SIR-2

8.3K 206 203
                                    

Üstteki sır değil "sir"

Kapıyı bir kere daha düşünmeden açtığıma pişman olmuştum. Birisi (büyük ihtimalle yeni gelen profesör) toparlanıyordu, içerine 3-4 öğrenci vardı ve doğal olarak hepsi bana bakıyordu.
Konuşmadan önce kendime inceleme fırsatı verdim.

Güzel gözleri vardı. Ve fiziği. Benden yaşça ve boyca büyük oldu barizdi. Dikkatle (ayrıca ekstra garip bir ilgiyle) bakan gözleri (tanrım cidden güzel) üzerimde geziniyordu. Sade ama şık giyinmişti, ve bu sadeliğe rağmen tüm dikkatleri üzerine çekebilecek bir aurası vardı.

"B-ben üzgünüm, efendim. Sınıfları karıştırmış olmalıyım." Kapıyı kapatıp orayı tüm utancımla terketmek üzereyken, profesör konuştu. "Yanıma gel ve kendini tanıt." Siktir.
Şokla gözlerim açılırken kendimden emin olmayan adımlarımı profesörün masasına ilerlettim. Ben ona ilerlerken gür sesiyle tekrar konuştu.
"Ders bitmiştir gençler, dağılın." Herkes dışarı çıkmak için hareket ederken yanına geldim.

"Dinliyorum." Kendinden emin sesi beni harekete geçirmişti.
"Thomas Stanley Holland. Tom ismini kullanıyorum." Kekelemem onu güldürmüştü. Siktir siktir siktir. Gay değilsin, Tom, sakinleş.

"Jacob Benjamin Gyllenhaal. Jake denmesini tercih ederim." Gülümseyerek elini uzattığında elini sıktım. TOM, TANRI AŞKINA SAKİNLEŞ. Elim titriyordu, farketmemesi için hızlıca elimi çektim.

"Artık yeni yetmemsin, Holland." Anlamayarak gözlerimi kırpıştırdım. YetmeM dedi!! Kahkaha attığında hâlâ şaşkın bir balık gibi onu izliyordum.
"Ah üzgünüm, benim hatam, buradaki profesörler farklı bir şey diyordu... her neyse. Kısaca Thomas Stanley Holland, bana bir ya da birkaç öğrenciyi özel olarak eğitebileceğim söylendi. Ve ben seni özel öğrencim ilan ediyorum." Son cümlede göz kırpması dikkatimi dağıttığı için birkaç saniye geç cevap verdim.

"Efendim, haddimi aşmak istemem ancak az önce tanıştık. Derslerimi bile bilmiyorsunuz, ve kabalık etmek istemem ama ben de sizin ne alanda eğitim verdiğinizi bilmiyorum... Düşününce, şaka mı bu?" Yine çok konuştum! Of!

"Şaşırmanı anlıyorum. Zamanla şaşırmaya alıştırsın, Tom. Tom dememde bir sorun var mı yoksa Holland mı demeliyim?" Bana sorduğunda şaşkınlığım artmıştı. Bu adam... çok garipti. "Tom diyebilirsiniz efendim, y-yani istediğinizi diyebilirsiniz. Siz profesörsünüz." Çantasını koluna taktı ve yürümeye başladı. "Benimle gel Tom, ayrıca sana istediğim şekilde hitap etmemi istemezsin."

Hızlıca onu takip ederken ergen düşüncelerim beynimi istila ediyordu, ufak bir gülüş atıp yanından yürümeye devam ettim. Yüksek ihtimalle geç kaldığım dersim zerre kadar umrumda değildi.

bölüm sana
starboybarnes

sir? |gyllenholland|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin