Jimin:
Bu kafeden çıkmam lazımdı , onunla yüzleşmeye hazır değildim. Ya yumuşarsam bana yaptığı kötülüğü unutursam.
Böyle birşey olmaması için buradan kimseye çaktırmadan çıkmam lazımdı.
Taehyunga açıklama yapamazdım hem jin hyung ile eğleniyorlardı , keyifleri benim yüzümden bozulmamalıydı.
"Jimin yorum da neden öyle yazdın?"
Evet park jimin şimdi ne diyeceksin acaba?
"Fanlardan biridir belki diye öyle dedim."
"Lisede hep gittiğimiz yeri bilecek bir fan yoktur bence. Kesin tanıdık biridir gelsin sen onunla bende jin-ah ile takım olacağım."
Bunu söylerken jin hyunga da göz kırpmayı unutmamıştı.
"Ben lavaboya gitsem iyi olacak."
Dedim ve arkama bile bakmadan oyun konsollarının olduğu odadan yani namı değer 'oyun odası' ndan çıktım.
Dış kapıya yönelip kaçacağım sırada jungkooku görmem ile koşarak lavabonun girişinin önündeki duvarın arkasına saklandım.
Başı yere eğik simsiyah giyinmiş elleriyle oynayarak girmişti kafeye.
Çok , çok ve çok yakışıklı olmuş kafayı yiyeceğim. Kahverengi saçları , küçük gözleri , beyaz teni , simsiyah deri pantolonu.
Ah! Ne pantolonu ? Hem ben niye onu dikizliyorum şimdiden yumuşamaya başladım.
Hayır jimin kendine gel sana dediklerini unutma sakın!!
Lavobonun oraya yani bana doğru geldiğini görünce koşarak lavobodan içeri girdim. Ve boş kabinlerden birine girip kapıyı kilitledim.
Beni görmüşmüydü? İmkansız görmesi
Çocuğu öyle dikizlersen tabi görür. Ama görse bile tanımamıştır.Ben çok değişmiştim kilo verdim saçımı boyadım hem eski yanaklarım da yoktu.
Aslında düşününce çok da değişmemişim.
Gelen ayak sesleri ile iyice gözlerimi yumdum.
Nefes dahi almıyordum.Ayak sesleri tam benim olduğum kabinin kapısında durunca dedim aha sıçtın jimin.
Allahtan kapıyı kilitlemeyi akıl edebilmiştim.
Açılan kapı ile birkez daha küfür ettim.
Gözlerimi açtığımda bana bakan jungkooku görmüştüm.
Yakından daha da yakışıklıymış ya.
Şu durumda düşündüğüne bak.
"Ne yapıyorsun jimin?"
"Onu da söylemiyim mahremiyet diye birşey var."
Onu kapıdan ittirip tekrar kilitledim kapıyı.
Dur bakim , evet kilitli hele şükür.
"Jimin orada mı uracaksın ?"
"Gitmezsen evet"
"Gitmeyeceğim sen çıkana kadar burada dikiliyorum. Dur dikilmiyim oturayım şuraya. Heh oturdum burada bekliyorum."
"Bekleme git çıkmıyorum dışarı falan."
"Burada da konuşurum ben bana uyar."
İnatçılığı değişmemiş hala aşık olduğ-
aman nefret ettiğim jungkook du işte." ben seninle konuşmuyorum git benle konuşma."
"İyi bende musluğa anlatırım o beni dinler en azından."
Sen musluğa anlatınca ben duyamicam sanki. Niye bu kadar inat ediyor ki vicdanı rahatlatmak için mi? O varmıydı ki onda.
"Yemin ederim o dedikoduları çıkartan ben değildim. Seni taehyungdan kıskandım deli gibi çünkü senden hoşlanıyordum. Evet bir gün içinde gelişti herşey nefretim , hoşlantım , pişmanlığım, üzüntüm hepsi aynı gün içinde oldu.
Evet seni kıskanmam öyle şeyler dememi gerektirmez ama sen herkesin içinde tokat atınca ne dediğimi ben bile duymaz oldum o an
Seni aradım her yerde taehyungdan adresini aldım evine gittim taşınmıştın. Babama araştırmasını söyledim. Araştırdık yine bulamadım.
Yüzünü unutmayayım diye her aklıma geldiğinde gidip resmini çizdim.
Herşeyi telafi etmeme izin ver lütfen."
Yanağımdan süzülen yaşı elimin tersiyle silip kabinden çıktım.
Kabinden ben çıkar çıkmaz ayağa kalktı ve gözlerimin içine yalvarır bir şekilde baktı.
"Zamanı geri alabilir misin ? Bana o sözleri söylediğin güne alabilir misin? O öğrencilerin söylediği sözleri peki ağızlarını kapatabilir misin?
Sürtük jimin , azgın inek , benimle de yat jimin."
"Sus lütfen sus"
"Ne oldu vicdanın mı sızladı ?"
"Herşeyi düzelticem."
Gözümden akan yaşlarla onu orada bırakarak kafeden koşarak çıktım.
Affedemezdim. Yeniden onu sevemezdim.
Onca şeyden sonra tam 5 yıldır unutamadım rüyalarıma girdi. Ama aynı şeyleri tekrar yaşayamazdım.Peki neden söylediklerim için pişmanlık duyuyordum?
Neden kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Picture | Jikook
Romance"𝖡𝖾𝗇𝗂 𝖺𝗒𝖺𝗋𝗍𝖺𝗇 𝗌𝖾𝗇 𝖽𝖾ğ𝗂𝗅𝗆𝗂ş𝗌𝗂𝗇 𝗀𝗂𝖻𝗂 𝗄𝗈𝗇𝗎ş𝗆𝖺 𝗃𝗂𝗆𝗂𝗇. Ö𝗓𝖾𝗅𝗂𝗆𝗂𝗓𝗂 𝖻𝗎𝗋𝖺𝖽𝖺 𝗆ı 𝗄𝗈𝗇𝗎ş𝗎𝖼𝖺𝗓? 𝖲𝖾𝗇𝗂𝗇 𝗂ç𝗂𝗇 𝗄ö𝗍ü 𝗈𝗅𝗎𝗋. 𝗂𝗇𝗌𝖺𝗇𝗅𝖺𝗋 𝗇𝖺𝗌ı𝗅 𝖻𝗂𝗋 𝖲ü𝗋𝗍ü𝗄 𝗈𝗅𝖽𝗎ğ𝗎𝗇𝗎 𝖻𝗂𝗅𝗆𝖾...