O gün boyunca yataktan çıkmadılar. Bunu kendilerine verdikleri ve ihtiyaç duydukları bir tatil günü olarak nitelendirdiler.
Olan biten saçmalıkların hepsini konuşup aralarındaki gereksiz kavgaya bir nokta koydular."Aaa, sana müjdeli haberi vermeyi unuttum Fethi" dedi Eylem gülerek.
Fethi kaşlarını çatıp gülümsedi.
"Ne müjdesi?"
Eylem hafifçe doğruldu.
"Su, Su doğum yapmış"
Fethi oturur pozisyona gelip sırtını yatak başlığına yasladı. Yüzündeki şaşkınlık kelimelerinden hissediliyordu.
"Ne? hani daha var diyordun"
"Evet, vardı. Ama küçük Fethi daha fazla dayanamamış"
"E, amcasına çekmiş" dedi Fethi kahkaha atarken.
"Bak işte o konuda tamamen haklısın"
Eylem de, Fethi'nin kahkahasına eşlik etti."Neredeyse her gün Derya ile konuşuyorum. Ona Fethi yaşıyor, burada yanımda dememek için kendimi zor tutuyorum"
Fethi başını salladı.
"Bende düşünüyorum. Kardeşlerimin karşısına geçip yaşıyorum, henüz şehit olamadım, benden kurtulamadınız demeyi"
Fethi'nin durgun suratına karşılık, Eylem'in yüzü asıldı.
"O ne demek Fethi?"
Fethi ,Eylem'in neyi kastettiğini anlamamış gözüküyordu.
"Ne ne demek hayatım?"
" 'Henüz şehit olamadım' "
Fethi tebessüm etti.
"Seni bir daha kaybetmeyi göze alamam. Senin de böyle bir düşüncen varsa unut çünkü bu sefer seni yalnız göndermeyeceğim"
Fethi, Eylem'i yaklaştırıp alnından sıkıca öptü.
"Benim gitmeye niyetim yok ama biliyorsun Eylem, hayat çok garip. Seçenekler senin elinde, sonuçları değil"
Eylem, Fethi'nin başını kavrayan bileğini tutup gözlerini kapattı.
"Biliyorum ama umrumda değil. Sen olmadan geçen aylarda ben de yoktum aslında. Bedenimi zaten hissetmiyordum, ruhumda hissettiğim tek şeyse acıydı"
Gözlerini açıp sevdiği adama baktı.
"Ve bildiğim bir şey daha var, o da seni bir daha kaybedersem işte o zaman kendimi de tamamen kaybedeceğim"
Fethi, gözleri yağmurlarını akıtmaya hazır şekilde kollarının arasında duran Eylem'in dudaklarına doğru uzanıp kendisininkilerle buluşturdu.
Uzunca bir süre bedenleri birbirine kucak açarken, ruhen ve zihnen de bütünleştiler. Eylem, Fethinin sırtını avuçlayıp olabildiğince kendi vücuduna bastırırken, Fethi de Eylem'in belini kavrayıp isteğine karşılık vererek kendisini Eylem'e doğru ittirdi. Sevdiği adamı her şeyiyle içinde hissetmek ona iyi geliyordu.
Arada ağızlarından dökülen inlemelerle o anın tadını çıkarttılar.Eylem bildirim gelen telefonuna uzanıp saate baktı.
"Saat yedi olmuş bile"
Fethi gülümseyip Eylem'in üstüne çıkarken "Bir şikayetin mi var yoksa?"
diye sordu munzurca gülerek.
Eylem telefonu kenara koyup kollarını Fethi'nin boynuna doladı.
"Asla, bence sonsuza kadar burada kalmalıyız"
Fethi başını sallarken yavaşça eğilip yeniden öptü sevdiği kadını.
Bir kaç dakikanın ardından gülümseyerek geri çekildiğinde Eylem'in yüzü utançtan kıpkırmızı olmuştu.
Başının altındaki yastığı alıp yüzüne kapatarak utancını gizlemeye çalıştı.
"Yaa, gülme Fethi"
Fethi kendisine engel olamıyordu. Eylem'in yüzüne örtmüş olduğu yastığı kavrayıp kenara doğru çekmeye çalışırken, Eylem ise yastığı sıkıca tutup bırakmamak için direniyordu.
"Eylem şunu bırakır mısın?"
Eylem sesini çıkartmadan yastığın arkasından kafasını hayır anlamında iki yana salladı. Fethi yeniden gülmeye hazırlandı ama bunu içinde tutmaya karar vererek sessizce tebessüm etti.
"Eylem benden utanıyor musun?"
"Yaa Fethi, hala gülümsediğini farkındayım"
"Nasıl gördün?"
Eylem yüzündeki yastığı hızla çekip başının altına aldı.
"Ha yani hala gülüyordun"
"Sen onu bunu bırakta, acıktın mı sen?"
"Hayır. Nerden çıkardın anlamadım"
Fethi yüzündeki gülümsemeyi bir türlü sonlandıramıyordu.
"Bilmem. Herhalde az önce duyduğum karnının guruldamasından çıkarttım"
Küçük bir kahkaha attı ve gözleri bu kahkahanın içinde kayboldu.
"Eylem yan tarafında duran yastığı alıp Fethi'nin yüzüne çok sert olmayacak şekilde fırlattı.
"İyi, acıkmak suç mu? hem ben sabahtan beri hiçbir şey yemedim"
Fethi, Eylem'in burnunu okşadı.
"Hiç olur mu? benim hatam" Eylem'in üzerinden ayrılıp yataktan öylece kalktı.
Eylem başıyla Fethi'nin çıplak vücudunu işaret etti.
"Sen benim etrafimda böyle dolaşmaya iyice alıştın"
"Neden, sevdiğim kadının yanında böyle dolaşmam suç mu?" Yüzüne bir tebessüm kondurdu.
"Benin küçük tosuncuğum"
Eylem, Fethi'nin gülümsemesine karşılık verip yeniden yastığı kavradı ve Fethi'ye doğru fırlattı.
Fethi çoktan banyo kapısına ilerlemişti.
"Dalga geçme!" Diye bağırdı Eylem ama hala sırıtıyordu.
Fethi banyonun kapısından başını uzatıp o munzur gülümsemesinden bir tane daha attı.
"Bana eşlik etmek ister misin?"
Eylem önce yüzünü ciddileştirip tek kaşını havaya kaldırdı ardından daha fazla dayanamayıp üzerindeki yorganı fırlatarak Fethi'ye doğru koştu.
Banyonun kapısını kapatırken yankılanan son cümle Fethi'nin cümlesi oldu.
"Sen iyi alıştın benim etrafimda böyle dolaşmaya"
İkisininde kahkahası açılan su sesine karıştı. Kare şeklindeki küvetin içerisinde saatler geçirdiler. Biraz da orada buluşturdular bedenlerini.
Ve yeniden anladılar ki birbirlerinden başka kimseye ihtiyaçları yoktu ve olmayacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sözün Başladığı Asıl Yer
ActionBİZ ÖLDÜ DEMEDEN ÖLMEZ... BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ... ( Hikayemiz devam niteliği taşır yeni bir son değil kaldığımız yerden yeni bir başlangıç yapma zamanı. MANTIKLI BIR BAŞLANGIÇ) Eylem ruhunu Fethi ile bıraktı. Dudaklarından dökülen sevgi sö...