Chapter 2

3.4K 431 298
                                    

Unlike Pluto -
Worst in me

~

Gelmemişti.

Min Yoongi, Park Jimin'in yanına hiçbir şekilde gelmemiş, yakınından dahi geçmemişti.

Jimin, birkaç gün boyunca sürekli kendi içinde çatışmalar yaşamış, Yoongi'yi kendi yanına nasıl alabileceğini düşünmüştü. Onlarca fikir üretmiş, fakat her birinden vazgeçmişti hevessiz bir şekilde. Hiçbiri, kendi yapacağı eylemi yansıtmıyordu çünkü.

Hiçbiri Park Jimin için ideal değildi.

Jimin, Yoongi'yi deli gibi hırpalamak, dudaklarını dişlerininin arasına alıp kopartmak ve saçlarının her birini teker teker yolmak istiyordu. Bacaklarında bulunan kemiklerin her birini tuzla buza çevirmek istiyor ama içine serpilen öfke kırıntılarına dur diyordu. Güzel, pembe silahının kabzanını kavrayıp onun o güzel beynini dağıtmak istiyordu. "Hasiktir!"

"Nasıl unuturum!" diye bağırmıştı Jimin, mutlu fakat bir o kadar da sinirli çıkan sesiyle.

Sinirli ve gergin geçen günlerin ardından Jimin, fırtına öncesi sessizliğini, aklına gelen fikirle birlikte noktalamıştı. Değerli silahını ondan geri alacaktı.

Bu sıkıcı günde kendine eğlence ve uğraş bulduğu için mutlu olurken kalbi düzensiz atmaya başlamıştı bile kendisinden habersiz. "Hemen Yoongi'nin peşindeki adama onu yakalamasını ve buraya getirmesini söyleyin!" diye bağırmıştı odanın kapısında duran adamlarına yönelik.

Adamlarından biri, kulağındaki kulaklıkla, muhtemelen Yoongi'nin peşindeki adama yapması gerekeni söylemiş, ardından Jimin'in önünde eğilmişti ve orayı terk etmişti. Jimin, gergince sağ bacağını masanın altından sallarken yerinden hışımla kalkmış ve odanın içinden geçerek giysi odasına ilerlemişti.

Odaya girdiğinde, etrafa hafiften göz atmış ve gezinmişti ağır adımlarla. Bunların, odada bulunan giysiler ve aksesuarların her biri, Jimin için oldukça anlamsız geliyordu. Fakat yine de insanların karşısındaki değeri kıyafetleriyle ölçüldüğünden düzgün giyinmeye özen gösteriyordu. Sürekli pembe giyindiği için ilk başta insanlar tarafından hiçbir şekilde ciddiye alınmasa da yaptığı büyük işler yüzünden pembe duyunca her biri yönünü değiştirir olmuştu.

Jimin, insanların üzerinde yarattığı o korkuyu ve endişeyi seviyordu.

Parmaklarını, cam masanın üzerinde gezdirmiş, kendine özel olarak yaptırdığı silahlara ve bıçaklara bakmıştı. Özel tasarım olan bıçak ve silahlarının hepsi taşlarla kaplıydı, severdi gösterişi ve abartılı şeyleri. Her birinin üzerinde kendi imzası ve lazerle işlenmiş seri numaraları vardı. Her biri kendi kılıfında duruyor, cam masanın altından Jimin'e göz kırpıyorlardı. Yerinde olmayan sadece bir tane silahı vardı, ilk göz ağrısıydı, ve o da şu an Min Yoongi'nşn elindeydi.

Jimin, parmaklarını cam masadan çekerek giysilerine yönelmiş ve eline düz siyah, uzun kollu dar bir üst almıştı. Üzerindeki tişörtü çıkartarak onu giyinmiş, ardından bol, bebek pembesi bir tişörtü üzerine geçirmişti. Altına, deri bir pantolon giyinmiş ve tişörtünün eteklerini deri pantolonundan içeri sokup kemer takmış, ince belini gözler önüne sermişti. Kaslı bacaklarını güzelce saran deri pantolonun altına siyah botlar giyinmiş ve pantolonunu zincirlerle süslemişti.

Dağılan pembe saçlarını, siyah ojeli ve yüzük dolu parmaklarıyla geriye doğru taramış, burnunun kemerinde oluşan morluğu kapatmak için büyük ve pembe bir yara bandı kullanmıştı.

Giysi odasından çıktıktan hemen sonra masasına oturmuş, eş zamanlı olarak kapı hızla ve gürültüyle açılırken pembe kahküllerinin ardından kaşlarını çatmıştı. "Efendim bir sorunumuz var!" Adamları panikle içeri girerken masanın başında durmuşlardı. Bu kadar panik olmalarının sebebi geçen sefer patronlarından yedikleri azardı. Park Jimin, hepsini siklerinden tavana asıp odasında süs niyetine kullanacağını söylemişti bir kez daha bir sorunla karşılaşırlarsa. Hepsi biliyordu ki, o yapardı. Adamlarını gözden çıkarmaktan asla geri durmaz, ağzından çıkan her bir sözü harfi harfine uygulardı ve bunu yaparken öyle bir zevk alırdı ki insanlar gerçekten sadist olduğunu ve aklş dengesinin yerinde olmadığını savunurdu. Kim bilir, belki de öyleydi.

animal | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin