Tiyatro Günü
1 Ay sonra
"Ya kanka-"
"Ne var Beste ya sus artık." Enes'in bağırması üzerine irkildim. Ayağa kalktım.
"Ya neden hep kanka diyince bağırıyorsun salak!?" Enes gözlerini pörtletip ayağa kalktı önümde dikildi.
"Beste!" Uyarıcı bakışlarını anlamak zor değildi. Gene dikine konuşup.
"Ne Beste?" Diye cırladım. Konuşmasına izin vermeden omuzlarından itip sıraya sertçe oturtdum.
"Enes insan gibi birşey soracam neden bağırıyorsun kardeşim?" Dediğimde,
"Kardeşin değilim senin sor!" Dedi. Hakikaten ne sorcaktım ben inanılmaz derecede unutmuştum. Saçmalayıp kendimi rezil edemezdim.
"Unuttum." Dedim sakince otururken, güldü.
"Ah salak Bestecim!" Dedi aşağılarcasına. Bu çocukda dövüyor mu? Seviyor mu? Belli değil.
"Dıp-tıs dıp-tıs dıp-tıs... kopuyor muyuz gençler?" Dedi tanıdık ses sınıfa girerken.
"Oğlum sen hâlâ akıllanmadın mı?" Enes'in, Can'ı aşağılarcasına konuşması üzerine Can bozulup önümüze oturdu.
"Off Enes bir rahat bırak kanka, ha bu arada Miray'a demeyin!" Can, Miray ile barışmıştı yani bir yolunu bulup barıştı. Melike ise arada kaynamıştı. Ama yerinde durmayıp okuldaki zengin öğrencilerin partilerine gidip duruyordu. Doğum günü partileri, koktey partileri, anneleri babaları evde yokken verdikleri partiler okuldakiler fenaydı ama Can daha fena çünkü Miray'a demeden gidiyordu. Bu arada Can'ın reşit olmasına az kalmıştı. O da parti vermeyi planlıyordu. Tiyatroyu ise çalıştık hemde baya ama yapacak gün bulamadılar. 9. Sınıfların sınavları bitmemişti. Erteleyip durmaları sinirimi bozuyordu. Juliet kesinlikle ben olmuştum. Enes ise adını tam söyleyemediğim, Juliet'i seven adamdı. Bulut ise Romeo olmuştu. O gün Enes iddalı konuşuyordu. Hiç birşey yapamamıştı yazık! Yağız ise Romeo'nun kuzeni rolündeydi. O da zorla yani kuzeni rolünde olan çocuk çıkınca Yağız hocaya kendini acındırmış ve kendini sokmuştu role. Dadı, iki anne, iki baba ve şu büyücüydü heralde işte o rollerde olanlarda vardı.
Kayra ile Arya suratları on karış girip en arkaya oturdular. Enes, Kayra'ya tek gözünü kırptı ve 'ne oldu?' Bakışı attı. O da iki kaşını kaldırıp, 'bişey yok' bakışı atınca bakışlarına bakmayı bırakıp elime telefonu alıp arkada oturan Arya'ya mesaj attım. Aynı sınıfta olmamıza rağmen tenefüsde olmamıza rağmen ona bakmama rağmen mesaj atıyordum. Çünkü salaktım. O da salak olacakki eline telefonunu alıp atacağım mesajı bekliyorduk. Harbi salağız ya!
Beste: Kanka ne oldu?
Arya: Kayra evlenek diyo.
Beste: Harbi mi la?
Bakışımı ona çevirdim. Umursamaz yüz ifadesiyle tekrar elleri klavyeye vardı.
Arya: Beste iyi misin? Yemek falan mı yemedin bugün?
Şaşkınca ne olduğunu anlamayarak telefona saf saf baktım.
Beste: Yok yedim sağol.
Arya: Beste sen cidden iyi değilsin!
Beste: Ne olmuş ya?
Arya: Kızım ne evlenmesi bu yaşda?
Beste: Ya derdin ne?
Arya: Of birşey yok dön önüne ayrıca çok boş sohbet yaptık.
Haklıydı biz zaten işsiz ve boş insanlardık. Sınavları kopyayla geçen sınıfta mesajlaşan falan istemsizce gülüp yanımda oturan Enes'e baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAVGACI KIZ(Tamamlandı)
Novela Juvenil{AŞIRI ERGENLİK İÇERİR! Bölüm sonu bir soğuk su içilmesi tavsiye edilir.} {Başlama Ve Bitiş: Şubat 2018 - Şubat 2020 / 50 bin okunmada özel bölüm.} ... "Çok tatlısın!" Dedi. Tek kaşımı kaldırıp, yüzümü buruşturdum. "Hoşt ulan!" "Ne dedim ya?" Diye s...