2 - Gizlenmiş

99 9 2
                                    

zalagasper - S teboi, mutlaka dinlemelisiniz. Medyada var. Umarım seversiniz şarkıyı da bölümü de.

**

Yarım saat kadar sonra, gece yarısında, Abe bana mesaj attı. "Umarım uyumamışsındır çünkü Niall vites 5'te geliyor." Şaşkınlıkla "Nasıl? Neden geliyor?" yazıp gönderdim. Cevap gecikmedi. "Tatlım adam bana geldiğinde zaten kafayı yemiş gibiydi. Bu üstüne geldi." Yaptığım şeyden biraz korkmuş, biraz pişman olmuştum. Ama artık geçti. "Tamam bekliyorum."

Değiştime ihtiyacım olmasa da stresten üstümü değiştirdim. Sonra evi toparlamaya başladım. Salondaki kırlentleri düzeltirken kapı çaldı. Bir an için nefesim kesilse de sakin kalmalıydım. Uykulu bir tavırla -ki gerçekten uykum gelmişti- kapıyı açtığımda Niall gözü dönmüş bir hâlde karşımdaydı.

"Aurora sen ne yaptın?" diye saati umursamadan apartmanın içinde avazı çıktığı kadar bağırdığında Abe onun sesini kısabilmek için onu içeri itti ve kapıyı kapattı. "Niall saatin farkında mısın sen? Neden bağırıyorsun?" dedi Abe. Ama Niall onu duymuyordu, yalnızca bana bakıyordu. Sarıldı. Saçlarımı elleriyle karıştırırken onu telaşlandırdığım için tamamen pişmandım. "Neden bana haber vermedin?" diye sordu fısıltıyla. "Sana her şeyimi verebilirim, Aurora, bana neden haber vermedin?" Biraz sonra ayrıldık. Abe salonda oturuyordu. "Ağlama lütfen, sana söz veriyorum her şeyi düzelteceğim." Ağladığımı henüz fark etmiştim. Oturmamız için yönlendirdi.

"Neye ihtiyacın var? Kötü görünüyorsun, söyle, istediğini yapayım." Niall ilgili bir insandı ama böyle konuşmazdı. O daha çok hissettirecek türden ilgilenirdi, şu an tamamen telaştandı bu tuhaf tavrı. "Tüm bu olanlar sırasında sadece sana ihtiyacım vardı." dediğimde avuçlarını alnına vurdu. "Böyle olacağını bilmeliydim." diye söylendi. "Farklı evler hoşuna gitmiyor ama en azından birkaç gün benim evimde kal. Lütfen."

Söylediği şey doğruydu, farklı evde kalmaktan hoşlanmıyordum. Niall'ın bana söylediği şey, kaybedilen oyun meselesi aklımdan çıkmıyordu öte yandan da. Her şey o eve gitmemem yönündeydi. Gidersem ne değişecekti ki? Niall dalga geçercesine endişeliydi ama bunlar bana fazlaydı. Yirmi dokuz yaşındaki bir kadının bu durumda olması zihinlere anlamsız gelirdi ama olay örgüsü beni öldürüyordu. Her şeyin normal olduğu zamanlara dönmek için her şeyimi verirdim. O zamanlarda bu saçma hastalık da etkisini azaltıyordu. Düşünceler değişirdi veya değişmezdi, tartışacak değilim ama birkaç saat öncesinde öfkeyle çıktığı eve ilgiyle karışık endişeyle giren adam, her şeyin normal olduğu zamanlara yaklaşmamı kolaylaştırmıyordu.

Hayatım bu adamla geçmişti, bu tartışılamazdı. Sevmeyi onunla tatmıştım, sevildiğimi hissetmiştim. Onunla geleceğimin ne olacağını hiçbir zaman kestirememiştim, şimdi durum daha vahimdi. Benim kötü deneyimlerimle geçen haftalarda ne olduğunu bilmiyordum. Üstelik şimdi ne yapmaya çalıştığı da meçhuldü. Onu anlayabiliyordum, arkadaşının intihar girişiminin haberini almak kolay kabul edilecek türden bir şey değildi. Ama benim durumum anlaşılmasını zorlaştırıyordu. Hiçbir şey söylemediği için bunu taşları benim yerine koymam gerekiyordu, bu da çok zordu.

"Ben gelmek istemiyorum." dediğimde Niall dizlerine doğru eğilip elleriyle yüzünü örttü. Abe ofladı ve su isteyip istemediğimi sordu. Reddettim. "Yine mi aynısını yapacaksın?" diye sordu Niall ani bir hareketle doğrulduktan sonra. "Cevabıyla ilgileniyor musun gerçekten, bilmiyorum." dedim. "Ne olduğunu bilmiyorsun, Aurora. Neden seninle görüşmediğimi bilmiyorsun." Sesi biraz yükselmişti, hem öfkeli hem de üzgün görünüyordu hâlâ.

"Ne olduğunu anlatmasına izin ver." dedi Abe elinde su bardağıyla salona girdikten sonra. "Geçen haftaki şeyden sonra tamam denmese de makul gelecektir."

ArcadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin