Your Picture | Jikook

20

Dün gece olanlardan dolayı taehyungun yanında kalmıştım jungkook ise jinin yanına gitmişti.
Dün gece ben ve jungkook açısından bir sıkıntı olmamıştı.

Esmer olan kız taehyunga zaten yavşıyodu fakat gerçekten kız çok ileri gitmişti taehyungun üzerine çıkıp sürtünmüştü taehyung da oyun icabı diye birşey dememişti buraya kadar sorun yoktu zaten jin kıskanmıştı ama taehyungun üstüne gitmeyi planlamıyordu.

Fakat kız taehyungun üstünden kalkınca tüm ipler koptu. tae salağının penisi direk gibi kalkmıştı. Bunu gören jin de kızdan etkilendiğini düşünmüştü ve ağlayarak evi terk etmiş jungkook da peşinden gitmişti.

Hoseok ve ben de fırsat bu fırsat diye kızları saçından tutup evden atmıştık. Şuan taehyung dizime yatmış ağlıyordu.

"J-jimin yemin ed-ederim isteyerek o-lmadı ki"

"Biliyorum arkadaşım biliyorum  o sürtük sana fena sürtündü kalkması doğal zaten sadece jin etkilendiğini düşündüğü için öyle yaptı."

Gerçekten de öyle o kadar sürtünmeye kimse karşı koyamazdı ama taehyung yin dayanmıştı ve kızı kucağından atmıştı sorun küçük taehyungaydı.

"Yeter artık kalk jinin yanına git ona kendini affettir taehyung"

Tae hızla dizlerimden kafasını kaldırdı ve koşarak odasına gitti aradan 15 dakika geçmesine rağmen evrim geçirmiş bir şekilde yanıma geri gelmişti.

Az önce şiş gözler,  şiş yanaklar , yağlı saçlar ve en az 10 beden büyük kıyafetler vardı üzerinde şimdi ise sadece gözleri şişti diğer hiç birşey ona uymuyordu.

Üzerine sadece kot ceket ve kot pantolon giymesine rağmen yakışıklı gözüküyordu.

"Jiminie ben gidiyorum kendine dikkat et görüşürüz jungkooku yollarım birazdan yanına"

Benim cevap vermemi beklemeden evden çıkarak gitti. Ben de evde yapacak işler aramaya başladım acaba ne yapsaydım diye düşünürken aklıma jungkookun en sevdiği pasta geldi.
Frambuazlı pasta...

O bayılırdı frambuazlı pastaya hızla mutfağa geçtim ve un , yumurta , kase , süt vb şeyler çıkartıp tezgaha koydum ve hazırlamaya başladım.

Yaklaşık 1 saatte pastam bitmişti yaptığım pastaya hayranlıkla bakarken kapı çalmıştı.

Seke seke kapıya ulaştım kapıyı açtığım da arkasında birşey saklamaya çalışan jungkooku görmüştüm.

"Selam güzellik ev boşsa biraz takılalım mı?"

"Aslın da sevgilim var ama sen de hiç fena değilmişsin."

Şaşkınlıkla ağzını araladı ve bana yapay bir kızgınlıkla bakmaya başladı

"Jimin-ah böyle demeseydin sana bir hediye verebilirdim ama şansına küs"

Beni ittirip içeri girdiğin de ben de koşarak peşinden girdim bana hediye mi almıştı demek arkasın da sakladığı şey hediyesiydi. Ne kadar bakmaya çalışsam da kocaman kutuyu saklayarak oturma odasına gitmişti.

"Bende frambuazlı pasta yapmıştım ama neysr taehyunf yer artık"

Hızla kafasını bana çevirdi ve tavşan dişlerini göstererek kocaman gülümsedi.

"Jimin al hediye senin olsun ben mutfaktayım"

Böyle bir odunluk yok arkadaş hediye kutusunu ayağımın dimine bırakarak hızlıca mutfağa gitti. Beğendiğini ima eden mırıltılar buraya kadar geliyordu.

Bir kedi sesi duyduğum da etrafa bakındım eve camdan falan kedi giremezdi camlar büyük ve yüksekti zaten bahçemiz de hiç kedi görmemiştim.

Sesi takio ettiğim de jungkookun yere bıraktığı kutudan geldiğini anlamıştım. Hızla kutuyu parşalayıp içinden bembeyaz mavi gözlü yavru bir kedi çıkmıştı.

Çok tatlıydı masum masum bana bakıyordu. Yüzünü inceleyebilmek için yüzünü yüzümle aynı hizaya getirdim. Bir süre onu izledim pespembe burnu masmaci gözleri vardı.

Burnumun ucunu yaladığın da gülümsedim ve koşaraj jungkookun yanına gittim.

"Jungkoooooook bu kim böyle çok tatlııı"

Jungkook kafasını pastadan kaldırıp bana baktığın da gülümsemişti. Ben de gülümsedim.

Belimden tutarak  beni kendine yaklaştırdı.

"Bebeğim bu kedi benim sana hediyem. Kedileri çok severdin lisedeyken okulun bahçesindeki kedilere hep mama getirirdin."

Dopdolu gözlerle jungkooka döndüm. Ağlamamak için zor duruyordum. Eskiden kedim vardı ama evden kaçmıştı onu bulduğumuz da da araba ezmiş ölmüştü. O günden beri kedi sahiplenmemiştim.

"İsmi ne jungkook?"

En içten bir şekilde gülümsedi ve gözlerime bakarak.

"İsmi jikook"