♡ Updog - Hurt | "I will stay to mend your heart ."
Park Jimin, açık kahve saçlarına doğal bir dağınıklık görüntüsü kazandırırken, sadece kuaförü ile konuşmaya odaklanmıştı. Bir yandan, yardımcıları güzel ve uzun tırnaklarına siyah oje sürerken, ucunda ay motifi olan uzun zincirli küpelerini takıyorlardı. Farını süren kıza, toprak tonlarında belirgin olmayan ancak mavi lenslerini ön plana çıkaran bir şeyler istediğini söylüyordu. Dudaklarına sürülen pembe parlatıcı ardından piercingi takılmıştı. Lensleri de takıldığında nihayet bitmişti. Geri kalanı kendisi yapacağından, tüm yardımcılarına çıkmaları için hafif bir şekilde başını salladı. Odada sadece şahsi koruması ve Jimin kalmıştı.
Üzerinde neredeyse tüm vücut hatlarını ortaya seren bir gömlek ve deri pantolon vardı. Kolları ve etekleri uzun gelen gömleğin bir ucunu pantolonuna sıkıştırdı, diğer ucunu dışarıda bırakıp derinin tamamen sardığı kalçasını sergiledi. Parmaklarına sırasıyla yüzüklerini geçirirken koruması ona bakmamak için sürekli kendini tutuyor ve yutkunuyordu. Odanın tamamı Jimin'in kokusuyla sarılıydı, neredeyse başı dönmüştü çünkü bu adam gerçekten her şeyiyle çok güzeldi. Ön plana çıkan mavi lenslerine hoşnut bir ifadeyle baktı. Septumlarının olduğu çekmeceyi açtı ve gümüş rengi olanların arasından yıldız desenli bir tanesini seçti.
Burnuna oldukça hassas dokunuşlarla yerleştirdiğinde fazla güzel görünüyordu. Sade ama ihtişamlı bir güzellikti. Gömleğinin üst düğmelerini açtı, salaş bir modeli olduğundan beyaz tenini hemen açık etmişti. Keskin köprücük kemikleri göze çarpmaya başladığında koruması neredeyse oraya düşüp bayılacaktı. Boynundan omzuna uzanan bir tüy dövmesi vardı, güzel tenini daha güzel kılıyordu. Tıpkı dövmesine benzeyen küçük bir tüy küpesi aldı ve kıkırdağına taktı. Yüzüklerine benzeyen gümüş bir halkayı da onun hemen altına iliştirdi. Ayağına cilalanmış kadar parlak gözüken postallarını giydiğinde tamamen hazırdı. Bağlamadığı bağcıklar görüntüsünü tamamlamıştı.
Gözleri kendine bakarken neredeyse parlıyordu. Fiziğini ve yüzünü beğenen birisi olmuştu hep. Makyaj ve takılar sadece ışıltıydı. Park Jimin ışıltıya bayılırdı, özellikle de üstünde olanlara. Abartılı şeyleri severdi, ilgi çekmeyi de. Tüm ilgi üzerinde toplandığında zaten kabartmakta olduğu egosu daha çok büyüyordu. Kibirli ve şımarık bir yapısı vardı. Bunu annesi ve abisi Hyunjin'e de borçlu olabilirdi tabi. Dışarıdan bakıldığında, Jimin tapılası bir insandı, biraz yaklaştığınız zaman fazla şımarık bir zengin çocuğu oluyordu. Ancak tamamen tanıdığınız zaman, gözüktüğü kadar ışıltı dolu bir çocuk olmuyordu.
Olduğu kişiyi sevmemişti, olduğu Jimin'i yani. Kendine baştan aşağı yeni bir karakter yaratmıştı. Evrim gibi bir şeylerdi fakat eskisi tamamen yok olmuştu. Kendisini şimdi daha çok seviyordu, dışarıda ki insanlar ne düşünüyor o kadar da çok umurunda değildi. Arkasında gök kuşağı renginde ışıltılı beneklerin olduğu telefonunu aldı ve omzunun üzerinden uzattı. Yüzüne bile bakmadan ve konuşma gereği duymadan gerçekleştirdiği her hareket şahsi korumasının zoruna gitse de, Park Jimin'in kibirli yapısını herkes bilirdi. Statüsünde bir korumayla diyalog kurmaya yer yoktu,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsessed
FanfictionDünyaca ünlü bir milyarderin, şımarık küçük oğluydu Park Jimin. Jeon Jungkook ise, takıntıları olan gizemli bir insandı. Jjk & Pjm