Natasha' nın Hikayesi

39 19 0
                                    

Natasha : " Bakın hikayeyi anlatacağım fakat gülmeyin tamam mı ? " 

Kızlarda Natasha gibi gülümseyerek tamam gülmeyiz dediler. ( Bunu da gülerek söylüyorlardı. )

Natasha anlatmaya başladı ;

" İki gün önce sabah saatlerinde annem ve babam beni okulun kapısına bıraktılar. Fransız Öğretmen beni karşıladı. Fakat yüzü on kat fondöten sürmüş gibi bembeyazdı. Daha sonra bavullarımı arkadan hademe getirmeye başladı. Merdivenlerden çıkarken bir odadan koru dolu iniltiler geliyordu. Daha sonra baktığımda oranın müdürün odası olduğunu fark ettim. İniltileri duyduğumda fazla aldırış etmedim. Gece olduğunda Fransız Öğretmen teker teker odaları dolaşıp ışıkları söndürdü ve yatmamızı söyledi. Benimde zaten uykum olduğu için ranzama geçtim ve uyumaya çalıştım. Tabi daha o zaman Nikki gelmemişti. Karanlık odanın içerisi çok korkunç ve ürpertici idi. Zaten küçüklüğümden beri karanlıktan korkardım. ( Kızlar Natasha'nın karanlıktan korktuğunu duyduğunda kahkahalar ile gülmeye başladılar. Natasha bu gülmelere aldırış etmeden hikayesine devam etti. ) Karanlığa fazla aldırış etmedim ve yeniden uyumaya koyuldum. Tam uyuyacaktım ki aniden o korkunç inilti odamın duvarlarında yankılanmaya başladı. İstemsiz bir refleks ile ranzam dan doğrulup, yatağımın altında olması gereken terliklerimi ayak yordamı ile bulup ayağıma geçirdim. Kapıyı sessizce açtım. Koridor çok karanlık ve kasvetli idi. İçimden başıma bir şey gelmemesi için Tanrı' ya dua ettim. Çok geçmeden cesaretimi topladım ve ayağımı kapının eşiğinden çıkardım. Koridor çok soğuk bir o kadar da sessizdi. Hani derler ya ölüm sessizliği diye aynı o türdendi. Koridorda gürültü yapmamaya gayret ederek yürümeye çalışıyordum. ( Anastasya ve Nikki dalkavuk hallerini bırakıp Natasha' yı büyük bir ciddiyet ile dinliyorlardı. ) Birden karşısında durduğum Fransız Öğretmenin odasından topuklu ayakkabı sesleri geldi. Kendimi ( o sırada çok heyecanlanmıştım ) koridorun sonundaki tuvalete zar zor attım. Fransız Öğretmenin kapısı aniden açıldı ve topuklu ayakkabı sesleri daha net bir şekilde duyulmaya başladı. Fransız Öğretmenin giderek bana doğru yaklaştığını hissettim. Nefesimi tutmuştum. Beynimde adeta " tik tak tik tak tik " tak sesleri yankılanıyordu. Sanki tüm beynimi bu rahatsız edici sesler doldurmuş gibi hissediyordum. Fransız Öğretmen sesin kaynağını bilen bir eda ile kendinden emin bir şekilde merdivenlerin korkuluğunun yanına gelip korkuluğu tuttu ve bir süre bu iniltileri dinledi. Otuz saniye kadar sonra merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladı. Fransız Öğretmenin gittiğinden emin olduktan sonra tuvaletten çıkıp merdivenin korkuluklarına yaklaştım. Gerçekten çok korkuyordum. Birden inlemeler kesilmiş adeta tokmağa benzer bir ses yine aynı yerden geliyordu. Biraz daha bekledikten sonra bende Fransız Öğretmen gibi merdivenlerden aşağıya doğru indim. Aşağıya indikçe tokmağa benzeyen sesin koridorda yankılandığını fark ettim. Korkunun ecele faydası yoktur diyerek koridorda korkusuz bir eda ile yürümeye başladım. Biraz ilerledikten sonra koridorun sonlarında açık bir kapı olduğunu fark etti. Büyük ihtimalle seslerin buradan geldiğini düşünüp kapıya doğru ağır ve sessiz adımlarla yürüdüm. İyice yaklaşınca kapının sağ üst köşesinde " directeur " ( müdür yazdığını fark ettim. Yavaşça kafamı eğip konuşmaları dinledim

Müdür : " Sakin olmalısınız Bay Richard. Lütfen bunu benim için yapın "

İçeriden biri yaşlı biriside genç olmak üzere iki adam yani Bay Richard ve müdür ve bozuk İngilizcesinden anladığım kadarı ile de Fransız Öğretmen vardı.

Fransız Öğretmen : " Durun yaranıza bakayım Bay Richard.

Bay Richard' ın sesi sanki 19. yüzyıllarda yaşamış bir adama benziyordu.

Bay Richard : " Siz Fransızları oldum olası sevmem. Hem çıkarın beni bu odadan. Artık hapsolmak istemiyorum.

Müdür : " Efendim, bunu yapamayız. Üstlerden kesin emir var. Beni kırmayın ve lütfen dolabınıza dönün.

Bunu duyan Anastasya ve Nikki kahkahalara boğuldular.

Anastasya : " Dolap mı ? Dolap ha ? Dolapta insan yaşar mı hiç?  Hahahahaha "

Natasha : " Komik değil " 

Natasha anlatmaya devam etti.

Daha sonra yaşlı adam yani Bay Richard diye bahsettikleri adam kabul eden bir ses tonu ile ;

Bay Richard : " Tamam peki, peki. Hadi çıkın buradan. Yalnız kalmak istiyorum. "

Otuz saniye kadar bir sessizlik oldu. Daha sonra dolap kapağını kapatmaya benzer bir ses duyuldu. Daha sonra tekrar adım sesleri duydum. Müdürün odasının kapısı içimi ürperten bir ses ile kapanmıştı. Bu sefer Fransız Öğretmen ve müdür beraber ilerliyorlardı. Bende zaten kendimi çoktan tuvaletlere atmıştım. Beni görmelerinden ve başımın belaya girmesinden o kadar çok korkuyordum ki size anlatamam. Fransız Öğretmen ve müdür koridorda ilerlerken kafamı duvardan görünmeyecek bir şekilde çıkartıp onlara baktım. Müdürün elinde eskimiş ve sararmış bir kağıt tuttuğunu gördüm ve bunu anlamlandıramadım. Herhalde o kağıtla alakalı bir şeyler konuştuklarını sezinledim. Yavaş yavaş merdivene doğru yürümeye başladılar. Nefesimi tutmuştum. Eğer yakalanırsam başıma bir felaket gelebileceğini düşünmek bile beni endişelendiriyordu. Beni fark etmeyerek  merdivenlerden aşağıya inmeye başladılar. Tuttuğum nefesimi saldım. Gittiklerinden emin olduktan sonra ben de aşağıya inme kararı aldım. Ne de olsa bu kadar aksiyon yeter de artardı. Merdivenden aşağıya inmeye başladığımda tokmağa benzer sesin ve korkunç iniltilerin duyulmadığını fark ettim. Bence iniltiler Bay Richar' dan çıkıyordu. ( Bunu kızlara bakarak söylemişti. ) Tam odamın kapısının önüne geldiğimde Fransız Öğretmenin o cırtlak sesi ile bana bağırdığını fark ettiğimde yüreğim ağzıma gelir gibi olmuştu.

Fransız Öğretmen : " Que fais - to dehors ? ( Dışarıda ne yapıyorsun ? ) "

Natasha : " Je suis alle aux toilettes. ( Sadece tuvalete gitmiştim. ) "

Fransız Öğretmen : " Si vous ne voulez rien vous arriver, ne sortez pas la nuit ( Başına bir şey gelmesini istemiyorsan gece dışarıya çıkma ) "

Natasha : " Bien mon professur ( Tabi öğretmenim ) " 

Gerçekten Fransız Öğretmenin  bu sözlerinden sonra çok korkmuştum. Fransız Öğretmen gidince bende odama gittim ve ranzama yattım. Ama o gece gözümü bile kırpmadım.

Natasha hikayesini bitirdikten sonra Fransız Öğretmen geldi ve ışıkları söndürüp yatmamızı emreder bir ifade ile söyledi ve gitti. Kızlar bu hikaye üzerine hiçbir şey konuşamadılar. ( Daha doğrusu konuşamadılar. ) Anastasya' nın aklına o mesaj bile gelmedi yani hepsi gerçekten çok etkilenmişti. Üç kızda yattı ve büyük ihtimal ile yarını düşünmeye başladılar çünkü yarın okulun ilk günüydü.

Hepinize selamlar arkadaşlar. Yine her zamanki gibi bir bölümü bitirdiniz. Eğer sevdiyseniz yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın sizleri seviyorum.

LANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin