when you're dying

1.4K 220 76
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üşüyorum, titriyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üşüyorum, titriyorum. Taehyung yumuşak bir şeyle saçımı kuruluyor. Biraz önceye göre daha sakinim. Beni yanaklarımdan tutuyor, sonra elleri ellerime kayıyor.

"Evine gidelim. Üşüteceksin. Bugün sıcak yatağının içinde dur. Yarın derslere başlarız."

Gerçekten evime gitmek istiyorum. Kafamı sallıyorum. Korkuyorum. Soğuk elimden tutuyor ve ısıtmak istercesine sımsıkı sarıyor. Yürüyoruz.

Arabanın mayıştırıcı sallanışıyla uyukluyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arabanın mayıştırıcı sallanışıyla uyukluyorum. Durduğumuzda uykum dağılıyor. Taehyung sürdüğü arabadan iniyor ve beni de indiriyor. Eve giriyoruz. Annemin sıcak sarılışını hissediyorum. Ellerini hareket ettirirken gerginliğini saklayamıyor, elleri titriyor.

"Neler oldu?"

Anneme sınıf arkadaşlarımın bana şaka yaptığını söylüyorum. Birkaç saniye hareketsizlikten sonra Taehyung'un ellerini ellerimde hissediyorum.

"Ben gidiyorum, yarın görüşürüz Kook. Yatağına gir ve iyice ısın."

Gitmesini istemiyorum. O gidecekken hızla kolundan tutuyorum. Durduğunda "Gitme. Benimle kal." diyorum.

Yine birkaç saniye sessizlik. Kesin annemle konuşuyor. Sıcaklığı ellerime dolunca "Tamam." diyor.

Annem beni öpüyor, Taehyung'la odama çıkıyoruz. İçeri girdiğimizde beni yatağa oturtuyor ve "Odan çok güzel." diyor.

Ben bile bilmiyorum ki kendi odamın nasıl bir şey olduğunu... daha yeni tanıştığım birisi hemen görebiliyor odamı bütünüyle. Haksızlık.

İçimden geçenleri anlamış gibi ellerimi sıkıyor.

"Odanın duvarları mor. Yerler senin şu an gördüğün renkten, yani siyah parkeleri var. Çoğu yer siyah. Masan, yatağın, yorganın... Yatağın camın yanında. Odan geniş. Her ne kadar her yer siyah olsa da iç açıcı bir odan var. Söylesene, siyahı çok mu seviyorsun Kookie?"

Kookie mi?

"Kookie mi? Bu çok tatlı!" diyorum ellerimle.

"O zaman sana hep Kookie diyeceğim! Her neyse, soruma cevap versene Kookie."

"Siyahı eskiden çok severdim, gördüğüm tek renk olduğu için... ama..."

Devam ediyorum.

"Sen mor rengi de görmemi sağladın. Mor daha hoşuma gitti. Sevgiyi severim. Artık en sevdiğim renk mor. Senin en sevdiğin renk ne, Taehyung?"

"Mor."

Gülümsüyorum. Muhtemelen o da gülümsüyor.

"Daha fazla bu ıslak kıyafetlerle durursan üşüteceksin." diyor ve birden üstümdeki tişörtü çıkartıveriyor.

Kızardığımı hissediyorum. Kan yanaklarımda toplanırken bir an önce giyinmek istiyorum. Birkaç saniye hiçbir şey olmuyor, ne yaptığını bilmiyorum. Sonra eli pantolonuma gidiyor, onu da çıkartıyor. Daha çok utanıyorum. Annemden başka birinin beni soyması utandırıcı.

Nihayet üstümü giydirdiğinde saçlarımı okşuyor. Şaşırıyorum. Ellerimi tutuyor.

"Hadi uyu, Kookie. Ben buradayım."

Yatağa yatıyorum ve uyumaya odaklanıyorum. Ne var ki, uyuyamıyorum. Yatakta doğruluyorum. Ellerini ellerimde hissediyorum.

"Ne oldu, Kookie?"

"Uyuyamıyorum."

"Yanına yatmama ne dersin?" diyor elleriyle. Afallıyorum. Yine de kafamı sallıyorum. Garip bir şekilde heyecanlanıyorum. Kalbim hızlıca atmaya başlarken yanımda hareketlilik hissediyorum. Yorganın içine giriyor. Tanrım, neler oluyor bana? Neden bu kadar heyecanlanıyorum?

Ben de yatıyorum. Bir an nefesini yüzümde hissediyorum. Çok yakınında olduğumu fark ettiğinde hızla kendimi geri atıyorum ve kafam duvara çarpıyor. Acıyla yüzümü buruştururken Taehyung kafamı tutuyor ve okşamaya başlıyor. Bir süre sonra da ellerimi tutuyor.

"Daha dikkatli olmalısın." diyor.

Birkaç dakika hareketsizlik oluyor. Heyecandan ne yapacağımı şaşırıp ellerimi hızla hareket ettiriyorum.

"Taehyung, benim tipim nasıl?"

Yine hareketsizlik. Sonra ellerimi tutuyor. Vereceği cevabı merak ederken daha çok heyecanlanıyorum. Elimde hissettiğim sıcaklığıyla içim huzurla doluyor.

"Melek gibisin, Kookie."

Algıladığım şeyle kaşlarımı çatıyorum. Ellerimi dudaklarına götürüyor ve güldüğünü anlatıyor bana. Sonra öyle bir şey yapıyor ki, sevgiyi her hücremde hiç olmadığı kadar şiddetli hissediyorum.

Bana sarılıyor.

Sırtıma sırayla harfler yazıyor parmaklarıyla. Yazdıklarını takip ediyorum.

"Seni dünyanın acımasızlıklarından koruyacağım, Jungkook."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
we all wanna die sometimes ;; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin