BÖLÜM 6: STEFFANY

148 42 43
                                    

  Oturma odasına geçtik. Steffany bacak bacak üstüne atıp oturdu. Üzerindeki elbisenin yırtmacını Görkem'i etkilemek istercesine araladı. Göğüs dekoltesini düzeltir gibi yapıp biraz daha açtı. Tiksindim. Bir köşeye geçtim ve sessizce oturdum. Bir süre odada sessizlik hakimdi. Steffany bir saniye başka tarafa bakmadan bana bakıyordu. Çok rahatsız olmuştum.

(Steffany)- Ahhh canım, merak etme seni ısırmam! Sonuç olarak sevgilimin misafirisin.

Aynı lafı Görkem ettiğinde bu kadar iğrenmemiştim ancak Steffany'nin nefes alışı bile beni fazlasıyla rahatsız ediyordu.

(Steffany)- E anlat bakalım, bizim dünyamıza nasıl girdin? Büyücü falan mısın?

(Ben)- Ne, şey, hayır ne büyücüsü! Sıradan bir insanım. Bende tam olarak nasıl geldiğimi bi-bilmiyorum. Kanlı Ay tutulması oldu ve.. Gözümü açtığımda buradaydım.

  Steffany kısa süreliğine ciddileşti. Sonra tekrar o iğrenç gülümsemesini takındı.

(Steffany)- Ahahah! Benim aşkım beyaz atlı prens mi olmuş! Her zaman kendinden çok başkalarını düşünmeye devam ediyorsun öyle değil mi?

(Görkem)- Ne yapsaydım kızı ortada bıraksa mıydım?

(Steffany)- Yoo, asla! Ama ayağına gelen fırsatı geri teptiğinin farkındasındır umarım. Capcanlı, taze, genç ve güzel bir kızın boynuna dişlerini geçirmek ne kadar da zevkli olurdu düşünsene!

Görkem ile göz göze geldik. Ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordum, o ise çok ciddi bir şekilde önüne döndü.

(Görkem)- Kes artık şunu! Onun kanını içseydim de New York'daki amcanın bile haberi olsaydı dimi. İnsan kanı akınca kokusunu kilometrelerce öteden alabileceklerini sende biliyorsun! Hem vampirler ile insanlar arasındaki ateşkesi bozamam. Bu duyulursa...

(Steffany)- Ahhh kurallar, kurallar! O ateşkes bundan tam 67 sene önce yapıldı. Biz vampiriz Görkem! Kan ile beslenmemiz gerekiyor. İnsan kanının tadının, kokusunun, besleyiciliğinin azıcığının bile buradaki hiçbir hayvanda olmadığını sen de biliyorsun. Ayrıca buna daha ne kadar katlanacağız? Eskiden avlanmaya gittiğimde on dakika içinde hayvan yakalardım. Şimdi ise bulmak saatlerimi alıyor. Buradaki hayvanlar yavaş yavaş tükeniyor! Şimdi idare etmeye çalışıyor olabiliriz. Peki ya üç-beş sene sonra? Vampirler bir çaresini bulup insanların dünyasına giden geçiti açacaklar. Ki yapmakta haklılar da! Zavallı insancıkların başına bir şey gelmesin diye açlıktan ölelim mi?!

Kendimi adeta kurbanlık koyun gibi hissediyordum. Bütün bunlar da neydi? İnsanların hayatı tehlikede miydi? Biran önce kendi dünyama gidip herkesi uyarmam lazımdı ama bana nasıl inancaklardı? O geçit de neyin nesiydi? Neden Görkem ya da Profesör bana bu geçitin varlığından bahsetmedi?

(Ben)- B-Ben izninizle mutfağa su içmeye gidiyorum.

(Görkem)- Tabii ki!

(Steffany)- Ahh tabii ki, bol bol su iç canım! Sonuçta genç ve güzel kalman için bol bol su tüketmen gerekiyor. Ah tabi bi vampir olsaydın yüzyıllarca yaşlanmazdın!

Görkem Steffany'ye sert bir bakış attı. Steffany gülümseyip sustu ve kafasını başka yöne çevirdi. Hızlıca mutfağa gittim. Elim tir tir titriyordu. Bardağa su doldurdum ve içtim. Masaya doğru eğildim ve ellerimi dayadım. Gözlerimi kapatıp derin bi nefes aldım. Bütün bunların kabus olduğuna ve uyanınca her şeyin biteceğine kendimi inandırmak istedim. Kolumu cimcikledim. Canım çok acıdı. Maalesef rüyada değildim. Bu işin sonu nereye varacaktı? Bir vampirin dişleri boynuma saplanmadan bu lanet dünyadan kurtulabilecek miydim? Bu sorular içimi kemiriyordu! Arkamda bir nefes hissettiğimde tekrar kaskatı kesildim. Omzuma bir el deydi. El buz gibiydi! Soğukluğunu hissettiğimde irkildim ancak korkudan kıpırdamadan duruyordum. Karşı koymanın çaresiz olduğunu düşündüm. Belki de... Bu son günümdü. Tırnaklarını batırarak boynumda gezdirdi. Biraz daha yaklaşıp derin bir nefes aldı. Dudakları boynuma deydi. Gözlerimi sıkıca kapatıp dudağımı ısırdım. Son bir defa sevdiklerimi düşünmeye çalıştım. Diliyle bir yemeğin tadına bakar gibi boynumu yaladı. Artık ısıracağından emindim!

(Steffany)- Ahahah! Seni masum şey! Seni ısıracağımı düşündün dimi. Kalbinin deli atışını ormandaki minik bir tavşan bile duyabilir.

Bir anda gevşedim. Dizlerimin bağı çözüldü, kendimi saldalyeye attım. Elim ayağım zangır zangır titriyordu. Korkudan ağlamamak için zor duruyordum.

(Steffany)- Ahh ama hiç eğlenceli değilsin! Seni ısırmama ramak kaldığı halde "Yapma" bile demedin. Sevdiğim şeyler çabalamadan önüme geldiğinde hevesim kaçıyor. Bir dahakine birazcık karşı koy. Hayatın bu kadar ucuz mu? Ahahah! Hemen pes etmemelisin canım!

Bir dahakine mi? Ne demek bu şimdi! Yavaş adımlarla sürahiye doğru yürüdü. Bardağıma su doldurdu ve bana uzattı. Şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Ne yapmaya çalışıyor bu pislik diye düşündüm.

(Steffany)- Aaa daha ne kadar süre bekliyeceğim! İç şu lanet suyu, korkudan kalbin fırlayacak!

Dediğini yaptım ve suyu alıp içtim. Tekrar gülümsüyordu. Beni bi süre süzdü.

(Steffany)- Bana bak seni kaltak şey! Görkem sende ne buluyor emin değilim! Neden senin gibi sıradan bir ölümlüyü koruyor, amacı ne anlamıyorum! Ama birbirinize bakışınızı gördüm! Sakınnn o küçük kafanda sevgilime karşı bir şey hissetmeye kalkma! Yoksa bir dahakine elimden dirensen de kurtulamazsın!

O sırada mutfağa Görkem girdi. Hiç çalışmadığım sözlüde tam sıra bana gelmişken zil çalıp ders bittiğinde hissettiğim mutluluğun aynısını hissettim. Görkem'in sinirli bakışı çok şey ifade ediyordu. Doğrudan Steffany'nin gözlerine bakıyordu.

(Görkem)- Ne yapıyorsun burada?! Bana makyajını tazeleyeceğini söylemiştin!

(Steffany)- Aa aşkım bu kadar sinirlenme! Hiçbir şey yaptığım yok. Sadece Aysima ile kız kıza sohbet ediyorduk. Birbirimize biraz daha zaman ayırsak çok iyi anlaşacağımızdan eminim, öyle değil mi şekerim?

Steffany doğrudan bana bakıyordu. Sanırım "Hayır" deme şansım yoktu.

(Ben)- Evet!

(Steffany)- Ahh bak kulaklarınla duydun işte!

Görkem inanmışa benzemiyordu.

(Görkem)- Senin Bob amcaya gitmen gerekmiyor muydu?

(Steffany)- Ah evet unutmuşum! Yeni misafirin aklımı başımdan almış olsa gerek! Ahahah! Sadece şakaydı!

Steffany gitmeye hazırlanıp ayağa kalktı. Görkem arkasına dönüp çıkışa doğru gitti. Steffany kulağıma eğilip "Az önce yaşananlardan Görkiciğime bahsedersen seni gebertirim!" dedi. Yine korkudan kaskatı oldum. Sonra yavaş adımlarla çıkışa doğru gitti. Görkem'e sıkıca sarıldı, öptü ve gitti.

Hikayemi oylayp yorum yaparsanız çok sevinirim 💓

*Kapaktaki resim (Steffany) @sahra_art adlı instagram hesabına aittir.

BLOODY MOON VAMPİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin