"Taeyong orada daha fazla üzülürsün!"
"Üzüleceğimi sanmıyorum, hem... büyük ihtimalle seçilmem bile."
"Eğer seçilirsen mutlu olacağına inanıyorsan başvur."
Genelde içindeki sesi dinleyen bir insandım, beni en iyi kalbim tanırdı. Bu yüzden numarayı arayıp görüşme yeri ve saatini öğrenmiş, not almıştım. İyice de hazırlanmıştım, takım elbisemi ütülemiş, saçımı yapması için Sicheng ile anlaşmıştım. Alarmım kuruluydu, uykumu alabilmek için erkenden yatmıştım.
Yine de aabahın ilk ışıklarında gözlerimi açmıştım, kalkıp kahvaltı hazırlayıp yedim. Sicheng'in odasına gidip perdeyi açmış ve güneşi odaya davet etmiştim. Güneş ışığından nefret ederdi, zaten hemen diğer tarafa dönüp uykusuna devam etti."Sicheng saçımı yapacağına söz vermiştin."
Bana doğru dönüp elini kaldırdı ve gözlerine siper aldı.
"Uyandım, çok acıktım!"
"Kahvaltı hazır, yüzünü yıka gel."
Odadan çıkıp banyoya girdim, banyo eski yapımdı. Çok modern değildi ama çok eski değildi. Klozet vardı ama yerler mermerdi, lavabo mermerin içindeydi ve duşakabin tarzında ama camsız bir duş alıyordunuz. Üstelik kapı eskiydi, eğer fazla zorlarsanız içeride kalma ihtimaliniz yüksekti. Evin diğer kapıları eski Kore evlerinden birinde oturduğumuz için sürgülü kapıydı. Dış kapıyı biz değiştirmiştik.
İçeri girip kısa bir duş aldım, Jaehyun'un karşısında ne yapacağımı bilmiyordum ama eşi beni daha çok geriyordu.
Dişlerimi fırçalayıp çıktım banyodan, kapıdaki Sicheng ile karşılaştığımda uykulu haline güldüm ve kenara çekildim."Manken falan olsana sen, diş macunu reklamlarında da işe alınabilirsin."
Gülüp sesimi hafif yükselterek cevap verdim, tamamen bağırmama gerek yoktu. Evde yankılanıyordu seslerimiz.
"Çok abartıyorsun!"
İçeri gidip elime bir kitap alıp koltuğa oturdum, çok geçmeden Sicheng masaya oturup kahvaltısına başladı.
" Eminsin, değil mi?"
"Evet, iyi olacağım."
Ben yirmi üç sayfa okurken Sicheng kahvaltısını bitirip yanıma geldi ve mırıldandı.
"Takımını şimdi mi giyeceksiniz Bayım yoksa sonra mı?"
Hafifçe gülümseyip rolüme büründüm.
"Takım elbisemi sonra giyeceğim, acele edin lütfen."
Salondan çıktı, birkaç saniye sonra geldiğinse elleri doluydu. Ellerindeki koltuğa, yanıma bırakıp saçlarıma dokunduğunda yanımda duranlara göz gezdirdim. Bir sürü tarak, iki sprey, birkaç tane küçük mandal benzeri toka, küçük lastik tokalar...
Önce saçlarımı taradı, ayırdı, yokaları taktı. Bir süre sonra fön makinesinin sesi gelmeye başladığında gözlerimi kapattım, ne kadar süre geçti bilmiyorum ama fön makinesinin sesi kesildiğinde gözlerimi açtım. Sicheng banyodan aldığı aynayı önüme koydu, eski bakımsız saçlar gitmiş, yerine başka saçlar gelmişti sanki. Benim yaptığım tek bakım duştan sonra saçlarımı taramak iken, Sicheng'in saçlarının sırrı bu işlemle çözülmüş oldu.
"Muhteşemsin Cheng."
"Biliyorum bebeğim, bunu herkes söylüyor."
Egolu bir şekilde gülerek eşyalarını aldı ve salondan çıktı, egosu boşaydı çünkü biri ona iltifat ettiğinde Yuta bir şekilde öğrenir, olay çıkarırdı. Sicheng'in bana anlattığı olaylara bakılırsa sevgilisinin peşine gizli ajan tutmuş gibi görünüyordu fakat bunu yapmayacak kadar akıllıydı, paranın değerini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Jung - JaeYong-
FanfictionLee Taeyong bir gün sosyal medyadan karşısına çıkan mutlu aile tablosundaki Jung Jaehyun'a aşık olur. Evli olduğundan bir ilişki hayal etmemeye çalışır, sevdiği adamı biraz daha görmek için şirket için aranan sekreter işine başvuru yapar. Ve zaman g...