Selaaaammmmm canlarım. Şuan yeni bölümlee karşınızdayım😄😄
E hadi o zaman başlıyalımm. Ay unuttum multi: miray...
Eşyalarımı koyduğum bavulu eğilerek yerden aldım ve odamın içine hüzünlü bir şekilde bakmaya başladım. Bu odayı babamla küçükken ikimiz tasarlamıştık, benim hayâllerim ve onun hayâlleriyle...
Bu emek dolusu odamı bırakıp gitmek istemiyordum ama zorundaydım. 'Neden mi?' Onu da zamanla öğrenirsiniz.
Daha çok eskilere gitmek istemediğimi anladığımda bakışlarımı bavuluma çevirierek gülümsedim. Niye gülümsediğimi bile bilmiyordum, galiba bu evden kurtulduğum içindir.
Ayaklarımı harekete geçirerek odamın kapısına doğru yürümeye başladim, tabi bavulumu da peşimden sürüklemeyi ihmâl etmiyordum.
Kapıyı açıp tam bir adım atmıştımki karşımda onu görmemle durdum. Benim durmamla doğal olarak bavulum da durdu, zaten çıkardığı sese gıcık oluyordum. Bide bunu karşımda görmemle sinirlenmiştim.
Gözlerimi devirip 'ne var' anlamında başımı salladım. Cevap vermeyip hâlândaha yüzüme bakiyordu 'ah gelde öldürme şunu' tam sabrımın son noktasına gelmiştim ki konuşmasıyla içimden 'şükür' dedim. "Araba hazır." Sinirli ve iğrenç bir şekilde kafamı 'tamam' anlamında sallayıp birdaha yürümeye başladım.
Zaten benim yürümemle o da önümden çekilmişti. Evimiz iki katlı olduğu için 'pardon ev' demeliydim demi? Artık benim bu evde ne eşyalarım vardı ne de başka bir şeyim. Bunları düşünmeyi bir kenara bırakıp, iki katlı olan evin merdivenlerine doğru yürümeye başladım.
Ben yürüdükçe arkamdaki bavulun çıkardığı sesler iğrenç bir hâl alıyordu, resmen delirmek üzereydim. Merdivenlerin başına geldiğimde durudum, ve aşağıya bakmaya başladım. Merdivenlerin tam karşısında o kadın vardı 'ne yani benimi bekliyordu?' İçimdeki düşünceyu susturup, merdivenlerden aşağıya bir adım attım, atmamla beraber elimdeki bavulun alınması bir olmuştu. Ben sinirle arkamı dönüp saydıracaktımki benden önce davranıp laflarımı ağzıma tepti "bu bavulla aşağıya kadar inebileceğinimi zannediyorsun miray?"
Ellerim yumruk yapıp önüme döndüm ve hızlıca merdivenleri indim. Karşımdaki kadına bakmadan yanından geçicektimki kolumdan tutmasıyla durmak zorunda kaldım.
Kolumu hızlıca kendime çekerek ona taraf döndüm 'bana dokunmasından iğreniyordum' konuşması için yüzüne baktım galiba anlamış olacakki konuşmaya başladı. "Gittiğin ev iki katlı senin için büyük olabilir belki arkadaş felan edinirsin beraber paylaşırsınız." Bu son söylediğine alayca gülüp başımı öne eğdim. O kadında biliyorduki ben asla arkadaş edinmem.
O da son söylediğini anlamış olucak ki yalandan öksürüp "neyse evi düzgün kullan, sana haftadan haftaya para yolluyucam ha bide yeni okulunda sorun çıkartma zaten sorun çıkartacak bir kız değilsin de. Eğer tek gitmek istemiyorsan ab-" son sözünü bitirmesine izin vermeden arkamı dönüp dış kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açıp çıkıcaktım ki ağzımda ki lafı ona bakmadan söyledim. "Emin olki ben bu gideceğim yeni evi senin oğlun gibi başka amaçlarla kullanmam." Ve başımı yana çevirerek omuzumun üstünden o kadına baktım zaten yanında da benim bavulumla ayakta duran oğlu vardı. Yine alayca gülüp "birdaha görüşmemek üzere anne ve abi" son söylediğim ikisinide şaşırtmış olacakki yüzleri garip bir hâl almıştı. Çünkü yıllardır onlara ne anne demiştim ne de abi.
Simdiki söyleme amacım birdaha onları görmiyecek olmamdı. Onlara bakmayı kesip önüme döndüm, ve beni bekleyen aracın yanina doğru gittim. Benim geldiğim gören görevli arabanın kapısını açıp binmemi bekledi. Bende onu hiç bekletmeden açtığı kapıdan geçip oturdum. Görevlinin kapıyı kapatmasıyla araba'nın camından eve bakmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Peşinde #Wattys2019
ChickLit"Yalan söylüyorsun!" Yüzüne söylediğim bu cümle galiba canını yakmıştı. "Hayır! Yalan söylemiyorum." Başımı olumsuz anlamda sallayarak dolan gözlerimi saklamaya çalıştım. Ama nafileydi saklıyamıyordum, nereye baksam okuldakilerin acı dolu bakışların...