Hellööö😂😂ben geldim hemde 3.bölüm ile.
Umarım beğenirsiniz.
Sizleri çok seviyorum ve kucak dolusu sevgiler yolluyorum😂😍Ahh hemen şunu da size söyleyeyim, diğer bölümün sonunda Emre karekterinin adına Mert demişim. O yüzden sizden özür diliyorum😊😊😊
Multi: Miray😇
Şarkı= Emre Aydın-> "Beni vurup yerde bırakma..."Hani birisini hiç görmeden, hiç tanımadan onunun hakkında bazı bilgiler edinirsin ve salak saçma bir duyguya kapılırsın. Ama bu duyguyu ne sen çöze bilirsin ne de başkası...
İşte bende şuan tam o duygu karmaşası'nın içindeydim. Pantolonun ücretini ödedikten sonra arkamı dönerek Emre denilen çocuğa bakmak istmeiştim, fakat arkamı döndüğümde Lâra, Kaan ve Emre denilen kişi arkaları dönük bir şekilde mağaza'nın çıkış kapısına doğru ilerliyorlardı.
Gidişlerini hiç takmadan, arkadan Emreyi inceleme fırsatı bulmuştum; yürüdükçe sırtındaki vucut hatlarını Belli eden siyah bir tişört ve ona uygun siyah kot pantolon giyinmişti. Demek ki o da benim gibi siyahı seviyordu. Ama ben öyle siyahlara bürünmuyordum ki... aman bundan bananeyse. Bu saçma düşüncemi bir kenara savurp yine Emreye odaklandım. Sanki o da izlendiği'nin farkına varmışcasına yürümeyi bırakarak yerinde durdu.
Emre'nin yerinde durması ile kalbim iyice hızlanmaya başlamıştı. 'Neden kalbim hızlı atmaya başlamıştı?' Galiba korkudan dolayıydı. Evet evet çünkü benim onu izlediğimi anlarsa gelir yanıma ve hesap sorardı.
Emre'nin bana taraf döneceğini anladığımda, hemen ışık hızında arkamı dönerek kasanın yanındaki cüzdanları incelemeye başladım. 'Bunu yapmasaydım kendimi ele verebilirdim.'
Peki neden böyle bir şey yapmıştım? Daha yüzünü bile görmediğim kişiye kalbim hızlı atmaya başlamıştı. Ben böyle birisi değildim ki. Ben duygusuzun tekiydim, böyle şeylere karşı benim kalbim bu denli hızlı atmazdı. Acaba bu şehir yüzünden mi?
İçimden saçmalamaya başladığımı anladığımda, hızlıca başımı sağa sola sallıyarak içime derince nefes çektim. 'Neden böyle olmuştum. Neden bu şehire geldikten sonra gülemyen yüzüm gülmeye, duygusuzca atan kalbim atmaya başlamıştı?'
"Hanımefendi?" Arkamdan gelen erkek sesi ile aldığım nefesi korkudan tutup gözlerimi aça bildiğince açmıştım. 'Kesin o gelmişti. Onu incelediğimi anlamıştı.' Daha fazla dayanamıyarak bana seslenen kişiye taraf döndüm. Tabi o sırada da arkamı dönerken gözlerimi korkudan kapatmayi ihmâl etmemiştim.
Şuan eminimki korkudan atan kalbimin sesini karşımdaki kişide duyuyordur. "Hanımefendi iyimisiniz? Lütfen gözlerinizi açın!" Dediği şeye uyarak yavaşça gözlerimi açtım.
Karşımdaki kişinin yüzünü gördüğümde sakince nefesimi geri verip korkudan kasılan vucudumu serbest bıraktım.
Birdaha karşımdaki kişi aynı soruyu yönelticeğini anladığımda "teşekkür ederim, iyim. Birazcık dalmıştım sizde birden 'hanımefendi' diyince korktum." Kısa ve öz konuşmamın ardından, birazcık yana kayarak mağaza'nın çıkış kapısına doğru baktım.
Lâra ve diğerleri orada olmadığını gördüğümde derin bir nefes aldım ve geri verdim. Karşımdaki kişi varlığını bir daha belli ederek "peki o zaman." Sustu ve sonra tekrardan konuşmaya başladı. "Sizide korkuttuğum için özür dilerim." Önemli değil anlamında yalandan gülümseyerek yanından geçtim ve mağazanın çıkış kapısına doğru yürümeye başladım.
Elimdeki poşetlerle zor olsada AVM'nin içinden çıka bilmistim. Taksi bulma ümidiyle yolun kenarındaki kaldırıma çıkarak elimdeki poşetleri yanıma koydum ve poşetleri tutmkatan ağıran parmaklarıma masaj yapmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Peşinde #Wattys2019
ChickLit"Yalan söylüyorsun!" Yüzüne söylediğim bu cümle galiba canını yakmıştı. "Hayır! Yalan söylemiyorum." Başımı olumsuz anlamda sallayarak dolan gözlerimi saklamaya çalıştım. Ama nafileydi saklıyamıyordum, nereye baksam okuldakilerin acı dolu bakışların...