4."The Vanishing of Park Jimin"

15.4K 1.6K 2.2K
                                    

Omri - Demons |" Come see, I could be someone who can feel. "

Küçük, kollarını göğsünde bağlamış, Min Joon'un arkasında ki duvara yaslanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük, kollarını göğsünde bağlamış, Min Joon'un arkasında ki duvara yaslanmıştı. İşi bitirip geldiklerinde bir süre Jimin'in kendine gelmesini beklemişlerdi. Ve ayılınca da babalarından bir aferin, yani araba, almışlardı. Hyunjin koleksiyonuna eklenen Maserati'den oldukça memnundu.

Ancak vakit öğleni bulurken hala ortada olmayan Woo young herkesi tedirgin etmişti. Başına bir şey gelmiş olma ihtimaline karşın Min Joon her yeri kolaçan ettirmişti. Nihayet birkaç saat içinde de kapı çalmış, Woo young eve kendisi gelmişti.

Şimdi Hyunjin babasının ofisinde ki geniş koltukta yayılmış, uzanırken, Jimin'de babasının arkasında ki duvara yaslı duruyordu. Babaları resmen ağzından alev kusarken, karşısında oturan abileri pek de tepki vermiyordu. Sürekli dizini sallıyor, anlaşılan babalarının susmasını bekliyordu,

"Sorumsuz! Görev verdiğim halde ne demek ortaya çıkmamak? Sen kim olduğunu unutuyor musun!?"

Bay Park, cevap alamayacağını anladığı zaman ayaklandı ve hiddetle masasının üstünde ki her şeyi devirdi. Küçükleri, abisinin yüzünde ki ifadeyi çözmeyi amaçlarken keskin bir şekilde ona bakıyordu. Abisi ise arada ona bakıyor, baştan aşağı inceledikten sonra sinirleniyordu.

Başlı başına dudağı, kaşı ve burnunda ki piercing, ayrıca burnunda ki bir diğeri olan, septumu gördükçe sinir oluyordu. Kıkırdakları küpe doluydu, gözlerinde koyu bir makyaj ve yeşil lensler vardı, yine de dün kafayı bulmuş olduğunu gizlemiyordu. Bugün kırmızı bir parlatıcı sürmüştü. Kırmızı ojeli parmakları her zaman olduğu gibi yüzüklerle doluydu.

Bedeninde dar bir gri kot vardı, paçaları bileğinin biraz daha yukarısındaydı. Saten, beyaz ve uzun kollu gömleğinin uçları pantolonun içindeydi. Derin bir göğüs dekoltesi vardı bu yüzden kolyelerinin altında köprücükleri parlıyordu. Ellerini kapatan gömleğin üstünde, gri bir pantolon askısı vardı.

Saçlarını hoş bir kül rengine boyatmış, uzayan tutamları bugün dağınık bırakmıştı. Yüksek tabanlı, zincir işlemeli özel tasarım bir ayakkabı giyiyordu. Gözleri baygın bakıyordu. Bu ışıltı dolu hali, onun en sade haliydi. Dün gece çok fazla uyuşturucu alıp, çok yorulmuş olmalıydı. Yine de dikkat çektiği için bu durumdan rahatsızdı Woo young.

Bay Park, gözünün önünde kaybolmasını söyledikten hemen sonra büyük olan ayaklanmış, paltosunun iç cebinden çıkardığı fotoğrafları masaya fırlatmıştı. Ancak odada kimse kıpırdamamış, aynı şekilde Woo young'da bakmaya devam etmişti.

Jimin gözlerini bir saniye olsun üstünden çekmediği abisinin sinirle çenesini ovuşunu izledi. Woo young fotoğraflardan birini almış, Jimin'in de görebileceği bir şekilde babasına tutmuştu. Küçük olan, şöylesine bir bakış attığı an da yüzü solmuş, kaşları çatılmıştı.

ObsessedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin