12.BÖLÜM

258 15 0
                                    

Multimedya Aslı;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Multimedya Aslı;

Gözlerimi zar zor araladım. Yataktan uykulu uykulu çıkıp. Banyoya gittim rutin işlerimi halledip , mutfağa ilerledim bacağıma artık oldukça rahat basabiliyordum bu kadar kısa sürede nasıl iyileştiği hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Mutfağa geldiğimde keremi görmem bir oldu. Kaslarını sergilerken altında sadece şort vardı. Bu hali oldukça çekici ve yakışıklı duruyordu.
"Kerem sen ne yapıyorsun burada"
Biranda arkasını dönüp elindeki bıçağı gözüme tutunca
"Beni öldürmeye çalıştığını bilmiyordum "
Diyerek ekledim. Kerem geniş bir kahkaha savurup;
"Bugünde senin yüzünden az kalsın katil oluyordum sen nasıl bir baş belasısın öyle. "
Kereme korunmaya muhtaç köpek yavrusu bakışlarını atıp;
"Beni göndermiceksin demi"
Kerem kaşını havaya kaldırarak ;
"Düşünmem lazım, yanlız şu menemeni yaparsan ve benden tam puan alırsan kalmana izin verebilirim belki"
Kocaman gülümsememi yüzüme yerleştirip;
"Hay hay kerem bey lütfen salona geçin ve sizin için hazırlayacağım kahvaltı şölenini bekleyin"
Kerem inanmaz tavırla salona ilerledi. Menemen için ilk olarak biberleri doğrayıp tavaya koydum, daha sonra kabuklarını soyup doğradığım domatesleri tavaya koydum. Dolabı karıştırdıktan sonra yumurta ve kaşar peynirini buldum. İlk kaşarı daha sonra yumurtaları kırdığım kasede çırptıktan sonra onuda tavaya koydum. Menemenim pişerken baharatlarınıda ekledim. Ketıla koyduğum sıcak suda kaynayınca suyu bardaklara boşaltıp içerisine 2 tane sallama çay koydum kahvaltılık zeytin, peynir, reçel vs. Koyduk tan sonra masayı hazırladım. Masaya baktığımda oldukça hoş duruyordu. Sıra şimdi kerem beyleri çağırmaktı.
"Kerem, masa hazır "
Kerem den ses gelmeyince salona ilerledim. Koltukta uyuya kalmış bir keremi buldum. Siyah kaşları,saçları, kiprikleri ve sakalları oldukça tatlı duruyordu. Dolgun dudaklarıda cabasıydı. Daha fazla sapıkça süzmeyi bırakıp, 
"Kerem, uyan artık"
Keremi kolundan dürtmeye başladım. Hafifçe araladı gözlerini.
"Kahvaltı hazır  , hadi! "
Söylene söylene mutfağa ilerledi kerem. Masayı görünce elleriyle gözlerini ovaladı. Uykulu haliyle ne kadar tatlı olduğu hakkında ne fikri var bilmiyorum. Sandalyeyi çekti ve tam karşıma oturdu. Büyük bir ekmek parçası koparıp menemene batırdı saniyeler içerisinde menemen ağzıyla buluştu. Çayından derin bir yudum alıp.
"Hımmm gayet güzel olmuş menemen. Ama burada kalamazsın unutma yarın gidiyorsun "
Sesimi oldukça kısarak
"Biliyorum, yüzüme vurmasan"
Kahvaltımızı oldukça iştahlı bir şekilde yapmıştık. Kerem salona geçip film izliyordu şimdi bense bulaşıklarla ilgileniyordum.
Bulaşıkları bitirdikten sonra kerem'in yanına oturdum. Kerem bana dönerek
"Anlat hadi dinliyorum "
Kereme anlamsızca bakarken
"Neyi? "
Keremi. Gülümsemesi genişlerken
"Yapma Aslı ne anlatacağını bilmiyor olamazsın. O gün uçurumdan kendini atmak üzereydin. Evimde yoksa bir katil besliyor olabilir miyim yoksa! "
Kerem'in sözleri morelimi yerle bir ederken dik durmaya çalışarak
"Sana birşey anlatma gibi bir zorunluluğum yok ama çok merak ediyorsan söyleyebilirim katilim evet ben"
Gözleri büyümüşken ciddi olup olmadığıma bakıyordu. Yalan değildi ben bir katildim. O gece mert'i ben öldürmüştüm benim yüzümden ölmüştü.
"Aslı sen ciddimisin? "
"Evet, şimdi gönderebilirsin beni evinden kerem sorun değil başımın çaresine bakabilirim "

Kerem'in cevap vermesini beklemeden kapıya doğru ilerledim. Kapıyı aceleci açıp kendimi beni kucaklayan yağmur damlalarına bıraktım. Sokağın boş oluşuna anlam veremedim. Oysa yağmur insanın ruhunu temizlerdi. Yağmurun şehvetine kapılıp yoluma devam ettim ne kadar yürüdüğüm hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Yorulduğumu anlayınca bulunduğum noktadaki bir kayanın üzerine oturdum. Bacağım sızlarken , acının beni etkisi altına almaması için kendimi acımıyor,  geçti diyerek tatmin etmeye çalışıyordum. Zira acıdan ve bacağımdaki ağrıdan bayılmak üzereydim. Biraz dinlendikten sonra yoluma devam ettim hava karardığı için gittiğim yönü pek seçemiyorum. Bir patika yola girip yürümeye devam ettim. Yolum ormana çıkmıştı. Titremem çoğalırken şans eseri bir ağaç eve rastladım.
"Heyyyyy, kimse varmı? "
Ses gelmeyince kimsenin olmamasına kanaat getirdim. Eve girdiğimde tozlar öksürmeme sebep oldu. Tahminimce uzun süredir kimse yaşamıyordu burada. Evde pek eşya yoktu. Tahtaların üzerine oturdum. Dizlerimi göğüsüme çekerek üşümemi dindirmeye çalışıyordum. Ne kadar oturduğumu ben bile bilmezken uykunun kollarına teslim ettim kendimi... 

Merhaba sevgili arkadaşlar yine ben bu bölümü nasıl buldunuz umarım keyifli bir bölüm olmuştur seviliyorsunuz.
Lütfen yorum ve beğeni yapmayı unutmayın😊😊

Sebebi Sensin  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin