Multimedyada Bilge var :-)
Toprak'tan
Merhaba bilmem kaçıncı kez başladığım, birkaç gün sonra tekrar bırakacağım defter parçası. Sana böyle seslenmemin mantığını anlayabiliyorsundur umarım.
Bu günlerde gerçekten fazla düşündüğümü fark ederek bir süre yazmaya ve rahatlamaya çalışmaya karar verdim. Ne kadar süre yazacağım bilmiyorum çünkü böyle başladığım her günlük defteri, bir kaç gün demeden yalnızlığa mahkum kalabiliyor. Yani söz veremeyeceğim.
Asıl konuya gelirsek; konumuz Bilge. Bilge ve saçları. Bilge ve gözleri. Bilge ve dudakları. Bilge ve elleri. Bilge ve bakışları. Bilge ve teni. Bilge ve ruhu. Konumuz tam anlamıyla Bilge.
Hayır! Sakın aptal aşık olduğumu falan düşünme. Sadece, eski defter parçalarına not ettiğim gibi, annemi hatırlatıyor bana.
Denizli'ye geldiği ilk gün okulun başlamasından bir hafta önceydi. Bizim apartmanın dublex olan iki dairesinden birinde biz, birinde onlar oturuyordu. Onu görmüştüm ve bana annemi hatırlatmıştı. Tanışmamızsa okulun ilk günüydü. Benim lise hayatımda genellikle oturduğum sıraya oturmuştu. Tabi daha öncesinde Cemre denilen aptal fahişeyle bir tartışma yaşamıştı, orası ayrı konu. Ben sıramda birini görünce yaklaştım ve seslendim.
Saçları, gülüşü, gözleri.. Bana annemi hatırlatıyordu. Yaklaşık on bir ay önce trafik kazasında vefat eden annemi. Aslında Bilge'yi ilk görüşüm apartmana taşındıkları gün değildi. Bundan aylar öncesinde yaşanan trafik kazasında Antalya'daki bir hastanede, aynı trafik kazasındaki hasta yakınını bekliyordu. HAtırladığıma göre bizim yaşlarımızda bir gençti. Neyi oluyordu bilmiyordum ama o da vefat etmişti. Bunu duyan Bilge'nin ne kadar acı çektiği gözlerimin önüne geliyor da..
Yani annemle onun yakını aynı trafik kazasında vefat etmişlerdi, Bilge çok üzülmüştü ama maalesef yapacak bir şey yoktu.
Her neyse, onu okulda gördüğüm gün, bu kadar da tesadüf olamaz diye düşündüm. Hafızamın kuvvetli olmasına şükrediyordum çünkü onu hatırlayamazsam, ikinci gün okula beraber giderken neden durup dururken ağladığını anlayamazdım. Anlayamadığım için meraklı kişiliğimden dolayı ona bunu daha fazla hatırlatarak üzülmesine neden olurdum.
Keşke diyorum, annem kural ihlali yapmasaydı da, her ikimiz de acı çekmeseydik. Bilge'nin ölen yakını annesi ya da babası değildi, onlalra tanışmıştık, neyi olabilirdi acaba?
Buna kafa yormak yerine biraz daha anlatayım.
Gözleri, anneminkiler gibi koyu renkliydi, bitter çikolaya rengindeydi. Saçları, anneminki gibi uzun ve dalgalıydı, uçlarına doğru açılan kestane rengindeydi. Evet şu anda da öyle günlükçüm, ama biraz edebi hava vermek için yazdığımı anla, tamam mı?
Geçen gün Gökay'ın oyununa gelerek ona biraz ters davrandım. Bilge'nin doğru söylediğini biliyordum, Gökay iyi bir hackerdı. Bunu da bize borçlu yani Evren'le bana. Sonuçta planlarını bizim üzerimizde uygulamak için bir şeylere ihtiyacı var, değil mi?
Gökay'ın ona gerçekleri anlattığını Bilge bana söylediğinde Tugay'ı aşık etme teklifini de yaptığını biliyordum. Çünkü aynı şeyi Cemreye'de yapmıştı. Cemre de bana aşık ya, bir bir anlattı hemen. Kız seviyor, saygı duyarım ama sevgisine de sahip çıkmalı biraz, öyle değil mi? Gitti, Tugay'ı kendine aşık etmek için onunla yattı. Tugay'ın amacını anlayamıyorum açıkçası. Masal ona yüz vermiyor diyebir sürü kızla yatıyor. Nedenini bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klasik Marjinal
Genç KurguYeni okulunda sorunlar peşini bırakmıyor. Aynı anda birçok insanla mücadele etmek zorunda. Bilge, en yakın arkadaşı Ada'dan bir süre ayrı kalsa da buna da bir çare buluyor. Ölen sevgilisi Efe'yi unutmasını engelleyecek biri var. Toprak. İşte her...