3. bölüm/ sezgi

23 4 11
                                    

Vurgun' a el sallyarak arabadan inmişti Üreyva. Topuklu ayakkabıların tıkırtılarını dinlerken şirketin dönen kapısına bakıyordu. Nihayetinde kapıdan geçmişti ve güvenliği de atlatmıştı. Danışman kadının yanına gidip, telefon görüşmesini bitirmesi için bekledi. Nihayetinde bittiğinde ona dönüp gülümsemişti.

"Buyrun efendim?"

"Merhaba, ben tercümanlık için gelmiştim. İnternet sitesinden yaptığım başvuru onaylanmış."

"Adınız neydi?"

"Üreyva. Üreyva Soykamer."

"Ah kusura bakmayın beklettiğimiz için. Buyrun arkadaş sizi Erol beyin odasına yönlendirsin."

"Teşekkür ederim."

Demişti. Yanda dikilen güvenliğe işaret yaparken. Güvenlik yanına gelmişti.

"Buyrun buradan efendim."

Bu şirketin çalışanları çok mu ilgiliydi? Çözebileceğini düşünmüyordu.

Asansörün önünde uzun bir süre beklediler, ve asansör 42. Kattan zemin kata kadar dört dakika içinde inmişti. Güvenlik kenara çekilince kapı açılmadan önce, Üreyva da hemen yanına gitmişti. Asansörden yirmiye yakın kadın ve erkek topluluğu inmişti. Üreyva ve güvenlik ile birlikte bir kaç çalışan olduğu yaka kartlarından belli olan insanlarda binmişti. 42. ve en üst kat olan düğmeye basmıştı güvenlik. Üreyva ise etrafındaki insanları izliyordu.

42. Kata gelince bu kattaki iki odadan en başta olanı göstermişti güvenlik. Daha sonrasında asansöre binip, aşşağı inmişti. Üreyva emin adımlar ile baştaki odanın kapısına varmıştı. Kapıyı tıklattığında garip sesli bir erkek;

"Gir."

Demişti. Erol bey ayağa kalkmıştı koltuğundan ve kapının açılmasını beklemişti. Üreyva içeri girip, kapıyı kapatmış ve odayı incelerken masanın önüne geldiğini fark etmemişti. Masaya bacağı çarpınca sendelemişti ve Erol bey de onu kolundan tutarak düşmesini engellemişti. Üreyva anca göz kontağı kurabilmişti. Kendine gelip, kendini düzeltmişti.

Gözleri Erol' un her yerini taramıştı. Gözlerini kısıp, iyice bir hatıralarını kurcalamıştı.

"Hassiktir!"

"Öhöm. Küfür etme Üreyvacım."

"S-sen?"

"Evet ben hatırladın değil mi? Babanın anne tarafından kuzeni. Ve uzun bir süredir konuşmadığı kuzeni."

"B-ben. Benim hatırladığım tek şey o yaptığın pislikti. Babamla konuşmaman veya kim olduğun değil. Şansıma bak ya tuttura tuttura seni mi tutturdum ben yani?"

"Kader işte Üreyvacım."

"Ne kaderi be! Pis pedofili!"

"Ayıp oluyor ama nasıl olsa burada çalışacaksın."

"Ne çalışacağım be ben burada? İğrenç pislik."

"Başka şansın var mı Üreyvacım. Annen çalışmıyor ve haberlerde babanın kayıp olması dönüyor. Paranız var mı?"

Üreyva sesli bir şekilde yutkunmuştu. Başka çaresi var mıydı sahiden. Ev kirası, faturalar, yiyecek ihtiyaçları, kıyafet ihtiyaçları. Bunları karşılayabileceği iyi para veren başka bir yer yoktu.

"Üreyvacım normalde günlük beş yüz lira. Ama sen işi kabul eder isen günlük bin lira olacak maaşın."

Başını öne eğip, ellerini yüzüne siper etmişti. Bir iki kere yüzünü ovuşturdu ve Erol' a tekrar döndü.

YAZILAN YANLIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin