Multimedya, Bilge ve Toprak.
Keyifli okumalar :)
Yağmur siyah zeminde sesini duyururken kalbimin mutlu olmasını Gökay'a borçluydum. Yolda gelirken anneme Ada'nın doğum gününü kutlamaya gittiğimizi haber verdiğimde, Toprak'ın yanımda olup olmadığını sordu. Yok, diyince bir ton laf söyledi ve bu içimi burktu fakat Gökay'ın neşeli tavırları anında bu burukluğu alıp götürdü. Toprak'a mesaj attım fakat geri dönmedi. Şu anda umrumda değil çünkü en yakınımın yanına, sürpriz yapmaya gidiyoruz!
"Şu alışveriş merkezinden gerekli malzemeleri alalım, sonra pastaneye uğrarız," dedi bileğimden tutarken. Alışveriş merkezinin girişindeki görevli, "Hoşgeldiniz," dediğinde ona gülümsedim fakat Gökay'ın teepki vermemesi üzerine dirseğimi karnına geçirdim.
"Şuraya," dedi bir mağazayı işaret ederken.
İçeri girdiğimizde hemen parti reyonuna ilerledik. Elime geçen birkaç çeşit süsten yeterince aldım ve Gökay'ın sürüklediği alışveriş arabasının içine yerleştirdim. Birkaç çeşit parti şapkasını da koydum. Gökay eline aldığı çeşitli şekillerdeki şekerleri de arabaya koydu. Reyondan çıkıp kasaya ilerledik. Fakat Gökay, "Bekle," dedi ve reyona geri döndü. Ardından elinde birkaç paketle geri döndü. Balon paketi.
"Kim şişirecek bunları?" diye sorduğumda göz kırpıp diğer elindeki, balon şişirmek için kullanılan şeyi gösterdi. Evet, adını bilmiyordum.
Parayı cebinden çıkardığı kartla ödedikten, ben de aldıklarımızı poşetlere yerleştirdikten sonra mağazadn ayrıldık. Alışveriş merkezinin içinde hediyelik eşya aramaya koyuluk. Aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Şu ana kadar tüm doğum günlerinde hediye aldığım için, farklı bir şey üretmekte zorlanıyordum.
"Bir fikrim var," diyen Gökay'a baktım. "Sen şuraya otur, ben geliyorum."
İlerleyip hareketli merdivenlerden çıktı. Gözden kaybolduğunda beklemeye koyuldum. Benim mekanı ayarlamam gerekiyordu. Yaklaşık iki saat sonra gece yarısı olacaktı ve yarım saate kadar her yer kapanacaktı. Bu nedenle biraz acele etsem iyi olacaktı. Telefonumun rehberinden Sinan Amca'yı bulup aradım. Sinan Amca Antalya'daki aile dostlarımızdan biriydi. Karısı annemin yakın arkadaşıydı ve babamla da kendisi samimiydi. Denizli'ye taşındığımızdan beri sürekli görüşmeye devam ediyorduk ve aramamda bir sakınca yoktu.
"Alo? Sinan Amca? Nasılsın?"
"Sağol canım, iyiyim de bu saatte hangi rüzgar esti güzelim?"
"Sinan Amca ben şu anda Antalya'dayım. Alışveriş merkezindeyim. Bir arkadaşımla Denizli'den, Ada'nın doğum günü için sürpriz yapmaya, alışverişe geldik. Yarın doğum günü. Her şey tamam da mekan yok. Yardımın lazım."
"Sen o işi kafana takma güzelim, bana güvenebilirsin. Yarın Dönüşüm Kafe'de bekliyorum hepinizi. İstediğin saatte gelip kapatailirsin mekanı."
"Çok sağol, Sinan Amca. Öpüyorum, iyi geceler."
Telefonu kapttıktan sonra sevinçle ayağa kalktım. Dönüşüm Kafe, Uzay Kafe gibi bir yerdi. Hoş kokulu bir mekandı. Genellikle takıldığımız yerdi.
Gözlerimle çevreyi tararken Gökay'ı göremedim. Nefesimi dışarı vererek oturduğum sırada mesaj geldi. Mesaj Toprak'tandı.
Toprak: Antalya'dayım diye mesaj mı atılır? Sebebini söylesen fena olmaz. Kimle gittin?
Bilge: Ada'nın doğum günü var.
Toprak: Kimlesin diye sordum?
Bilge: Gökay'layım. Açıklamak zorunda hissetmiyorum, Toprak. Ada'ya sürpriz yapmak için alışveriş yapıyoruz. Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klasik Marjinal
Teen FictionYeni okulunda sorunlar peşini bırakmıyor. Aynı anda birçok insanla mücadele etmek zorunda. Bilge, en yakın arkadaşı Ada'dan bir süre ayrı kalsa da buna da bir çare buluyor. Ölen sevgilisi Efe'yi unutmasını engelleyecek biri var. Toprak. İşte her...