Eylem, Fethi'nin mezarının başında saatlerce oturup bekledi. Gözleri yağmurlarını olabildiğince akıttı. Zaten Fethi'nin ardından koca bir hiçliğe bürünmüştü. Ruhu bedenini terketmiş, duyguları körelmişti. Onu kendisi yapan tek dayanağı artık yoktu. Karanlık toprağın altında Eylem'i bekliyordu.
Elini Fethi'yi örten o topraktan kaldırıp mezar taşında gezdirdi. "Derya ve Yavuz evlendi" dedi gülümsemeye çalışıyordu ama üzüntüsü ağır basıyordu. "Su'nun doğumuna da az kaldı. Bir kaç hafta sonra küçük Fethi geliyor. Görsen o kadar mutlular ki hele de Feyzullah" sol elini göz yaşlarını silmek için kullandı.
"Keşke sende burada olsaydın sevgilim. Kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki... Seni her geçen saniye daha da çok özlüyorum" dudaklarını ısırdı.
"Aslında buraya başka bir haberi vermek için geldim" derin bir nefes aldı ve bıraktı.
"Yeni bir görev aldım. Düğünde Turan Usta yanıma geldi ve gitmek isteyip istemediğimi sordu" başını hafifçe sağa sola salladı. "Kabul ettim Fethi. Seni burada bırakmak içime sinmiyor ama seninde dediğin gibi bizim işimiz bu. Ne olursa olsun, nasıl yaralar alırsak alalım ülkemiz adına savaşmaya ant içtik" yanaklarına süzülen yaşlarını yeniden sildi.
"Asla pişman değilim. Biliyorum ki bu ülkeyi, bu ülkenin güzelliklerini isteyen bir sürü kansız var ve yine biliyorum ki benim seninle gurur duyduğum gibi sende benimle duyuyorsun" Sonunda ufakta olsa bir tebessüm belirdi yüzünde.
"Bu gece uçağım var. Hatırlıyor musun? Sana bütün bunlar bitince uzun bir tatile çıkarız demiştim. Sende gözlerimin içine bakıp gülümseyerek 'çıkarız' demiştin"Hıçkırıklarını daha fazla tutamadı içinde.
"Şimdi burada olsaydın o uçağa birlikte binip giderdik. Bir tatil olmazdı belki ama yinede beraber olurduk"
Gözleri düşünceleriyle ters doğrultuda ilerleyip daha da akıttı yaşlarını.
"Belki bu sefer bende yanına gelirim. Hem daha fazla ne kadar dayanabilirim bilmiyorum"
Kafasını sevgilisinin mezar taşına yasladı ve göz yaşlarının mermeri ıslatmasına izin verdi. Gözlerini kapattı ve uzun bir süre öylece bekledi. Bir anlığına bile olsa onun yanında, omuzuna başını yaslamış olmayı diledi. Bunun için neler vermezdi.
Sonunda kafasını soğuk mezar taşından kaldırdı.
"Şimdi gitmem lazım"
Kendisini olabildiğince zorlayarak gülümsedi. Uzun bir süre görüşemeyeceklerdi ve Fethi'nin onu ağlayarak gittiğini görmesini istemiyordu. O da biliyordu bunun zoraki ve içten bir gülümseme olmadığını bunu sevgilisinin de bildiğini ama yinede zorladı kendini.
"Sadece bilmeni istiyorum sevgilim. Nereye gidersem gideyim sen hep benim yanımda..." Elini göğsüne kaldırıp parmaklarıyla kalbini işaret etti. "Kalbimde olacaksın. Seni iyiki tanıdım, iyiki sevdim. Her zaman sevdim ve sonsuza kadar da seveceğim bunu sakın unutma" son kez eğildi ve sevgilisinin adı yazan mezar taşına bir öpücük kondurdu. Ardından ayağa kalktı ve yine son bir kez arkasına dönüp sevgilisine bakışlarıyla veda etti. Sonrasında yeniden yürümeye başladı.
Düşündüğü tek şey görevini layığıyla tamamlayıp onu bekleyen adama bir an önce kavuşmakı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sözün Başladığı Asıl Yer
ActionBİZ ÖLDÜ DEMEDEN ÖLMEZ... BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ... ( Hikayemiz devam niteliği taşır yeni bir son değil kaldığımız yerden yeni bir başlangıç yapma zamanı. MANTIKLI BIR BAŞLANGIÇ) Eylem ruhunu Fethi ile bıraktı. Dudaklarından dökülen sevgi sö...