♡ Besomorph - Wilted | "Pull the trigger, every night to stay alive."
Gözlerini, işitmekte olduğu gürültüler yüzünden aralamış, bir süre boyunca başında ki ağrının geçmesini beklemişti. Gürültü artıp, yerini kırılma seslerine bırakınca yattığı yataktan doğruldu hızlıca. Ancak fazla hızlı olmalıydı ki gözlerinin önü kararmış, kulağında ki uğultular yüzünden, elleriyle başını kavramak zorunda kalmıştı.
Hissettiği sızıyla, dudakları arasından tısladı ve eline baktı. Oldukça derin kesilmişti, üstelik hala kanıyordu da. Odasının yarım biçimde açık kapısına baktı. Anlaşılan, feci bir kavganın içindeydiler. Bir süre kendine zaman tanıdı, aşağı inip inmemek konusunda tereddüt etmişti.
Gözleri usulca zeminde kıvrılmış, küçük topuyla oynayan kediye kaydı. Delice bir sevinçle oyuncağını oynuyor, pek de bir şeyi umursamıyordu. Fakat Jimin ayağa kalktığında oyuncağı bırakıp yüksek sesle miyavladı ve kapıdan çıkarken onun peşine takıldı.
Kedi, arkasından gittiği adamın elinden damlayan kanlara bakıp duraksıyor, sonrasında yeniden koşup ona yetişiyordu.
Jimin, her şeyi hatırlıyordu. Neler olduğunu, abisini ve Seokjin'le Jungkook'u.. Derince yutkunurken merdivenlerin son basamağında duraksadı. Kendisi yüzünden öfkeliydi ancak ona zarar vermiyordu. Tuhaftı. Jimin sadece anlam veremiyordu işte. Niyetinin ne olduğunu anlayamıyordu.
Onun seni bırakması imkansız, demişti Seokjin. Neden böyle demişti? Babaları arasında bir savaş mı çıkmıştı? O yüzden mi ailesi harekete geçmiyordu?
Neden söz konusu kendi olunca deliye dönüyordu bu adam? Sorular beynini yitirmesine sebep olabilirdi. Yine de sessizce basamağa oturdu ve yaralı elini kucağında tutarken, kedinin kendisine sırnaşmasına izin verdi. Gözleri boşluğa sabitlenmişti, bedeni eli gibi sızlarken saçları burnuna düşüyordu,
"Ne cürretle Seokjin, söyle bana!"
Ortamda uzun bir süre sessizlik oluştu. Anlaşılan Seokjin, cevap veremiyordu. Onu kandırmıştı bu yüzden kötü hissediyordu, ilk defa.. Neydi bu dürtü, samimiyet? Her ne olursa olsun, içeride Jeon, onun yüzünden kükrüyordu Seokjin'e.
Jimin, kedinin kucağına tırmanıp boynunu yalamasıyla hissettiği acı yüzünden irkildi. Parmakları hızlıca o noktaya ulaştığında, eline bulaşan kanla duraksadı. Bayıldığında boynuna küçük bir cam parçası falan girmiş olmalıydı.
Umursamadan, kediyle bakıştığı sırada tuhaf bir biçimde onun isminin olmadığı aklına gelmişti. Bedeni oldukça yorgun olduğu için, saçma şeyler düşünüyordu sanırım.
Fakat, uzun süren sessizlikten yükselen haykırış ve ardından kopan gürültüyle olduğu yerden sıçramıştı ikisi de. Kedi tüm tüylerini dikmiş, Jimin'e sokulmuştu. Büyük bir şey kırılmış olmalıydı, küçüğün solukları dindiği sırada, Jungkook yeniden bağırmaya başladı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsessed
Fiksi PenggemarDünyaca ünlü bir milyarderin, şımarık küçük oğluydu Park Jimin. Jeon Jungkook ise, takıntıları olan gizemli bir insandı. Jjk & Pjm