Ayrılık

47 22 3
                                    

Okula vardığımızda yola çıkmadan önceki o tatlı heyecan kaybolup yerine ayrılmanın getirdiği o buruk hüzün gelmişti. Ben kendimi ne kadar çok sıksam da annemin gözünden düşen bir damla yaş gözlerimi doldurmuştu. Babamda bu hüzün dolu dakikalardan nasibini almıştı. Üçümüzde birbirimize sarılıp beş dakika boyunca ağlaştık. Daha sonra ( belli ki babam bu durumdan sıkılmıştı ) 

Babam : " Eee yeter artık. Hadi bakalım Anastasya öğretmenini bekletme. "

Beni bir öğretmenin beklediğinden bile haberim yoktu. Daha sonra öğretmen yavaşça yanıma yaklaşmaya başladı ve bozuk bir İngilizce ile şunları söyledi ;

Fransız Öğretmen : " Hadi tatlım, beraber kalacağın yeri ve sınıfını görelim. "

Babam ve annemi geride bırakıp Fransız Öğretmen ( bunu aksanından anlamıştım) ile merdivenleri çıkmaya başladık.

Cesaretimi toplayıp Fransız Öğretmene adını sormaya cürret ettim.

Anastasya : " Öğretmenim kızmazsanız sizden adınızı öğrenebilir miyim ? "

Fransız Öğretmen : " Bak küçük hanım, benim adım Mademosielle. Burası senin bildiğin gibi bir Fransız lisesi. Burada Fransız kuralları uygulanır. Eğer kuralları çiğnemeye cesaret bile ederseniz sonuçlarına siz katlanırsınız. 

Öğretmenin konuşmasından biraz korkmuş ve birazda içerlemiş olsam da Bayan Mademoiselle çok hakikatli bir kadına benziyordu.

Hala kadınla beraber koridorda yürüyordum. Gerçekten de çok uzun bir koridordu. Fazla etrafa dikkat etmesem de duvarlarındaki işlemeler ve tablolar ( özellikle Napolyon Bonaparte' ın at üzerinde mavi redingotu ile çizilen bir tablo ) dikkatimi çekiyordu. Ayrıca yerlerde inanılmaz derecede temizdi. Fransız Öğretmene pek aldırış etmesem de okulun o kasvetli havasından ne kadar kurallara dayandığı belli oluyordu.

Sonunda kalacağım odaya geldik. Ayrıca okulun açılmasına daha bir gün vardı. Sessiz koridorda Fransız Öğretmenin Fransızca konuşmaları yankılandı.

Fransız Öğretmen : " Je vais dans ( ben geliyorum ) "

İçeriden : " Bien sur ( tabi ki ) "

Fransızca konuşmaları beni şaşırtmıştı. Herhalde kuralları buydu diye düşündüm. Bende Fransızca konuşmayı biliyordum ( fazla iyi olmasam da, zaten annem ve babamın kökenleri Fransızlara dayanıyormuş. ) Bende onlara ayak uydurarak ;

Anastasya : " N'est - ce pas une belle ecole, Moiselle Mademoiselle?  ( Güzel bir okul değil mi Bayan Mademoiselle ? ) "

Fransız Öğretmen : " Qui belle ( evet güzel ) "

Anastasya : " Puis - je vous demander quelque chose ? ( Size bir şey sorabilir miyim ? ) "

Fransız Öğretmen : " Bien sur ( tabi ki ) "

Anastasya : " Le Français est - il une regle ( Fransızca konuşmak bir kural mı ? ) "

Fransız Öğretmen : " Bien sur. C'est une  e'cole Français. ( Tabi ki. Burası bir Fransız okulu. )

Fransız Öğretmen kapıyı açıp içerideki kızları tek tek bana tanıştırdı.


Hepinize tekrardan merhaba arkadaşlar. Eğer bölümümü sevdiyseniz yorum yapmayı ve vote atmayı unutmasın. Sonsuz Sevgilerle... 

LANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin