2. Bölüm -Kader-

55 4 4
                                    

 01.08.2019

  Playlist: Elyas & Taha / Nisan

  
"Kendi planımızı yapıyorduk, ama kaderinde planı olduğunu unutmuştuk." (Dostoyevski)


(Koloni Kasabası Havalimanı /19.03.2019/ 7.30 / Yazarın kaleminden)
 
   Bir kaderi vardır her insanın. İyi ya da kötü... Hissetmeden göremez. Yaşamadan bilemez...
 
   Sabahın ilk ışıklarında sahaya iniş yapan uçak, normale kıyasla boştu. Hatta çok boştu. Seksen kişilik uçakta 20-25 kişi vardı sadece. Hava limanında bekleyen Lila herkesten daha çok heyecanlıydı. Durmadan uçağın nerede olduğunu soruyor, her on saniye de kolundaki saate bakıyordu.

   Piste yerini alan uçaktan yolcular inmeye başlayınca Lila, etrafa bakınmaya başladı. Lila, şoförüne bakınca, adam ne demek istediğini anlayıp elindeki pankartı kaldırdı. Pankartta üniversitenin adı yazılıydı. 

   Uzun bekleyişin ardından ilk gelen Ada oldu. Lila, kıza baktı bir süre bu hangisi olabilirdi acaba diye geçirdi içinden. Sonra Ada hafiften gülümseyerek, "Merhaba, ben Ada Karan. Burs kazanan öğrencilerden." dedi utangaç sesiyle. Lila, Ada'ya bir tebessüm yollayarak kendini tanıttı. "Ben de Lila. Koloni Üniversitesi Rektörü." dedi kendini yalan söyleyerek. Ada'nın ardından diğer beşli Pankartın yanına gelince Lila hepsi ile tanıştı. 

   Araba da büyük bir sessizlik hakimdi. Sessizliği bozan Hilal oldu. En başta utansa da aklına takılan bir şey vardı. "Bir şey sorabilir miyim?" dedi utangaç sesiyle. Lila, Hilal'e dönerek hafifçe tebessüm etti. "Tabi ki." dedi merakla. Hilal lafı uzatmadan direk sormaya karar verince, "Öğrencileri almaya her zaman bir araba mı gönderiyorsunuz? Ayrıca rektörün öğrenci almaya gelmesi bira saçma geldi?" dedi bir anda. Diğer beşli Hilalin sorusuyla kaşlarını çattı. Her ne kadar araba mevzusu normal karşılanabilir bir şey olsa da rektörün öğrenci karşılamaya gelmesi saçmaydı. En sonunda Lila cevap vermek için konuştu. "Aslında çok zeki çocuklar olduğunuzu biliyorum, size bu şekilde yalan söylemek sizi salak yerine koyduğumdan falan değil. Sadece bira sabredin merkeze gidelim. Orada size her şeyi anlatacağım. Bilmeniz gereken tek şey; sizin gideceğiniz yer normal bir okul değil ve bu okulun bir rektöre ihtiyacı yok." 

  Arabadaki herkesi bir merak kaplamıştı.Hiç kimseden ses çıkmıyordu. Lila, gerçekler karşısından çocukların ne tepki vereceğini düşünürken, diğer altılı neler olduğu hakkında fikir yürütmekle meşguldü. 

  Uzun bir yolun ardından araba durunca herkesi bir heyecan sarmıştı. Araban en baş Lila, indi. Lila'nın ardından inen kızlar bir süre merkez denen yere baktı. Büyük sayılabilecek bir yeri. Sekiz katlıydı. Her katında en az yirmi oda vardı. Lila, merkez denen yere doğru giderken kızlar birbirine bakarken ilk hareket eden Dilan oldu. Dilan'ın arkasından Sümeyye ilerlerken. Diğer dördü de meraklarına yenik düşerek merkeze ilerlediler. 

  Hayatlarının değişeceğini bilmeden ilerlediler. 

.

.

.

 (Sedef'in anlatımıyla / 9.30)

  Bize verilen odaya yerleşirken hala ne olduğunu çözebilmiş değildim. Diğer beş kızla aynı odada kalacaktım. Oda büyüktü. Her birimiz için birer yatak ve dola konulmuştu. Ayrıca odada bizim için konulmuş farklı şeylerde vardı. Odada ki sessizliği Ada denilen kız bozdu. "Kızlar, farkında mısınız kaçırıldık? Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsunuz? Biriniz hiçbir şey olmamış gibi kulaklıklarını takmış şarkı dinliyor, diğeri sanki kalıcıymışız gibi kitaplarını kitaplığa diziyor, diğeri odayı inceliyor." dedi kendini tutamayarak. Onun demesiyle etrafa bakındım. Gerçekten fazla rahattık. Dilan yatağında müzik dinliyor. Hilal kitaplarını diziyor ve ben ben odayı inceliyordum. Gerçekten neden bu kadar rahattık?

Karanlığa Saklanan YıldızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin