gelmişken odamın kapısı çalınmıştı. Annem güzel simasını görüş alanıma sokmuştu.

"Kızım hadi gel akşam yemeği ye, öğle yemeği yemedin."

"Tamam canım benim."

Güzel gülümsemesini yüzüme sunup, odadan gitmişti. Kitabın kaldığım sayfasının arasına sıkıştırmıştım kağıt parçasını ve yatağımın üzerine koyup, ayağa kalkmıştım. Aynanın karşısına geçerek saçlarımı dağınık bir topuz haline getirmiştim. Belimi okşayacak uzunlultaki saçlarım sanırım benim tek mirasımdı. Tabii kitaplarımdan sonra.

Kalbim gibi her zaman kapalı olan odamın kapısını açıp dışarı çıktım. Aşağı kata inip mutfağa girdim. Babam, anne, ve kız kardeşim her zamanki yerlerinde oturuyorlardı. Masadaki yerimi alıp yemeklerde gezdirdim gözlerimi. Annemin lezzetli elleri iştahımı her zaman açıyordu.

3 ay sonra...

Babam hala eve gelmemişti, meraktan hepimiz yerlebir olmuştuk. Annem ağlamaktan bitap düşmüştü ve koltukta iki büklüm ağlamaya devam ediyordu. Bir haftadır haber alamıyorduk ondan. Ne polis bir şey biliyordu, ne de biz. Hiç bir şey bilmiyorduk.

İstanbul' dan kaçırılmıştı bay Soykamer. Gözleri, ağzı, elleri ve ayakları bağlıydı. Ve baygındı. Öldürüleceğini bilmiyordu...

YAZILAN YANLIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin