6🍁

176 4 0
                                    

Sabah olmuştu. Asya koşarak konağa gelmiş Hazan'ı uyandırmıştı. Kolundan tutarak onu bahçeye çıkarıyordu. ''Ya dur çekiştirmesene. Sabah sabah ne bu acelen. Hem daha uykum vardı benim.'' Asya eliyle Hazan'ın ağzını kapatırken konuşmaya başladı. ''Dinle beni. Hani bizim gitmeyi çok istediğimiz bir yer vardı ya.'' Hazan cevap verdi. ''Üniversite?'' Asya kafasını sallayıp tekrar sordu. ''Hayır o değil diğeri?'' Hazan bir an düşünüp aniden gözlerini büyüttü. ''Nevşehir?'' Heyecanla söylemişti. ''Evet! Hazan gidiyoruz!'' Asya çığlıklar atmamak için kendini zor tutuyordu. Hazan gülümsemeyi bırakıp saçmalama der gibi bir bakış attı Asya'ya. ''İyide nasıl gidiyoruz.'' Asya Baran'la konuştuklarını anlatmaya başladı. ''Hadi biz Devran'la neysede sen nasıl geleceksin. ''Aslında bir yolu var.'' ''Neymiş o?'' ''Devran.'' Hazan duraksadı. Asya Hazan'ın koluna yavaşça vurarak oradan hızla ayrıldı. ''Mecbur.'' deyip odasına doğru yol aldı Hazan.
O sırada Baranda Devran'la birlikte dışarı çıkmış konuşuyorlardı. ''Hadi oğlum. Bir kerelik ne olacak?'' diye şirin şirin Devran'a bakıyordu Baran. ''Ya Baran ne işim var benim boşver otur evinde işte.'' Baran kararlıydı. Devran'ı ve kızları alıp Nevşehir'e gidecekti. ''Hadi ama hem bak Hazanda gelecek.'' deyip gözünün içine içine baktı. Devran bir an duraksadı.Aslında Hazan ve ikisi için iti olabilirdi. ''Tamam ya. O kadar ısrar ettin geleyim bari.'' Baran gözlerini kısıp gülmeye başladı. ''Israrı falan bırakda, Hazan'ı duyunca gelmek istedin değil mi Devran Ağa?'' deyip ufak bir kahkaha attı.
...
Öğleden sonra kavurucu bir sıcak vardı. Hazan masada tek başına oturan Devran'ın yanına gitti. Ellerini bağlamış, bakışlarını uzaklara çevirmişti. Yanına oturup ona seslendi Hazan. ''Devran?'' Cevap vermeden bakışlarını Hazan'a doğru çevirdi  Devran. Hazan'ın içi ürpermişti. Devran'ın gözlerindeki kıvılcım adeta içini ısıtıyordu. Kafasını bu düşüncelerden uzaklaştırıp sordu. ''Baran'la konuştun değil?'' cevap gelmeyince devam etti. ''Gidecek miyiz?'' Devran şaşırdı. ''Kim?'' ''Biz.'' Devran şaşırmaya devam ediyordu. ''Nasıl yani ikimiz mi?'' ''Evet neden bu kadar şaşırdın?'' Devran duraksadı. ''Şaşırmadım. Neyse gideriz ya herhalde. Baranda çok ısrar etti. Bakalım.'' Hazan sevinçten ellerini çırptı. Devran onun bu hareketine gülümseyip önüne döndü çocuk gibiydi. ''Ama ben senden bir şey daha isteyecem. Asya'nın gelmesi için senin izin alman gerek.'' Devran anlamamıştı. ''Niyeki?'' Hazan umursamaz bir tavırla cevap verdi. ''Hani sen ağasın ya...anla işte sana izin verirlef'' Bunu söylerken gözlerini devirmişti. Devranda gözlerini devirerek masadan kalktı, kimsenin bu yüzden ona boyun eğmek zorundaymış gibi davranmasını istemiyordu. Hiçbir şey söylemeden gitmişti. Hazan'ın canı sıkıldı.Ne söylemişti ki sanki.
...
Akşam üzeri yemekler yendikten sonra Devran, Haşmet Ağadan Nevşehir'e gitmek için izin almıştı. Hazan'ın içi kıpır kıpırdı. Baranda sevinmişti onun kadar olmasada. Herkes uyumak için odasına geçince Devran Baran ve Hazan arabaya binmişlerdi bile. Yol üzerinden Asya'yı da alıp uzun bir yolculuğa başladılar. Arabadaki sessizliği Asya bozdu. ''Nasıl izin aldın?'' ''Meslek sırrı.'' Durup dişlerini sıktı. ''Hani ben ağayım ya!'' sinirli bir şekilde  söylemişti. Hazan başını yere eğdi. Kızlar arkada, Baran önde oturuyordu. Devran arabayı kullanıyordu. Sabah olunca otele varmışlardı. İki oda vardı. ''Biz evli çiftleri rahatsız etmeyelim deyip Asya'yı kolunun altına aldı Baran ve bir odaya geçtiler beraber. Asya utanmıştı. Büyük yatakta Asya yatacaktı. İçerdeki küçük olanda da Baran. Çaresiz Hazan'la Devranda aynı odaya geçtiler. Tek bir yatak olduğu için beraber yatacaklardı. Hoş, zaten evlilerdi.
İçeride boş boş otururlarken Devran sıkılmamak için Hazan'a pes atmayı teklif etmişti. Aldığı cevap karşısında oldukça şaşırmıştı. ''Gömmeyim seni Devran Ağa?'' Hoşuna gitmişti Devranın bu söz ''Ama bir iddiaya girmezsek olmaz şimdi Hanım Ağam'' Hazan tek kaşını kaldırıp sordu. ''Ne iddiası?'' ''Kaybeden kazananın istediği bir şeyi yapacak. Ne yapacağına maç bittikten sonra karar veririz.'' Hazan düşünür gibi yapıp kabul etti. Joistikleri alıp yatağın üzerine oturdular. Ana kumanda Devran'daydı. Maçı başlattı. Hazan çok hırslı görünüyordu. İlk atak Devran'dan geldi. ''Gol!'' Devran ilk golü atmıştı. Hazan yüzünü buruşturdu. Maça devam ediyorlardı. Hazan gerçekten çok hırslı oynuyordu. Kaşlarına çatarak tuşlara vuruyordu. ''Yavaş kıracaksın.'' Devran gülmüştü. Hazan hızla tuşlara vurmaya devam ediyordu. Sesleri duyan Asya ile Baranda gelmişti. Baran hazan'ın yanına geçmiş destek veriyordu. ''Aferin benim kızıma göster yeteneklerini.'' Asyada ondan görüp Devran'a destek vermek istedi. ''Hadi enişte!'' Bu sözüyle Devran'la Baran boş boş Asya'nın yüzüne bakmaya başladılar. Hazan bu duruma çok takılmayıp oynamaya devam etti. ''Gol!'' Hazan kollarını yukarı kaldırıp sevincini belli etmişti. Devran toparlanıp karşı çıktı. ''Sayılmaz ya dikkatim dağılmıştı benim.'' Hazan kendini savumaya geçerken Devran bundan faydalanıp bir gol daha attı. ''Buda iki!'' deyip eliyle iki işareti yaptı. Tam o esnada maç bitmişti.  Hazan boş boş Devran'ın yüzüne bakıyordu. ''Hadi biz kahvaltıya inelim.'' deyip Asya'nın koluna girdi Baran. Onlar dışarı çıktıklarında Devran yatağın üzerine yüzüstü uzanmıştı. ''Ne yapıyorsun?'' Devran gülümseyip cevap verdi. ''Masaj için hazırlanıyorum,  her istediğimi yapıcaktın ya.











HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin