Jungkook:
Bir insanın kediyi kıskanması ne kadar normal olabilir ki? Evet kediyi kıskanıyorum çünkü jimin ona hep gülümsüyordu.
Ve daha çok vakit geçiriyordu mesela benimle en son dün sabah konuştu o da 'kedi kumu bitti jungkook al.' olmuştu aslında jimin ile 2. Haftamızdı ve benim evimde yaşamaya başlamıştık.
Hatta beraber uyurduk genellikle o erken uyanır kahvaltı hazırlar beraber kahvaltı yapardık. Tüm gün gezer eğleniriz. Aslında gerçekten mutluyduk.
"Kookie jikooku bulamıyorum"
Salon da oturmuş televizyon izlerken jiminin geldiğini bile fark etmemiştim. Sesini duyduğum da başımı ona doğru çevirdim.
Gözleri dolu dudakları büzülmüş ve uzun kollu kazağına burnunu silip duruyordu. Şuan tam bir bebek gibiydi. üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Jimin sen ağladın mı?"
"Jikook hiç bir yerde yok jungkook her yere baktım."
Jimin o kediye gerçekten çok değer veriyordu. Zaten liseden beri kedileri hep sever ve korumaya çalışırdı.
"Jimin sakin ol. Jikooku bodruma kilitlemiş olabilirim belki. Ama olmayabilirim de yan-"
Evet şuan sözümü kesen şey kaşları çatılmış en soğuk bakışları atan ve sinirden dudaklarını dişleyen jimin ile göz göze gelmem ile yarım kalmıştı.
"Sen benim jikookuma nasıl kıyarsın jungkook??"
"Jimin çok geziyodu ayak altında. Hayır yani kediyi şımart şımart sonra gelip bana sataşsın kuyruğundan tutup avizeye bağlamadığıma dua et"
Jimin bana korkutucu olduğunu düşündüğü ama asla korkutuculuğun yanından bile geçemediği bir şekilde bakıyordu.
Ama şuan tam tamına yanakları kıpkırmızı dudakları büzülmüş ellerini beline koymuş ve o da ne?
lütfen o gördüğüm şey bacak kası falan olmasın ne saçmalıyosun alakası yok asla şuan seksi değil hayır hayır tatlı o jungkook kendine gel!!
"Seni döverim jungkook git ve kızımızı oradan çıkartıp gel! Hem o bakış da ne öyle?"
Bacaklarında takılı kalan gözlerimi zor da olsa yüzüne çıkartıp boş boş bakmaya başladım. Daha sonra ne dediğinin farkına varıp utangaç bir şekilde saçlarımı karıştırıp oturduğum koltuktan kalkıp bodruma doğru yola çıktım.
Kapıyı açtığım da bir köşe de uyumuş fakat ben gelince gözlerini açan jikooka baktım. Yerinde doğrulup yanıma geldi.
Bacağıma biraz sürtündükten sonra ona baktım."Ah... Siktir!!!"
Tabii ki de küfürüm o aptal kedi bacağımı tırmaladığı için değildi. Pantolonumda ki şişliği daha yeni fark ettiğim için.
Umarım ki jimin bu şişliği fark etmemiştir.Hızlı bir şekilde yukarıda ki banyoya yönelmiştim ki odadan gelen sesler ile odaya yöneldim.
Bu ses? Jiminin inlemelerimiydi??
Jimin neden inliyordu ki ? Hem bu inlemeler neden kulağıma normal bir inleme değil de dünyanın en seksi sesi gibi geliyordu?
Acaba azdırıcı falan mı içtim yanlışlıkla bu kadar fesat düşünen bir insan değildim ben. Fakat park jimin gibi bir varlık ile aynı evde yaşıyor olsaydınız sizde kendinizi tutamayıp odaya dalardınız. Şuan benim yaptığım gibi.
"J-jungkook"
Ah hadi ama ben bu manzarayı hak edecek ne yaptım. Benim hayalimde kendini çeken bir jimin görmek vardı. Bebek gibi yere çökmüş kedinin tırmaladığı yere dokunarak acıdan inleyen bir jimin değildi.
"A-ah jimin ne oldu sana ?"
Dopdolu gözlerini bana çıkartarak üzüntüden büzülmüş dudaklarını aşağı sarkıttı. Daha sonra o minik tombul parmaklarıyla jikooku göstererek titrek sesiyle konuşmaya başladı.
"Jungkook kızımız bana ihanet etti."
"Jimin beni de tırmaladı şuna bak."
Jiminin gözleri aşağılara kaydırdın da o an unuttuğum şey aklıma geldi fakat herşey için çok geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Picture | Jikook
Romance"𝖡𝖾𝗇𝗂 𝖺𝗒𝖺𝗋𝗍𝖺𝗇 𝗌𝖾𝗇 𝖽𝖾ğ𝗂𝗅𝗆𝗂ş𝗌𝗂𝗇 𝗀𝗂𝖻𝗂 𝗄𝗈𝗇𝗎ş𝗆𝖺 𝗃𝗂𝗆𝗂𝗇. Ö𝗓𝖾𝗅𝗂𝗆𝗂𝗓𝗂 𝖻𝗎𝗋𝖺𝖽𝖺 𝗆ı 𝗄𝗈𝗇𝗎ş𝗎𝖼𝖺𝗓? 𝖲𝖾𝗇𝗂𝗇 𝗂ç𝗂𝗇 𝗄ö𝗍ü 𝗈𝗅𝗎𝗋. 𝗂𝗇𝗌𝖺𝗇𝗅𝖺𝗋 𝗇𝖺𝗌ı𝗅 𝖻𝗂𝗋 𝖲ü𝗋𝗍ü𝗄 𝗈𝗅𝖽𝗎ğ𝗎𝗇𝗎 𝖻𝗂𝗅𝗆𝖾...