KAVGA

767 82 74
                                    

Sınır 100 vote ve 30 yorum🌈🌈

"Kime diyorum Gökçe! Okula geç kalacaksın deli kız!" Annemin beni uyandırmak için kullandığı alarmvari uyarılarıyla, daha çok uyuma isteği ile dolup, taşıyordum.

"Gökkuşağı baban aşağıda seni bekliyor. Yine geç kalırsan, bu sefer gerçekten seni ben bile kurtaramam." Dediğinde, aldırış etmedim ve uykuma devam ettim. "Gökçe! Uyansana kızım, gören de kış uykusuna yattın sanır. Bak babamı kızdırıyorsun, kızdırıyorsun sonra da sana değil bana patlıyor. Vallaha hiç acımam seni balkondan aşağı sallandırırım o ayaklarından!" Görkem'in sabah sabah yine homurdanmalarıyla gözlerimi açtım ve annem ile ikisinin yüzüne, somurtarak baktım.

"Annesi gidiyor, oğlunu yolluyor. Yok ya, vallaha bu evde bana rahat yok. Sanki gerçekten geç kalmışım gibi ko-" Konuşmamı, saate bakmamla durdurdum ve "O-HA!!" Diye bağırdım. Dersin başlamasına on beş dakika vardı ve ben daha yeni kalkıyordum.

Görkem, alnımın ortasına küçük bir şaplak attığında, hızla yataktan fırladım ve "Anneee!!!" Diye, seslendim. Görkem bu sefer kafamı yan tarafıma çevirdi ve annemi karşımda buldum. "Burada ya annem, ne bağırıyorsun gerizekalı kardeşim benim." Dediğinde, gözlerimi devirdim ve apar topar hazırlanmaya başladım.

"Yok yani, bir gün geç kalmasan, evde Anneee!!!! Diye böğürmesen, ne olacak çok merak ediyorum." Görkem'in sözlerine yine aldırış etmedim ve ona dil çıkarıp, tuvalete koştum. "Bir de dil çıkartıyor! Anne, Allah aşkına, sen buna hamileyken kimi kınadın da başına böyle bir şey geldi?" Dediğinde, ben dişlerimi fırçalamaya başlamıştım.

Tam ona dönüp, bu sözlerini yutturacak iken, diş macununun köpükleri boğazıma kaçtı ve iğrenerek, öksürmeye başladım. Rutin işlerini jet hızıyla hallettikten sonra en son çoraplarımı ayağıma geçirdim ve koşarak dışarı çıktım.

Israrla bildirim gelen telefonuma, merdivenlerden koşarken göz ucuyla baktığımda, az daha merdivenlerden yuvarlanıyordum.

"Gökkuşağı" wattsap grubu:

Kuzey= Gökkuşağı neredesin?
Kaan= Yeni çocuk geldi ve şu an yanında Ece şeytanı var!
Şafak= Gökkuşağı uyumanın sırası değil, eğer gelmezsen karşı taraf kendi grubuna alabilir.
Umay= Ay elini ayağını bir pabuca soktunuz kızın, bir sakin olun! Gökkuşağım sorun yok, sen sadece hızlı olmaya çalış.

Umay gibi beni anlayan bir arkadaşa sahip olduğum için şu an çok minettardım. Aşağı indiğimde, hemen arabaya bindim ve babamın ağzını açmadan sürmesini söyledim. Ardından tekrar konuşmalara baktım ve gözlerimi devirdim.

"Gökkuşağı" wattsap grubu:

Şafak= İki ayağını bir pabuca soktunuz değil miydi o ya? ;)

Umay= Bak Şafak senin varya o saçlarını tek tek yolarım sabah sabah beni düzeltmeye çalışacağına, sinsi Ece'yi nasıl atlatacağımızı düşün bay zekâ!

Klasik Şafak ve Umay kavgalarını bir kenara bırakıp, nasıl bir yol izlemem gerektiğini düşündüm. Babam bana doğru döndüğünde, kaşlarını çatarak konuşmaya başladı. "Senin yüzünden geç kaldım Gökkuşağı! Bir okul müdürü, okula ilk gelen kişi olmalı, benim gibi son gelen değil!"

Evet, maalesef durum tam da böyleydi. Babam bizim kolejin okul müdürüydü. "Oh ne güzel, keşke benim babam da öyle olsa!" Dediğinizi duyar gibiyim ama durum hiç de bildiğiniz gibi değil.

GECENİN GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin