Bir Wertheimer Olacağım. 26:10:2013

163 10 2
                                    

Hislerimin çalkantısına engel olamıyorum, adeta içimde tükenmek bilmeyen, sürekli köpüren, asitli yakıcılığıyla can acıtan, kabaran,  basınçlı, hain ve haşin bir taşkınlık var. Bugün, nasıl geçti…. Bugün nasıl geçti? Hiçliğin üzerine oturtulmuş bir avuç kuru bir toz misali, zaman ise ağzı nefes dolu bir yanak, üfledi işte. Üfledi bugüne ve göz açıp kapayıncaya değin bitti yine. Yine ve yine.

Andan zevk alamamak gibi ağır bir beceriksizliğim var; kendimden nefret ediyor, kendimi aşağılıyor ve benden ustun olan herkese dair yoğun bir aşk duyuyorum: tam bir wertheimer gibi. Ben, katıksız bir wertheimer’ım, evet,  muazzam yeteneklerini; düşünceleri, korkaklığı ve çekingenliğiyle mahveden bir kaybedenim  üstelik.  Kör bir baykuşun ta kendisini besliyorum içimde, kendi ellerimle, kendi kalbimden kendi kayıplarımla besliyorum onu, ki gün geldiğinde kaburgalarımı kırıp etimi kemirerek vahşi bir anka gibi cesedimden yeniden doğsun. Doğsun, ki, korkularım ve hayal kırıklıklarım onun sayesinde sonsuza dek sürdürsün  varlığını, ben öldükten sonra bile.

"kendinle yarışa girip, o yarışı kaybettiğin an gerçek suratına bir tokat gibi çarpıyor ve evet işte o an kaybediyorsun." diye fısıldadı ani bir ‘gece' dün bana, kabul ettim, evet, kabul etmek dışında yapabileceğim bir şey yoktu, çünkü ben sapına kadar wertheimer'ım.

Mutsuzluğumu sanatıma bulayıp, sanatın da beni boğacağı o son ana kadar bekleyip en yanlış zamanda kendimi asacağımı biliyorum.

Çünkü, kaderi, intiharla sonlanacak insanlar bunu taa doğumundan itibaren bilir; içlerinde taşıdıkları o ilginç melankoli hissettirir onlara kendilerini gene kendileri öldüreceğini. Bu intihara meyilli insanın bozuk içgüdüsüdür, yaşamak değil ölmek onun ilgisini çeker ve bir sevgili gibi azraili düşler.

Bugün nasıl geçti? Gecenin karanlığı bastırıp kendimi yatağımda koyu, kirli, karmaşık ve yoğun düşüncelerimle baş başa bıraktığımda yazıyorum bunları. Yastığımın üzerindeki kafatasımın sakladığı her bir çığlığı sessizce buraya yazıyorum işte, sessizce, ilmek ilmek, bir sırrı saklar gibi dokuyorum buraya her şeyi. Mutsuzluk benim kişiliğim, hayat gün be gün zorlaşıyor ve adeta yaşama sabrımı deniyor benim. Derin bir nefes çekip mutlu olmayı diliyorum.

Fakat Bugün gerçekten mutlu olduğumu buruk bir şekilde fark ettim. Hep beraberdik, bütün eski arkadaşlarım, dostluklar ve aile bağı ve en önemlisi, müziğin hafif bir tınıyla birbirine bağladığı küçük insancıklar.

Evet, bugün mutlu gibiydim, mutluluğun bir an serzenişlenip içimde kuyruklu bir yıldız gibi aniden belirip süzüldüğünü gördüm.

Bugün nihayet, bir tutamlık huzurla dalıyorum uykuya.

Uyku, bu sefer ağlamaktan şişmiş gözlerimi dindirecek ve özlenen eski dostların anılarını hayali bir sonsuzlukta bana tekrar yaşatacak olan yegane bilinçsizlik durumunu barındırıyor kendinde. Bilincimi geceye kapamak üzere yazımı noktalıyor, ve "bir gün her şey güzel olacak, bir gün ben, glenn olacağım, ya da daha iyisi, bir gün ben cesur bir wertheimer olacağım, çekinmeyen , korkmayan...” diyorum.

Bir gün, ben, yaşamdan ve kendimden nefret ettiğim için değil, yaşamayı çok sevdiğim için kendimi öldüreceğim, çok sevdiğim diğer her şeye yaptığım gibi. 

Hoşça-kalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin