Bölüm4| Mor Lavantalar

78 13 20
                                    


Hoseok'un bakış açısı

     Ara tatil başlamıştı. Taehyung'un itirafından ve benim de ona karşı olan hislerimi açığa kavuşturduğum o yağmurlu günün ardından dört gün geçmişti. İmkansız gibi bir şeydi ancak biz beraberdik. En azından bu dört gün içinde herhangi bir sorun çıkmamıştı. Bunu devam ettirmeye çalışıyor aşkımızı saklıyorduk. Ben... artık korkmuyordum. Ona olan duygularımı gizlemek istemiyordum. Elini bırakmak ya da biri bize bakıyor mu, dikkat çekiyor muyuz diye düşünmek istemiyordum.
     Ancak onu öfke dolu ellere atamazdım. O narindi, kırılgandı, güzel kalbi dayanamazdı öfke dolu ellere. Çocuk ruhu ağlar, izleri silinen ellerini kesiğe boğarlardı. Kendimi düşünmüyordum, kendim için korkmuyordum. İçimdeki korkuyu silmiş yerine onun tohumları ekilmişti.
'Ya onu benden alırlarsa?'
Bu iki haftalık tatilimizde ikimizde aynı yalanın arkasına sığınıyorduk: Kütüphane.
Ben babamdan, o annesinden kaçıyordu. Annesi...
     Taehyung hakkında öğrendiğim bir şey varsa o da annesine olan bağlılığıydı. Babası annesini aldatmış, onları terk etmişti. Taehyung, bu yüzden bu kadar çalışmış ve tıp fakültesini kazanmıştı. Ailesine bakmak için... Onlara bir nebze olsun rahat bir yaşam verebilmek için.
     O benim gibi değildi. Bakmakla yükümlü bir annesi ve lise son sınıfa giden bir kız kardeşi vardı ve Taehyung onlara kalben bağlıydı.
      Ben onun gibi değildim. Anne sevgisini hiç tadamamıştım iliklerime kadar. Hiç kardeş nedir bilmemiştim. Birine bakma yükümlülüğü hiç binmemişti omuzlarıma.
      Annem ben yedi yaşındayken vefat etmişti... Ben öldüğünü hiç kabul etmemiştim. O bizi terk etti derdim hep. Hiç mezarına gitmemiştim bu yüzden. Onun ismini, değersiz bir taşa kazınmış görmek istemiyordum.
O benim değerlimdi. Bir taşta yeri yoktu.
     Tek ailem babamdı şimdi de. Ne kadar aile denirse o da... Ancak Taehyung, beni annesiyle tanıştırınca aile nedir anlamıştım az da olsa. Yedi yaşımdaki beni uyandırmış yavaşça saçlarını okşamıştı yaşlı Kim. Nur yüzüyle gülümsemiş ve nedir bilmediğim sevgiyi fısıldamıştı kulaklarıma. Buseler kondurmuştu yedi yaşındaki bedenin yanaklarına,  sıkıca sarılmıştı ona.
     Ancak bu kısa sürede elde ettiğim şeyler, uzun yıllardır adını bilmediğim sevgiyi, yeni dönem başlayınca yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştım, sorguya çekilmiştim.

'Kim o yanındaki, Hoseok?'

     Babam. Kim, tahmin edemiyorum ama biri bizi görmüş ve bunu hemen ona söylemiş. Üniversiteye geçtiğim süreç içinde hiç arkadaşım olmamıştı. Ve babam etrafımdaki herkesi tanırdı. Beni ondan koparacak her şeyi benden uzaklaştırmıştı. Hiç sevgilim olmamıştı. Kız arkadaşım diyebileceğim herkesi tehdit etmişti. Bana yaklaşmaya korkar olmuşlardı. Şu an karşımdaki sinirli yüzün, çatık kaşların sebebi de bu olmalıydı. Şaşırmış olmalıydı belki de. 'nereden çıktı bu' diye düşünüyor olmalıydı. Ancak onun erkek olması bazı şeyleri kolaylaştırıyordu.

'Sadece arkadaşım. Baba.'

'Umarım bu seni engellemez, Hoseok. Kütüphaneye çalışmak için gittiğini varsayarak izin veriyorum. Beni uğraştırmak ve peşine adam taktırmak istemezsin diye düşünüyorum.'

'Hayır baba. İstediğiniz mesleği yapacak ve size iyi bakacağım, emin olun.'

'Hiç şüphen olmasın Hoseok. Bunun için buradasın. Bunun için seni doyuruyorum. Çöpte değil de şu an burada olmanın tek sebebi, bana para getirecek olman.'

     Ne kadar canımı acıttığını bilmeden söylerken bu sözleri, yavaşça ayağa kalkmış ve beni masada yalnız bırakmıştı. Biliyordum, beni yanında tutmak için her şeyi yapardı. Gözünü büyük bir hırs bürümüştü, tek istediği şey paraydı. Ancak ona istediği şeyi vereceğimi düşünürken, yanılıyordu. Aşık olayım ya da olmayayım. Onun bana yaptıkları görmezden gelinecek şeyler değildi. Kendi düzenimi kuracak ve kaçacaktım. Zordu. İstediğim şey o varken gerçekleşmesi çok zordu. Ve yanıma Taehyung'u almam işleri daha da zorlaştıracaktı. Annesi gözlerimin önünden gitmiyordu. Belki de diyordum... Belki de o bize karşı çıkmaz, bu aşka karşı çıkmaz. Ve bunun yanında da büyük bir vicdan azabı vardı. Onu öylece bırakıp gidemezdik...
.
Taehyung'un bakış açışı
 
     Ağzımdaki lokmayı çiğnerken bir yandan da önümdeki notların yanındaki bana aldığın, kurumaya yüz tutmuş lavantalara bakarken dediklerini düşünüyordum.

Purple Love| VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin