4 - Tanıdık

76 7 7
                                    

Zarif, beyaz bir elbise, krem rengi topuklular ve hafif dalgalı saçlar... Aceleci bir nikah içindi bunlar. Niall oradan oraya koştururken bir yandan da davet ettiği arkadaşlarına nikahın yapılacağı yeri telefonla anlatmaya çalışıyordu. Bayan Horan'ı (aslında artık bir Horan değildi, çok önce evlenmişti), Niall'ın annesini bekliyorduk. Havalimanından bir saat kadar önce aramıştı, varmak üzere olmalıydı.

Kapı çaldığında geldiğini tahmin ettim ve odadan çıktım. Ama Fiona benden önce davranıp kapıyı açmıştı. Şirin yüzü, biraz yorgun ifadesi ve ufak tefek hâliyle Maura Horan içeri girdi. Elinde küçük bir bavul vardı. Niall telefonunu kapatıp kapıya doğru ilerledi. Annesiyle sarıldığında başımı eğip gülümseyerek onlara baktım. Keşke benim annem de burada olsaydı bugün. Nikahıma fakülteden tanıdıklarım ve mesai arkadaşım olan birkaç kişi dışında davet edebileceğim kimse yoktu.

Niall ve annesi ayrıldığında Maura yanıma gelip ellerimi tuttu. "Ne kadar güzel olmuşsun, Aurora! Tanrım, tam bir peri olmuşsun." dedi. Gözleri dolmuştu. "Niall beni aradığında iki gün sonra evleniyoruz dedi. Apar topar gelirken kendi kendime 'Kim bilir ne kadar özensiz olmuştur' diyordum ama nasıl da yanılmışım."

Niall yanıma geldi ve arkadan belime sarıldı. Çenesini omzuma yasladı. "Anne aslında sana söylememiz gereken bir şey var." dedi. Maura ellerini ağzına kapattı ve sevinçle yerinde zıplamaya başladı. "Hamilesin, değil mi? Ah ulu Tanrım, biliyordum, biliyordum. Umarım kız olur, kız torum istiyorum." dedi neşeyle. "Anne, hayır, öyle bir şey değil. Aurora hamile değil." Niall annesinin neşesini bozduğunda kadın zıplamayı bırakmıştı. "Neymiş o zaman?" dedi ufak bir hayal kırıklığıyla. "Kesim olmamakla beraber İrlanda'ya taşınabiliriz. Henüz kesim değil, ikimizin de işlerini halletmesi gerekiyor. İrlanda'da avukatlığı sürdürebilir miyim, onu ölçmem gerekiyor. Ama Aurora hamile değil." Annesinin yüzü yine gülmüştü ama hamile olmamam onu üzmüş olmalıydı.

Maura hemen üstünü değiştirdi. Bizim de yola koyulmamız lazımdı zaten. İkimiz Niall'ın arabasıyla; Fiona, Abe ve Maura da Abe'in arabasıyla gidecektik. Arabalara bindiğimizde iyice heyecanlanmaya başlamıştım. Hata yapıyor olma hissi kalbimi sıkıştırıyordu. Niall çok mutluydu, arabada çalan şarkılara eşlik edip duruyordu. Onu mutlu eden ben miydim, evlenecek olması mıydı? Ya da onu mutlu etmeye devam edebilecek miydi onun eşi olmam? Her şey kötü giderse ne olacaktı? Onunla romantik ikişki yaşamaktan hoşlanmamamın sebebi buydu. Sevgililer de evliler de daha sonrasında iyi olamayabiliyordu. Ya başka birine aşık olursa ve benden ayrılmak isterse? O zaman her şey çok daha kötü olacaktı çünkü ayrılacaktık ve onun başka biriyle olması beni hiç olmadığı kadar yıpratacaktı. Bu kötü bir karar mıydı? Bana iyi geleceğini söylemişti, en çok ihtiyacım olan şey kendimi iyi hissetmekti. Ama ters teperse diye aklım çıkıyordu o yolculuk sırasında. Bunca sene hayatımıza ciddi olarak kimseyi almamıştık, Niall ne olursa olsun hep bana aşık olduğunu söylemişti ve hissettirmişti. Ama aşk yeterli olmazsa Niall'ı kaybedecektim. Belki de onun tahmin ettiği kadar iyi değildi benimle beraber olmak. İyice tuhaflaştığını hissettiğim davranışlarım onu çileden çıkaracaktı belki de. Kafamı koltuğa yasladım. Otuz yaşında olmamıza az bir vakit kalmıştı. On yedi yaşından beri beraber olan iki insan için tuhaf bir şeydi bu. Hayatlarımızın en önemli dönemleri beraber geçmişti. Belki de Niall'ınki bundan kaynaklı bir göz yanılgısıydı. Ben onu çok seviyordum. Ama o benimle baş edebilecek miydi, bilmiyordum. O her zaman bir kız çocuğu olmasını istemişti. Henüz ergenken dahi tek dilediği şey buydu. Ben ona çocuk veremezdim. Biyolojik olarak bu mümkündü ama psikolojik olarak değildi. Birkaç kere lohusa depresyonu sırasında çocuğunu ve çocuğunun babasını terk eden kadınların hikayelerini okumuştum. Hepsinin ortak özelliği hamileliğinden önce yoğun psikoljik tedavi almış olmasıydı. Niall için bekar baba olmak zor olurdu ama çocuk için terk edilmiş olmak daha da zor olurdu.

ArcadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin