James odadan koşarak çıktı, neden Steve'i o partide yalnız bıraktığını bilmiyordu, onu öpmeyi gerçekten sevmişti sadece eski anıları ona izin vermiyordu. Kalbinin sıkıştığını hissettiğinde nereye gittiğine bakmadan koştuğunu farketti, ayakları onu farkında olmadan sahanın olduğu yere getirmişti, ciğerlerinim yandığını hissettiğinde yere çöktü. Nefes alamıyordu, görüşü buğulanmıştı, birileri kalbini sıkıyormuş gibi hissediyordu, derin nefes almaya çalışırken kafasını ellerinin arasına aldı, yine bir panik atak yaşadığını farketti ve sessizce saymaya çalıştı;
"B-bir, iki, üç, dör-t, beş-" işe yaramıyordu, elleri titrerken telefona ulaşmaya çalıştı, acil durum kişilerindeki ilk numaraya bastı, telefon bir kaç kez çaldıktan sonra açıldı;
"Hey Buck!"
"S-Sam, ben-"
Sam bir sorun olduğunu farkettiğinde kaşlarını çattı. Yeni girdiği yurt odasından aceleyle çıkarken;
"Buck sorun yok beni dinle, benimle birlikte nefes al tamam mı?"
James kafasını salladı Sam'in nefes alışını taklit etmeye çalıştı.
"Buck, böyle devam et ama bana nerde olduğunu söylemen lazım, söyleyebilir misin?"
James bir kaç kez daha nefes almaya çalışırken konuşmaya çalıştı;
"Sa-ha sahanın arkası..."
Sam duyar duymaz koşmaya başlamıştı, James daha önce de bir kaç kere atak geçirmişti Sam her seferinde yanında olmasa da ne yapması gerektiğini biliyordu,
"Buck ordasın değil mi geliyorum, nefes almaya devam et tamam mı?
James Sam'i duymamaya başlamıştı nefes almaya çalışırken gözyaşları akmaya başladı, bu kadar güçsüz olmaktan nefret ediyordu, bunu yaşamaktan nefret ediyordu.
Sam James'i kıvrılmış bir şekilde gördüğünde daha hızlı koştu ve hemen yanına çöktü, James'e sarıldı, bir yandan omzunu sıvazlarken fısıldamaya başladı;
"Hey dostum burdayım sadece nefes al tamam mı benimle birlikte;"
Karanlıkta sadece James'in düzelmeye başlayan nefes sesleri ve azalan hıçkırıkları duyuluyordu. Sam sabırla James'e sarılırken ne kadardır orda oturduklarınu bilmiyordu, o sırada James, Sam'in kollarından ayrıldı;
"Sam, yine benimle uğraşmak zorunda kaldığın için çok özür diler-"
"James Buchanan Barnes! Bu konuşmayı daha kaç kez yapmam gerekiyor, ben senin arkadaşınım tamam mı, bana ihtiyacın olduğu zaman tabi ki yanında olucam, ben böyle bir an yaşarsam sen yanımda olmaz mısın?"
James arkadaşına bakıp gülümsedi bu kadar iyi bir arkadaş bulduğu için kendini çok şanslı hissediyordu, Sam de gülümsemesine gülümsemeyle karşılık verirken ayağa kalktı, elini James'e uzattı. James uzatılan eli tutup ayağa kalktığında Sam ona ne olduğunu sormadığı için minnettardı.
"James şimdi doğruca odana gidiyorsun, şu an seni hiçbir şey anlatman için zorlamıyorum sadece eğer yine böyle bir durumda olursan söyle hemen burda olurum."
James, Sam'e gülümsedi ve karanlıkta konuşurken yurda ilerlediler.
James odaya ulaştığında kendini yatağa bıraktı, ışığı açmaya çalışmamıştı, kafasındaki düşünceler hala onu yalnız bırakmıyordu. Tam sakinleştiği anda aklına Steve geldi onu ne kadar üzdüğünü düşünmemeye çalıştı, ama başarılı olamamıştı, Steve'i öperken karnında oluşan burkulma aklına geldi. Steve'i öpmek onun hoşuna gitmemeliydi aslında bir erkeği öpmek onun hoşuna gitmemeliydi. Benim bir sevgilim var diye söylenirken kafasını yastığına bastırdı, şu an her şey çok fazla geliyordu, düşünceler kafasında dolaşırken telefonunun titrediğini hissetti eline alıp baktığında şaşırdı, gizli bir numaradan gelen mesaj bildirimleri vardı, telefon kilidini açıp mesajlara girdi;Bilinmeyen: Selam, James
Sen de kimsin?
Bilinmeyen: şu an kim olduğum hiç önemli değil sadece sana bir şey iletmek için burdayım, bunu yaşadığın için üzgünüm bilmen gerektiğini düşündüm...
Gerçekten uğraşacak başka insan kalmadı mı şu an pek uygun bir zaman değil.
Bilinmeyen:
hasiktir nasıl yani? ne zamandan bu?
gerçek mi? deliricem galiba nasıl yani siktir*Bu numaraya mesaj atmanız engellenmiştir*
Şaka mı bu?
*Bu numaraya mesaj atmanız engellenmiştir*
James telefonu sinirle yere fırlattı, Wanda gerçekten onu aldatmış mıydı? Bir kaç saat önce yaşananları düşündü o da başka biryle öpüşmüştü, ama o sadece ağtal bir oyun yüzündendi değil mi? Kimi kandırıyordu ki Steve'i o oyunda olmasalar da öpebilirdi, Wanda ile sonraki gün konuşmaya karar verdi. Tam bu sırada kapı açıldı James kapı açıldığında Steve'in hıçkırma sesini duydu, hemen kafasını kaldırdı. Steve onu farkettiğinde aceleyle banyoya ilerledi, James ayağa kalkıp Steve'in kolundan tuttu banyonun ışığı açıktı ve James Steve'in ağlamaktan kızarmış ve şişmiş gözkerini gördü kendini o sırada boğmak istemişti Steve'i üzdüğü için kendini çok suçlu hissediyordu, o sırada Steve bağırdı:
"Ne var James?"
James şaşkınlıkla Steve'e bakarken Steve'in haklı olduğunu düşünüp sessizliğini korudu
"Beni öpen sendin tamam mı! Ben senden beni öpmeni istemedim ya da ben başlatmadım, sendin! Ama arkana bakmadan giden de sendin. şu an söylediklerim belki sana saçma gelecek, şu an belki de sadece oyun olduğunu düşünüyorsun," Steve'in sesi alçalmaya başladığında James kalbindeki sızıyı hissetti, Neden Steve'i üzmüştü ki
Steve konuşmaya devam etti;
"Sana tek bir şey soracağım, Neden gittin Buc-"
Cümlesini bitirememişti ki James Steve'i tekrar öpmeye başladı, Steve'in yumuşak dudaklarını kendi dudaklarının üzerinde hissetmek çok güzeldi, ağzına tuzlu bir tat geldiğinde kendini geri çekti Steve'e baktı ağlamaya başlamıştı, Steve'i öyle görmek canını çok yakıyordu, Steve'in suratını ellerinin arasına aldı önce gözyaşlarını sildi, elleri arasında daha da savunmasız görünüyordu, alnını Steve'in alnı ile birleştirdi,konuşmaya ancak güç bulamıştı ki boğazındaki yumru yüzünden kendisinin de ağlamak üzere olduğunu farketti:
"Özür dilerim Stevie, ama şu an korkuyorum tamam mı gerçekten çok korkuyorum."
»
»
»
»
»
Aşırı kısa bölüm bu normalde sadece bölümün yarısıydı devamını yazacaktım ama LokiBuckyy ağladı yarım olsa da olur at diye şimdi burdayız özür dilerim.
Daha uzun yazmak isterdim ama üniversite sınavı gerçeği ile yüzleşiyorum, gerçekten özür dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCARY LOVE / stucky AU
Fanfiction"Birinci sınıflara üstlerinin yardım etmesi gerek değil mi?" diye neşeli bir sesle söylenip göz kırptı. Steve karnında oluşan burkulmayı görmezden gelmeye çalıştı, odaya girip arkasından kapıyı kapattı. Bu uzun bir sene olacaktı...