9

2.9K 241 366
                                    

Çorbayı bacaklarımdan masaya bıraktım ve ona baktım ama bakışlarını elindeki kitabımdan ayırmadı.

"Güzel bir kitap."

Kafasını sallayıp biraz sayfaları karıştırdıktan sonra bacağıma bıraktı.

"Kitap okumaya vaktim yok."

"Bugün dinlenin, kitap da okursunuz. Yarın işleri tamamlarız."

"Olmaz Taeyong, çok işimiz var."

Biraz sessizlik olduğunda derin bir nefes aldım, içimden "sesin bile normal çıkmıyor, kapa çeneni ve beni dinle!" diyesim vardı fakat diyemezdim, patron Jaehyun'du.

"İşleri ben hallederim."

Bana biraz boş bakışlarıyla baktıktan sonra çorba tepsisini aldı ve çorbayı içmeye başladı.

"Müzik açmamı ister misiniz?"

Kafasını iki yana sallayıp çorbayı hızla bitirdi ve hasta olduğundan garip çıkan sesiyle mırıldandı.

"Bana battaniyemi getirsene."

Odasına çıkıp battaniyeyi yataktan çektim ve yere deymemesi için yüzümün hizasında toplayıp sarılarak aşağı indim. Battaniyeyi omuzlarına koyarken bana baktığını farkettim, gözlerime bakmıyordu ama yüzümü inceliyordu.

Battaniyeyi omuzlarından beline uzattım, böylece hem sırtı hem de kolları örtülüydü.

Geri çekilmedim, beni incelemesine izin verdim. Yaptığım çok yanlış anlaşılabilir bir hareketti belki ama sadece kalbimi dinliyordum.

Tüm yüzümü inceledi, yanaklarımı, dudaklarımı ve en son gözlerimi...

"Bu... ne?"

Yara izime parmağını deydirip çektiğinde yutkundum ve gözlerini bakarak mırıldandım.

"Alerjim vardı."

"Hım."

Biraz geri çekilip yanına oturdum ve mırıldandım.

"Kahvaltı-"

"Sen git, ben gelirim birazdan."

Mutfağa gidip elime bir elime aldım ve yavaşça kesmeye başladım. Ardından ona baktım, kafasını koltuğun arkasına yaslayıp  gözlerini kapatmıştı. Ellerini kaldırıp saçlarından geçirdi ve battaniye bu hareketle kollarından koltuğa düşmüş oldu.  Bir süre öyle durduktan sonra ayağa kalktı, dikkatimi elimdeki elmaya verirken kesmeye devam ettim ve bir tabağa kestiklerimi  koydum, ardından bir portakal aldım elime. Onu da kesmeye başladığımda mutfağa girdi ve sandalyeyi çekerek oturdu.

''Bugün meyvesuyu istemiyorum, kahve istiyorum.''

''Peki.'' diye mırıldandım kahve makinasının tuşuna basarken, o ise boğazını zorlayarak konuşmaya devam etti.

''Kahvaltıdan sonra gidip dün masamda bıraktığım dosyaları getirmeni istiyorum, Jongdae'ye de toplantıyı ertelemesini söyle.''

''Peki Bay Jung.''

''Ya da şirkette mi çalışsak?''

''Siz bilirsiniz ama evde çalışmak daha iyi diye düşünüyorum, hastasınız.''

''Kahvaltımızı yapıp şirkete gidelim, orada daha iyi çalışırım. "

" Peki Bay Jung. "

Benim yanıma gelip elini omzumdan uzattı, koltuk altı omzuma geliyordu ve eli neredeyse belimdeydi.

" Bir şey mi oldu? "

Bay Jung   - JaeYong-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin