Rose'nin ağzından
Benim beyaz gömleğimin aynısından kızlarda giymişti. Bu geceye özel Lisa ve ben hepimize almıştık. Şimdi eğer kapının arkasındaki kimse bu saatte gelmesi ve bizim böyle giyinmemiz aklıma kötü şeyler getiriyordu. Lisa hariç hiçbirimiz sarhoş değildik. Korkuyordum. Jennie'nin sesiyle irkilerek kapıyı açtım. "Aç şunu Rose!"Kapıyı açtığımda karşımda bütün çeteyi görmek aklıma gelmemişti. Yani belki gelmişti ama düşük bir ihtimalle..
Ben: N-ned-en ge-ldiniz.
Suga bana omuz atarak Jennie'nin yanına gitti. Onu elinden tutup çekiştirerek rastgele bir odaya girdi. Loş ışıkta görebildiğime göre Lisa ve Jisoo'nun odasına girdiler. Jennie çırpınıyordu ama çok geçti Suga onu odaya sokup kapıyı arkalarından kilitledi. Ben onları izliyordum ki diğerleri çoktan içeri girmiştiler. Jimin kapıyı kapatıp beni belimden sardı ve başım istemsizce omzuna düştü. Beni Jennie ile kaldığımız odaya çekiştiriyordu. Ben korkudan konuşamıyordum.Kapıyı kilitleyip üzerime yürüdü. Hareketsizdim. Karanlıkta bile gözleri alev saçıyordu. Çok sinirliydi. Hafif aralık kalmış perdeden, odaya sokak lambasından ışık giriyordu. Ama yinede karanlıktı. Sol elini bel boşluğuma sardı. Başını boynuma gömmüştü. Bense ağlıyordum sonuç olarak evime böyle zorbaca girip şimdi kokumu içine çekmesi beni korkutuyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı; "Seni çok fazla aradım ama açmadın. Söylesene Rose sen canınamı susadın." Deyince aklıma bugün beni defalarca arayışı gelmişti. Konuşmasını sürdürdü "Bugün Tan denen piçe pansuman yaptın. Ona dokundun!" Bu sözlerin hepsini kısık sesle söylemişti ama korkunçtu. Sanırım Tan'in bahsettiği şu sinir hastalığı şeyinden yaşıyordu. Korkudan titrek nefesler alıyordum. Nefes alışlarım odayı dolduruyordu.
Eli kısa gömleğin altından kalçama gitti. Ahh kalçamı okşuyordu eli arada bacağıma da gidiyordu ama sürekli eli kalçamdaydı. Yapma demeye çalışıyordum ama diyemiyordum. Korkudan sesim çıkmıyordu. Ama ileri gidiyordu ve bu işin sonu kötüye gidecekti. Onu sakinleştirmem lazım..
Titrek bir nefes daha aldım ve ağzımı araladım "Ya-yapma" diyebildim. Sırıttı "Ama sen yaptın." Diye tısladı. Kafası hala boynumdaydı benimde ellerim onun omuzlarındaydı. Bir elimi boynumdaki kafasına götürdüm yanağına dokundum. Amacım sakinleştirmekti. Yine kekeliyerek konuştum "Yalvarırım bırak. K-kendinde d-değilsin. Yapma" diyebildikten sonra kısık sesimle "Lütfen." Dedim. Bu sefer çok şiddetli ağlıyordum. Konuşmaya başladı "Sana dokunduğumda çıldırman beni sinir ediyor. Resmen bırakmam için çıldırıyorsun. Seni şuracıkta becersem çıldırmaktan ölüceksin. Söylesene Rose Tan'in nerelerine dokundun? Dokunurken hoşuna gidiyormuydu?" Dediğinde daha çok öfkelendi, gözleri hiçbir şeyi görmüyordu. Ellerini çekip beni sertçe duvara yapıştırdı. Acıdan sesli bir şekilde inledim. "Konuş!" Diye bağırdı. İki kolumu sertçe duvara bastırıyordu. Cevap verdim;
"D-dokunmadım. Sadece pansuman yaptım. Y-yemin ederim Jimin. Elimi bile sürmedim. N-nolur sakinleş, yapma artık yalvarırım. Lütfen bırak."
Dediğimde biraz olsun sakinleşmişe benziyordu. Elini yine belime sardı. Göz gözeydik. Diğer elin yanağıma koyup okşadı. Dudaklarını dudaklarına yaklaştırdığında korkuyla hızlı bir nefes aldım. Dudaklarımız arasında çok az bir mesafe vardı. "Yapabilir miyim?" Diye izin alırcasına sordu ama hala gözlerinde öfke vardı. Benimde korkum biraz geçmişti ama yine de korkuyordum. Bekletmeden "Sakinleşiceksen yap." Dedim. Hoşuna gitmişti, hafif dudağı kıvrıldı sonra dudaklarımızı birleştirdi. Artık sakindi yavaş ve tutkuyla öpüyordu ilk öpücüğümü almıştı. Bende onu öpüyordum. Nefretim biraz olsun geçmişti ona aşıktım ve kendimi durduramıyordum. Öpüşü bitmişti. Vücudunu biraz uzaklaştırmıştı. Yerde birkaç damla kan gördüğümde korkuyla elini işaret ettim. "K-kanıyor." Dedim. Elini yeni farketmiş olacak ki gülerek "Evet. Kanıyor." Dedi. Bir elimle, onun kanıyan elini tuttum bir elimle de gözyaşlarımı sildim. "Pansuman yapmalıyız." Dedim ve odanın içindeki banyodan pansuman için malzeme getirdim. O da benim yatağımda oturuyordu. Pansuman için getirdiğim çantayı komidinin üzerine koyup açıyordum birden belimi çekip beni bacaklarının arasına oturttu. Elleri belimi sarmalamıştı. Korkuyla "A-ama pansuman yapıcaktım. B-Bırak ta yapıyım." Dedim. Direk "Böyle de yapabilirsin." diyip elini gösterdi. Sıkıntıyla nefes verdim. Şu an kalçam onun erkekliği üzerindeydi çok rahatsızdım. Şuan neredeyse iç çamaşırım dışarıdaydı. Düzeltmek istedim ama ellerimi tutup "Yap artık şu pansumanı." Dedi. Uzanarak çantayı komidinin üzerinden aldım. Eline pansuman yaptıktan sonra sargı beziyle sardım. Kısık bir fısıltıyla "Bitti." Dedim. Hala ağlıyordum, istemsizce oluyordu çok korkuyordum. Ayağa kalktı o kalkınca otomatikman bende kalkmıştım. Bana döndü ve gözyaşalarımı silerek "Korkuyor musun?" Diye sordu. Artık emindim, sakindi. Başımı 'Evet' anlamında salladım. Yanağımı öptü. Alnını alnıma dayadı ve "Şu an çok tahrik edicisin biliyor musun? Kendimi tutamıyorum." Dedi. Bu sefer daha çok korktum sanki daha fazla korkmam mümkünmüş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BlackloveBts
Teen FictionAşk❣️ Acemiliğin daniskası! Allah'ını seven okumasın ya SJKSKJS