Taehyung yanıma geliyor ve oturuyor. Ellerimi tutuyor.
"Kookie, kitap okumak ister misin?" diyor.
Kitap okumak mı? Herhalde o okuyacak ve bana anlatacak. Kafamı sallıyorum ve gülümsüyorum. Ama bir gariplik var. Taehyung kitabı kucağıma bırakıyor. Duruyorum... ben okuyamam ki!
"Ben okuyamam." diyorum ellerimi hareket ettirerek.
"Okuyabilirsin, sana özel bir kitap aldım. Kabartılmış harflerle yazılı bu kitap. Elini sayfanın üstünde gezdir. Soldan sağa."
Elimi elinden usulca çekiyorum ve kitabın bir sayfasını açıyorum. Sayfanın başı olduğunu tahmin ettiğim yere parmağımı yerleştiriyorum ve çok yavaş bir şekilde sağa doğru sürüklüyorum. Kıvrımlı birkaç harf var. Tekrar gezdiriyorum parmağımı.
Anlayabiliyorum! Okuyabiliyorum! Hem de yalnız başıma!
"Sevgi..." yazıyor ilk kelime olarak. Dişlerimi göstererek gülümsüyorum ve Taehyung'a dönüyorum. Ellerimi hareket ettiriyorum.
"Sevgi..." diyorum Taehyung'a. "Bu okuduğum ilk kelime."
Taehyung saçımı okşarken damarlarımdaki sevgiyi hissediyorum. Çok saf bir duygu bu. Sakinleştiriveriyor hemen...
Taehyung ellerimi tutuyor. "Sevgi senin için nedir, Kookie?"
Düşünüyorum. İlk defa birisi bana bu kadar ciddi bir soru soruyor. Aklıma gelen cevapla söyleyip söylememek arasında kalıyorum. Ama ellerim çoktan hareket etmeye başlıyor.
"Sevgi, senin benim için verdiğin emeklerin kaynağıdır, Taehyung. Sevgi, sensin."
İza ettiğim şeyle sanki dünya duruyor. Yine hiçbir şey olmuyor. Yanlış bir şey mi söyledim? Başımı eğiyorum. Bana bakmasını istemiyorum.
Ellerini yanağımda hissediyorum. Başımı ellerinin arasına alıyor. Kendisine çeviriyor beni. Kendimi ona bırakıyorum. Ne yaparsa yapsın, o en iyisini bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we all wanna die sometimes ;; taekook
Fanfiction"eskiden ölmek isterdim kookie, ama tanrı bu isteğimi şimdi kabul ediyor."