12.Bölüm

583 696 63
                                    

Bölüm sözü: Korkaklar ecelleri gelmeden birkaç kere ölürler. Cesurlar ölümü bir kere tadarlar.

Soğuktu. İnsanlar, eşyalar ve hava... hepsisoğuktu. Yürekleri saymıyorum bile çünkü onlar hiç ısınamadı. Bir kişininyüzünden tüm herkese soğudu bedenler. Bir yalan yüzünden tüm her şeye küstüinsan. Evet, değil insanların yalanlarını, sahteliklerini, iki yüzlülüklerinigörüp sıcak kalabilmek kolay değil. Sıcak bir gülümseme eşliğinde saatlerce sohbet edebilmek kolay değil. İşte bu yüzden kırmayalım, yalan söylemeyelim. Hayat dürüst olunca daha kolay yaşanıyor çünkü.

İçim karışık duygularla kavrulurken bedenime değen ürpertiyle gözlerimi aralamaya çalıştım. Sanki biri gözlerimi yapıştırmış gibi aralayamıyordum. Birisi, ya da bir şey gözlerimi açmama engel oluyordu. Aklıma birden küçükken yaptığım bir yaramazlık geldi. Babamın japon yapıştırıcısını makyaj aleti sanıp kirpiklerime sürmüştüm. Tabii sonu hüsran oldu. Babam kirpiklerimin hepsini kesmiş, ancak o şekilde açabilmiştim gözlerimi. Uzun süre aynada kendime bakmaya korkar olmuştum. Daha sonra uzamışlar hatta daha canlı gözükmeye başlamışlardı.

Eskiyi bir kenara itip uzun uğraşlar sonucu gözlerimi araladıktan sonra etrafıma baktım. Karanlık bir odada yumuşak bir yatağın üzerindeydim ve üzerimde ince bir pike vardı. Cam açık olduğundan oda serindi. Yatakta doğrulup etrafa baktım. Oda diğer kaldığım odaya göre oldukça kalabalık, eşyalarla dolu bir odaydı. İki komodin, bir dolap, bir makyaj aynası, çalışma masası ve çift kişilik yatakla doluydu. Yatağın nevresimi kahverengiydi. Aslında odadaki çoğu eşyanın rengi kahverengi, beyaz ve kremden ibaretti. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp bir sürece öylece bekledim. Hiç hareket edesim yoktu. Nefes dahi almak istemiyordum. Kendimi zorlayarak ayağa kalkıp odanın kapısı açtım. Daha doğrusu açmaya çalıştım fakat açılmadı. İki elimi yumruk yapıp var gücümle kapıya vurmaya başladım.

''Anıl, aç kapıyı. Beni burada kölen gibi tutamazsın. İstediğin zaman odaya kilitleyip istediğin yere götüremezsin. Bak camdan atlarım, bileklerimi keserim. Aç şu k-'' bileklerim biri tarafından tutulduğunda ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi aralayıp gelen kişiye baktım. Anıldı. Kaşları çatık bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu.

''Bileklerimi bırakır mısın?'' fısıltıdan farksız çıkan sesime aldırmadan bileklerimi tutmaya devam etti.

''Anıl, canımı acıtıyorsun.'' Dediğimde hala ruh gibi bakıyordu. Ellerimi çekmeye çalıştığımda sanki hipnozdan çıkmış gibi ellerini geri çekti. Önce odaya, sonra bana ve ardından bileklerime baktı. Yutkunduğunda yüzüne bakmamak için gözlerimi yere çevirdim.

''Neden Hazal?'' sorduğu soruya korkarak yanıtladım çünkü şuan hiç de iyi gibi durmuyordu.

''Ne neden?'' odanın kapısını sertçe kapattığında korkuyla yutkundum. Geriye doğru bir adım attığımda o da bana doğru bir adım attı.

''Neden lan neden, neden hiç biriniz anlamıyorsunuz beni! Neden hepiniz zorluk çıkartıyorsunuz. Evet, belki sana iyi bir şey yapmadım. Seni kaçırdım, ailenden uzak tuttum ama hepsi şu içine ettiğimin olayı yüzünden. Kıskandım abi, seni başkasıyla görünce delirdim anlıyor musun?'' gözlerini kapatıp bir süre öylece bekledi. Bende o sırada sessizce ağlamakla meşguldüm.

''Tamam, madem gitmek istiyorsun... istediğin olsun.'' Yanıma gelip yumruk yaptığım elimi açtı. Elimin içine metal bir şey değince irkilerek elime baktım. Verdiği şey bir anahtardı.

''Bu ne?'' sessiz kalarak canım yanına gitti.

''İstediğin yere git, ben seni bulana kadar istediğini yap.'' Elimin içindeki gerçek anahtar ı diye uzunca baktım. Gerçekti. Karanlık odada bana baktığını hissedince bende ona baktım. Duruşu sertti. Gülmüyordu.

Sen Yapamazsın (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin