Bölüm 11(Final)

755 55 178
                                    

Peçeteleri hazırlayın dostlar.
İYİ OKUMALAR...

Tanrısal b.a.

Her iki tarafın da savaşçıları birbirine öfkeyle bakıyordu. Bazıları istemeyerek, bazıları ne yaptığının farkında olmayarak, bazıları ise saf nefretle.

Yer altından, yanında ellerinde bir sürü silah olan iskeletlerle savaşmaya gelmiş olan tanrı, kendi tarafına bağırdı. "Hadi herkes bu silahlardan da alsın!"

Biraz korku biraz şaşırmış bir ifade ile karşı tarafa bakan tanrının tarafı alanda yankı yapan sesle kendine gelip, Hades'in yanına gittiler. Kullanabilecekleri silah ve kalkanları alıp kuşandılar. Ama kendine gelen taraf sadece onlar değildi. Yaşlı tanrıların bulunduğu taraf da kendine gelmiş, hazırlıksız olanlar hazırlığını yapıp savaşa katılmışlardı. En öndeki Reyna'nın yanında duran Percy, sağındaki Bilmiş kızına doğru dönüp fısıldadı.

"Bu sefer bu son ayrılık olsun. Savaştan sonra görüşürüz Bilmiş Kız."

Annabeth Percy'e dönüp gülümsemekle yetindi. Her iki taraf aralarında uzun bir boşluk olacak şekilde karşı karşıya ve hazır bir şekilde birbirine bakıyorlardı. Daha fazla beklemek istemeyen Roma Preator'u elindeki Roma Kılıcını kaldırıp yüksek ve kendine güvenen bir sesle bağırdı.

"Dünyamızı son kez pisliklerden arındırmaya!!"

Reyna'nın seslenişini duyan Clarisse zaman kaybetmeden seslendi.

"Gereksizleri bu dünyadan tamamen silmeye!!"

Ve iki taraf da birbirine atıldı. 3 büyükler ve diğer yandaşları olan Tanrılar, büyük ve uzun olan Titanlarla savaşırken; melezleri ise eskiden bir arada konuşup gülüştükleri melezlere saldırdı.

Athena, kendi tarafına emirler yağdırırken plana uymalarını haykırıyordu. Artemis ve okçuları seri bir şekilde karşı tarafa oklarını göndererek destek oluyorlardı. Apollon, gözünde güneş gözlüğü olduğunu fark etmiyor gibi, güneşi kullanarak karşı tarafa saldırırken bazen de sağlık dağıtıyordu etrafına. Hermes hızlı koşarak düşmanın dikkatini dağıtıyor, onları silahsız bırakıyordu. Hephaistos etrafında kızgın ateşler olan çekiçlerini karşı tarafa gönderiyordu. Dionisos sıkılmış 'parti olsa da eğlensek' modunda düşmanın etrafında dolanıyor ayaklarına ellerine sarmaşıklar doluyor, onları sarhoş ediyordu. Zeus, gökyüzünden şimşek çaktırmaya çalışıyordu. Ama bu çok güç bir işti. Havayı kontrol edemiyordu pek fazla. O ve tarafı bazen nefes almakta güçlük çekiyordu. Poseidon da farklı sayılmazdı. Suyun gücünü kullanmak istiyor ama pek başaramıyordu. Su onu ve tarafını sırılsıklam ediyor, üşütüyordu. Denizden çıkan canavarlar ona itaat etmiyordu. Percy, Jason ve Thalia ne kadar onlara yardım etmeye çalışsa da güçlerinin kaynağındaydı sorun. Hades ve melezleri Nico ile Hazel yerden iskelet, değerli taşlar çıkarıyor, karşı tarafın dikkatini dağıtıyor, onlara saldırıyordu. Karşı taraftan birçok melez ve küçük tanrı şimdiden savaş dışı kalmıştı bile. Zafer onlardan yana gibi görünüyordu. Ama görünene aldanmamak lazımdı tabii her zaman.

"Çocuklar bakın karşı taraf azalıyor. Yaralanan sayıları çok fazla." Dedi Frank.

"Evet bizde de yaralı çok fazla." Dedi Piper, Jason'u tutmaya çalışırken.

Kimse savaş kargaşasından dizinden derin yaralanmış ve savaşmakta zorluk çeken Jason'u fark etmemişti. Piper hariç. Karşı taraftan bir Ares melezi ile savaşırken, Piper arkasından yaklaşan melezi göstermiş, arkasına döndüğü anda dizine büyük bir kılıç darbesi yemesi kaçınılmaz olmuştu.

Üç Büyükler'in SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin