YAZILAN YANLIŞ

4. bölüm/ yeni iş

Üreyva Soykamer;

Akşamdan kurduğum alarm kulaklarıma hücum ederken bir yerlerimde kalp attığını düşünmeden edemiyordum. Zor bela yatakta oturur pozisyona geçtim ve telefonu elime alıp, alarmı kapattıktan sonra telefonu yatağa fıtlattım. Üzerimdeki pikeyi sıkılarak açtım ve ayağa kalkıp, banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp, lavobodan ellerim ile destek alarak gözümü gider deliklerine sabitledim. Uykumun iyice açıldığını anladıktan sonra banyodan çıktım.

İş başlangıç saati başvuru formunda yazmadığı için bilmiyordum. Dün beni arayan numarayı tekrardan arayıp telefonun açılmasını beklemiştim.

"Buyrun Ser Otel?"

"Merhaba ben Üreyva Soykamer. Dün işe başladım fakat doldurduğum formda başlama saati yazmıyordu. Onu öğrenmek için aramıştım."

"Saat şu an da 08:32 ve iş başı saati 09:00 servis sizin evinizin oraya doğru geliyor."

"Tamam teşekkürler."

Telefonu kapattıktan sonra komodinin üzerine koydum.

Dolaba geçip, kıyafetlerime göz gezdirdim. Beyaz bir bebe yaka gömlek ve siyah dar bir pantolon giydim. Gömleği düzgünce pantolonun içine yerleştirdim ve dolabın sol bölümündeki ayakkabılarda da göz gezdirdim. Kısa topuklu ve etrafı açık beyaz ayakkabıyı iki parmağım ile alıp, yere koydum.

Bilekten gelen kemerlerini bağlayarak makyaj aynamın sandalyesine oturdum. Aynada kendime bakınca korkmuştum. Göz altlarım mosmor ve dudaklarım şiş ayrıca saçlarımda bonus kafalı gibi gösteriyordu beni. Halbuki dümdüzler. İçi su dolu sprey şişesini alıp saçıma bir kaç kere sıkıp, tarak ile güzel ve dümdüzce şekil verdim.

Kapatıcı ile göz altlarımı gizledim ve kırmızı ruju hafifçe dudaklarıma değdirip, renklenmesini sağladım. İşim bittiğinde siyah sırt çantamın içine parfüm, cüzdan, telefon, kulaklık, şarj aleti, kapatıcı, boş zamanlarda okumalık kitap ve her zaman yanımda bulundurduğum fenerli elektro şok aletini doldurdum.

Annem ve Çağan uyuduğu için sessizce aşağı indim ve anahtarlıktan kendi anahtarımı da çantaya atıp, evden çıktım.

Telefonumdan saate baktım, saat 08:46 idi. Kırk yedi olduğu anda Vurgun ablanın servisi görüş alanıma girmişti. Hızla yolun kenarına yürüdüm ve önüme gelmesini bekledim, araba önümde durdu. Aynı ve üçüncü kere ön koltuğa bindim.

"Günaydın Vurgun abla."

"Günaydın dünya güzeli Üreyva."

"İltifatını geri çevirip sana veriyorum çünkü sana daha çok yakışıyor."

Yanakları al al olmuştu. Ben de utandığını anladığım anda samimi bir şekilde gülümsemiştim otuz iki diş. Aynı samimiyet ile bana gülmsemişti
Önüne dönüp arabayı çalıştırmıştı.

Otobandan çıkınca bir kaç dönüşten sonra otelin önüne, servislerin olduğu yere park etmişti Vurgun abla servisi. Onu tekrar selamladıktan sonra arabadan inip otele girmiştim dönen kapıdan.

Güvenlikten de geçtikten sonra direkt asansöre yetişmeye çalışmıştım. Kapanmadan bindiğim için şanslı hissediyordum. Kırk ikinci katın düğmesine basmıştım ve yavaşça yukarı çıkmaya başlamıştı. Kırk ikinci kata geldiğinde asansörden inip, Erol' un odasının önüne gelmiştim. Kapıyı tıklatmadan odaya girmeye çalıştığımda kapının kilitli olduğunu fark etmiştim. Geri çekilip, koridorun çamını açtım.

Yağmur yağmaya başlamıştı. Camdan dışarıyı seyrettim uzun bir süre. Telefondan saate tekrar bakmıştım ve saat 08:56' ydı. Manzaraya tekrar dönmüştüm ve içim ferahlamıştı cidden güzel manzarası vardı.