Bölüm 3- "Karanlık ve aydınlık arasındaki ince çizginin üstündeydim."

48 2 0
                                    

"-Karanlık ve aydınlık arasındaki ince çizginin üstündeydim. En ufak bir hatada karanlık beni alt edebilirdi. En ufak bir fırsatta ise ben ona hükmedebilirdim."

Gitmeli miydim?

Belki de polise haber vererek gidebilirdim. Polis mi? Ruhum güldü. Hayır unut bunu. Polisin kim için çalıştığı bilinmiyordu bile. Başımı iki yana salladım. Boğazım kuruluktan acıyordu.  Anahtarı çevirip arabayı durdurdum. Derin bir nefes alıp arabanın ön camından dışarıya baktım.

Burada ne işin var Lina Göksun!

Hava karanlığını ormanın derinliklerine çoktan salmıştı. Ağaçlar puslu sessizliğin örtüsüyle örtülmüştü. Ormanlık alanları sevmiyordum. Ormanlık ve sessiz alanları hiç ama hiç sevmiyordum. Bana istemediğim, içimde büyüyen karanlığı hatırlatıyordu. Daralan nefesimi önemsememeye çalışarak havayı içime çektim. Topla kendini şu an yeri değil!

Tabiat ormanına burada ne işim var diyen gözlerle bağırarak baktım. Evde olmam gerekirken ben buraya, Anneannemin mektubu üzerine ve sonradan gelen notun sahibiyle görüşmeye gelmiştim. Gözlerim arabanın saatine takıldı saat sabah 18:49'du. Saatin akşam 19:00'ı göstermesine on bir dakika kalmıştı. Onu bulabileceğimden emin bile değilken bu deliliği yaptığıma inanamıyordum. Anneannemin mektubu kafamda bir sürü yeni soru işaretlerine neden olmuştu aynı zamanda beni çıkmaz ve sonunu bir türlü göremediğim puslu bir arayışa da sürüklemişti. Benden kendimi bulmam gerektiğini yazmıştı. Ben kendim değilsem kimdim? Bir türlü benimle iletişime geçemeyen rehberlerime mi danışacaktım? Nasıl yapacaktım bunu? Bence o ilahi rehberler umutsuz vaka olan benden çoktan ümidi kesmişlerdi.

Koltuğuma yaslanıp başımı arkaya attım göz kapaklarım buluştu ve karanlığa gömüldüm. Derinlemesine düşünmeliydim. Neden özeldim. Vücudumdaki enerji dağılımının dışında bir şeyler olmalıydı. Doğum tarihim 21 Aralık 2012'di. Tam Cuma günü 01:11'de doğmuştum. O tarih Maya takviminin sonu olması sebebiyle dünyada sayısız kıyamet senaryoları üretilmiş. Fakat gözle görünür hiçbir kıyamet alameti gerçekleşmemiş. İnsanlar doğum tarihimi sorduklarında verdiğim cevaptan sonra aldığım tepkiler beni araştırmaya itmişti.

Maya takvimine göre o tarih Dünyanın sonunu gösteriyordu. Fakat ne hikmetse ilahi yasalar bize acımış olacaktı ki sene 2039'du ve hala yaşıyorduk. Bilimsel araştırmaların beni hiçbir yere taşıyamamıştı fakat göksel, haritalar, enerji dağılımları ve metafizik araştırmalar konuya çok farklı bir bakış açısıyla yaklaşmam gerektiğini yüzüme vurmuştu. Metafiziksel araştırmalara göre 21 Aralık 2012'de Dünya 3. Boyut realitesinden çıkıp Foton kuşağına girmişti. Bu da Güneş sisteminin uzayda ilerlerken uğradığı yüksek enerjinin Dünya ile buluşmasına neden oluyordu. Bu tam olarak şöyle açıklanıyordu; İçinde yaşadığımız Samanyolu Galaksisi uzayda sürekli genişlemekte. Güneş sistemimiz ise bu genişleme ışığında düz bir çizgide silindirik bir yörüngede ilerlemekteydi. Yani, çizgiye paralel değil, çizginin etrafında eliptik bir eksen çizerek, çizgiyi sarmakta. İşte bu bir tam eliptik dönüş tamamlandığında güneş sistemi bir üst enerji seviyesine geçmiş oluyordu. Güneş bu ekseni 26.bin yıl gibi bir sürede tamamlıyordu. Eliptik çizgiyi ortadan ikiye bölünmüş şekilde düşünürsek, ortaya çıkan yayın bir tanesi 11 bin – 12 bin yıla tekabül ediyordu. İki yayın birleştiği iki noktada ise foton kuşakları bulunuyordu. 

Mayalıların görmüş olduğu 21 Aralık 2012 tarihi aslında Güneşin 26bin küsür yıllık elips ekseninin o tarihte tamamlanacağı ve yeni bir enerji eksenine geçmek için foton kuşağına gireceğiydi. Bu tarihte olan şey, Metafizik dünyasına göre şöyle tarif ediliyordu; 3. Boyut dönemi bitti ve 5. Boyuta geçiş için foton kuşağına girildi.

SpatyumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin