Multimedia olayını pek sevmiyorum ben arkadaşlar. Yani cast olayını desem daha doğru olur. Yani karakteri kendi kafanızda canlandırmanız, benim koyduğum karakterden daha hoş bir etki yaratabilir kafanızda. Ama yine de ben belirlediğim karakterleri arada bir koyacağım. Size kalmış nasıl düşüneceğiniz.
Neyse, keyifli okumalar :)
Her insanın içine uzanan bir el, o elin dokunup beğendiği bir dünya vardır. O dünya bazen bir nota, bazen bir kağıt parçası, bazen de bir yemek kataloğu olabilir. Benim içime uzanan ellerin sımsıkı tuttuğu dünya, kitap satırlarıydı.Başka dünyalarda yaşamak, karakterlerin üzüldüğü şeye üzülmek, sevindiği şeye sevinmek, onlara yaptıklarından dolayı onay vermek veya küfür etmekti. Onlar ağlarken onlarla birlikte ben de ağlıyordum. Onlar adını ilk kez duyduğum bir oyunu oynarken ben de onlarla birlikte profosyonelce o oyunu oynuyordum. Şu anda bir kitap karakterii olmasam da, tam olarak kitaplarda ya da filmlerde görülen sahnelerden birini yaşıyordum.
"Ne duygusallaştın be, Bilge!"
Şu anda, otogarda, en yakın arkadaşıma veda ediyordum, o beni teselli etmeye çalışırken, Toprak ve Ada'nın kuzeni Masal bizi tepkisiz izliyordu. Kuzeninden daha yakın olduğum, gidişine daha çok benim üzüldüğüm bir gerçekti, ya da ben fazla duygusaldım.
"Saçmalama," dedim gözlerimden engelleyemediğim bir damla yanaklarıma doğru süzülürken. "Gidiyorsun ama hep yanımda olacaksın. Duygusal değilim, tamam mı?"
Gülümsemesi dudaklarında yerini aldığında ben de gülümsedim ve ona sımsıkı sarıldım. Sonra geri çekilip kulağıma fısıldadı.
"Toprak, harika bir kişiliğe sahip. O, sana iyi geliyor." Sıcak nefesi saçlarımın arasından geçip tenime ulaştı. Ona tekrar sarılıp saçlarının çiçeksi kokusunu içime çektim.
"İyi yolculuklar, Ada."
Güzel gülümsemesi buruktu fakat bu burukluk güzelliğinden ödün vermesine neden olmuyor, aksine yeşil gözleriyle uyum sağlıyordu. Masal'la da küçük ve sevimli bir diyaloğa girerek vedalaştı. Toprak'ın elini sıkarak kulağına bir şeyler söyledi fakat ne söylediği hakkında en ufak bir fikrim olmadığı su götürmez bir gerçekti. Muhtemelen bana söylediklerine benzer bir şeydi fakat dudak okuma yeteneğim yoktu maalesef.
Bineceği otobüste yerini aldıktan sonra ona el salladık.
Masal telaşlı bir şekilde, "Size iyi günler," dedi. "Biraz işim var, yarın görüşürüz." Yanağıma sulu bir öpücük kondurduktan sonra eliyle öptüğü yeri sildi. Toprak'a el salladı ve önünden geçen taksiyi bir el hareketiyle durdurup gitti.
Otogarın orta yerinde Toprak'laydık. Karşımda dururken parmaklarıyla yüzüme klan gözyaşı izlerini sildi. Gülümsediğinde bu bende uygunsuz bir heyecan yarattı. Ardından yavaşça beni kendine çekti ve sarıldı. geri çekildiğinde gülümsemek zorundaydım.
Yüzümü işaret ederek, "Ona senin de sahip olduğunu biliyordum," dedi.
Suratımda tiksindirici bir şey olduğunu zannederek kendime yumruk atmak istedim. "Neye sahipmişim?"
"Güzel bir gülümsemeye..." Yanıma daha fazla yaklaşarak parmağını dudağıma dokundurdu. Hissettiğim bu tatlı ürperti de neyin nesiydi? Daha öncesinde bana güzel oluşumla ilgili övgüde bulunan olmuştu fakat bu sözü o söylediğinde bedenim bütünüyle uyuşmuştu. Mideme aniden, açlıkla ilgisi olmayan bir sancı girdi. Mavi gözlerinin derinliklerinde keşfe çıkmaya hazırlanır gibi, dikkatle baktım.
"Teşekkür ederim," diye mırıldandım.
Artık oan karşı duygularımdan emindim. Buna aşk denir miydi bilmiyordum fakat bildiğim bir şey vardı ki; Toprak gerçekten bana iyi geliyordu, kendimi fark etmemi sağlıyordu. Efe de böyleydi fakat Toprak daha farklıydı. Efe'yi gerçekten sevmiştim, hatta kırıntıları hala kalbimdeydi fakat onu geri getirip eski hayatıma dönme gibi bir şansım olmadığından, ondan kalan kırıntıların bir anlamı yoktu. Elbette vrdı, hatıralar unutulmayacak kadar değerli ve paha biçilmezdi fakat hayatımı onlara göre şekillendirmemin bir anlamı yoktu. Bu yanlış olurdu. İlk başlarda Toprak konusunda, Efe'ye ihanet ettiğimi düşünsem de hemen bu düşünceden uzaklaşarak, Toprak'ın hayatımda önemli bir yere sahip olduğunu anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klasik Marjinal
Teen FictionYeni okulunda sorunlar peşini bırakmıyor. Aynı anda birçok insanla mücadele etmek zorunda. Bilge, en yakın arkadaşı Ada'dan bir süre ayrı kalsa da buna da bir çare buluyor. Ölen sevgilisi Efe'yi unutmasını engelleyecek biri var. Toprak. İşte her...