12🍁

94 2 0
                                    

Hava iyice kararmıştı. Hazan sakinleşmiş fakat konuşacak hali kalmamıştı. Devran çaresiz gözlerle yüzüne bakıyordu. Uzun süre sessiz kaldılar. Sonunda Hazan Devran'a dönmüş konuşmak için dudaklarını aralamıştı. ''Benimle kal?'' Devran tek kaşını kaldırıp Hazan'a bakmıştı. Bu defa sesini yükselterek söylemişti Hazan. ''Devran Karanoğlu, benimle kal!'' Devran başını önüne eğdi. Kendinden utanıyordu. Hazan yattığı yerde doğrulup ayaklarını sedyeden sarkıttı. Eliyle Devran'ın çenesini tutup kaldırdı. Kendine bakmasını sağlamıştı. ''Üzülme! Biz bize yeteriz.'' Hazan'ın bu sözüyle Devran'ın gözleri dolmuştu. Ayağa kalkıp kollarını Hazan'ın sırtına doladı. Hazanda Devran'a karşılık vermişti. Bir süre öylece kaldılar. Sonra ikisi birden ellerini bıraktı. Devran yerine oturup konuşmaya başladı. ''Ben... Özür dileri...'' Hazan sözünü kesmişti. ''Dileme. Belki böylesi daha iyidir bizim için'' Hazan Devran'ın yüzüne bakıp gülümsemişti. Devranda zoraki bir tebessüm edip onun gözlerinin içine baktı. ''Yeniden başlayalım?'' Devran konuşmuştu. Hazan şaşırıp tepki vermedi. ''Hazan, belki zamanı geri alamayız ama elimizdeki zamanı güzelleştirebiliriz! Ne olur yeniden başlayalım? Her şeyi unutup mutlu olalım. Çok mutlu olalım.'' Hazan'ın yüzünde güller açıyordu. ''Tamam. Ama önce kendimize kalacak bir ev bulmamız lazım.'' deyip ufak bir kahkaha attı Hazan. Devranda onun bu haline gülmüştü. ''Ben halledecem hepsini sen merakta kalma.'' deyip ayağa kalktı Devran. ''Sen dinlen istersen, ben dışarı çıkayım.'' Hazan dudağını büzerek konuştu. ''Yanımda dursanız olmaz mı Devran Ağa?'' Devran gülerek oturdu sandalyeye. ''Emriniz başım üstüne Hanım Ağam.''

Devranla Hazan bütün gece sohbet edip gülüştüler. Birbirlerini daha iyi tanımaya başlamışlardı. Hazan güldükçe Devran onu seyrediyordu. Birbirlerine aşık olmuşlardı fakat bunu dile getiremiyorlardı. Sohbet ederlerken Hazan uyuyakalmıştı. Devran onun üzerini örtüp sandalyesine oturdu. Bir süre sessiz sessiz onu seyrettikten sonra uyuyakaldı. Devran, cehennemini duman etmiş adeta küllerinden bir cennet yaratmıştı. Cennetinin en güzel köşesini Hazan'a vermiş, ona olan aşkından bu kadar değişmişti. Hazan'ın kılına zarar gelse dünyaları yakardı artık. Saçının her teline ayrı ayrı şiirler yazmak istiyordu. Uyurken kirpiklerini seyredecek kadar çok seviyordu onu. Başını omzuna koyup uyumak için nelerini vermezdi. Avcunun içine öpücükler kondurup, gözlerinin içinde kaybolmak istiyordu her an. Bir nefretin en güzel kısmı aşka dönüştüğü an mıdır yoksa?

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin