12.08.2019
Playlist: Furkan Ermiş / İçimdeki Özlemdi
"Ne kadar zekiysen, hatalarında diğerlerine nazaran o ölçüde muazzam oluyor."
(Albus Dumbledore)
(Ada'ın anlatımıyla,)
Her şey, her yer karanlıktı. Nerede olduğumu bilmiyordum Bildiğim tek şey korkunun tüm bedenimi ele geçirmiş olduğuydu.
Etrafıma bakındım nerede olduğumu bulabilme umuduyla. Yavaş ve dikkatli adımlarla ilerledim. Karanlık olmasının yanında çok sessiz bir yerdeydim. "İğne atsan sesi duyulacak." denilen sessizlikten.
Ne kadar yürüdüm bilmiyorum.Neredeydim? Ne yapmalıydım?
Neredeydim? Ne yapmalıydım?
Neredeydim? Ne yapmalıydım?
Kızlar nerede? Dilan, Hilal, Sümeyye, Rümeysa... Sedef nerede? Lila nerede? Acaba bir rüya mı görüyordum? Ya da kabus mu?
Uzun bir yürüyüşün ardından bir kapı karşıladı beni. Kıpkırmızı bir kapı... Kapıyı yavaş bir şekilde araladım. Bir kaç insan sesi doldu kulaklarıma... Kalın ve tok sesler...
Yanlış olduğunu bilsemde kapının aralıklı kısmından konuşmaları dinlemeye başladım.
Duyduğum kadarıyla iki kişi vardı oda da. İki farklı ses... Sesi diğerine göre kalın olan, emir veren bir tonda konuşmaya başladı. "Bana bak! Ne yap, ne et bana o çocukları getir!" Diye bağırınca korkudan gözlerimi kapattım. Bir diğeri konuşmaya başladı bu kez. Sadık ve itaatkar bir sesle... "Efendim, onların kim olduğunu bilmiyoruz. Kim olduklarını... Kaç yaşında olduklarını..." dedi cılız çıkan sesiyle. Az once bağıran adam daha sert bağırdı bu kez. "O çocuklar burada... Gerekirse tüm Koloni'yi arayın. Altısı da kız. Ve onlar 19 yaşındalar. 19 yıl önce vurduk onlara iğneyi..." dedi ki. Arkasına sakladığım kapı bir anda hareket etti. Ne yapacağımı bilemez bir halde beklerken, gözlerimi yumdum. Ve o ana bir el koluma dokundu. Bir el koluma dokundu...
.
.
.
(Dilan'ın anlatımıyla / 6.30)Sabah normala kıyasla biraz erken uyandım bugün. Aslında uyanmamın sebebi yanımdaki yatakta uyuyan ve uykusunda konuşan Ada'ydı. Uykusunda konuşması normal olsa bile ses tonu garipti. "Neredeyim? Ne yapmalıydım?" Ayrıca söyledikleri...
Yatağımda doğrulup yanına yaklaştım. Söylediği şeyle kaşlarımı çattım. Soru mu soruyordu? Bu garipti... Çok garipti... Diğer tarafimda yatan Hilal'e döndüm ve onu biraz sert bir şekilde sarstım. Ondan sonra Rümeysa, Sümeyye ve Sedef'i uyandırdım... Kızlara uyandıklarında sessiz olmalarını söyleyip Ada'nın baş ucuna yaklaştım. Bir yanım onu uyandırmak isterken diğer yanım söylediklerini, söyleyeceklerini merak ediyordu. Diğer kızlarda sesszice Ada'yı dinlemeye başlayınca bir süre sesszice onu dinledik.
Hilal sessizliği bozan kişi oldu. "Acaba uyandırsak mı? Baksanıza kabus görüyor gibi..." dedi ki bu kez farklı bir tonda bir kaç cümle döküldü dudaklarından...
"Kızlar nerede? Dilan, Hilal, Sümeyye, Rümeysa... Sedef nerede? Lila nerede?" Bu cümleyi kurmasıyla yerimden kalktım ve hızlı adımlarla odadan çıktım. Ce kendimi bizim odanın hemen karşısındaki odanın önünde buldum. Lila'nın odasının önünde...
"Lila! Uyan! Lila çok önemli! Lila, Ada... Ada kâbus görüyor ama normal bir kâb..." cümlemi bölen, Lila'nın odasının açılması ve beni iterek odamıza ilerlemesi oldu.
Onu takip edip bende kızların yanına gittim. Ama Ada giderken ki halinden biraz daha farklıydı. Çok terlemişti ve burnu kanıyordu. Lila, Ada'yı böyle görünce yatağın yanına yere çöktü ve Ada'nın elini tuttu. "Bunun için çok erken..." dedi kendi kendine... Ona soru soran gözlerle bakarken Sümeyye konuştu. "Ne için çok erken Lila?" Dedi merakla. Lila bir şeyi düşünüyor gibiydi. Sonra kelimeler dudaklarında döküldü... "Ada düşünseliniz... Yani zihni ile bir çok şeyi yapabilen biri ve şuan biraz garip olsa da Astral Seyahat yapıyor. Ve bunun farkında değil. Rüya sanıyor." Dedi ki Hilal söze daldı. "Eğer farkına varamaz ve dönemezse... Ölür..." dedi ki Lila cevap vermedi ve Rümeysa'ya profesörü çağırmasını söyledi. Ve kendi Ada'nın kolunu sıkıca tuttu ve konuşmaya başladı. "Sadece sakin olman gerekkiyor Ada. Biz buradayız. Hepimiz buradayız. Seninleyiz. Sadece sakin ol."
.
.
.
(
![](https://img.wattpad.com/cover/183025069-288-k240593.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Saklanan Yıldızlar
Romanzi rosa / ChickLit" Bu hikayenin özeti çok kısa... Tek cevabı birbirinden deli insanların; dostlukları... Bu hikaye her şeyden çok dostluktan esinlenmiştir. Bana ben olmayı öğretenlere..." Bir peri masalı ya da bir prensesin masalı değil bu hikaye. Bu kendi karanlı...