Sanırım asla iradeli biri olup bölüm bekletemeyeceğim. Diğer bölümlere gelen oylar düşüktü bu yüzden bölümü bekletiyordum. Bölüm sınırı 100 oy, lütfen oy vermeden geçmeyin yavrularım.
İyi okumalar! :))
The Neighbourhood -
♫ Wires ♫~
Güneş, yavaştan gökyüzünü aydınlatıyordu. Karanlık geride kalırken yeni bir gün daha başlıyordu. Çoğu insanın uyuduğu en tatlı saatlerde Min Yoongi uyumuyordu. Düşünceliydi.
Saatler önce yaptığı konuşma yüzünden bir türlü uyuyamamıştı. Neler dönüp bittiğini anladığından, ciddi anlamda endişeleniyordu ve hayatında ilk defa bu hissi tadıyordu. Jimin ile yaptığı konuşma yüzünden hissettiği pişmanlık gittikçe gün yüzüne çıkarken ona aslında güvendiğini fark etmişti. Şimdi ise Jimin'in kendisine güvenmemesinden korkuyordu.
Ona anlatması gerekiyordu. Kendisine güvendiğini biliyordu ama karşısındaki kişi sıradan biri değildi, Jimin'in kuzeni Jeongguk'tu. Aynı zamanda fazlasıyla kurnaz biriydi ve kendisiyle uzaktan bir geçmişi vardı. Yaptıklarını az çok biliyordu ve onu en çok geren nokta da buydu. Çete lideri Park Jimin koynunda yılan besliyordu, hem de en zehirlisinden.
Yoongi aklındaki bu düşüncelerle dalıp giderken saatler birbirini kovalamış, sabah olmuştu. Saat öğlene yaklaşırken Jimin'in uyanmış olacağını düşünerek odasından çıkmış ve Jimin'in odasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Odaya girdiğinde ise pek iç açıcı şeyler görmemişti.
Jeongguk oradaydı ve Jimin ile beraber yatakta uzanıyorlardı.
Yoongi kapıyı çalmadan içeri girdiğinde gördüğü manzarayla kapıda öylece kalmış, Jimin ile göz göze geldiğinde bakışlarını hızla yanındaki bedene çevirmiş ve oraya kilitlenmişti. "Ne işin var burda?"
Jimin'in dudakları şaşkınlıkla aralanırken makyajsız gözlerini ovalamış ve yattığı yerden doğrulmuştu. Yoongi'nin dediğinden hiçbir şey anlamazken onun bakışlarının tamamen yanındaki bedene yöneldiğini fark edince başını sol tarafına çevirerek Jeongguk'a bakmıştı.
Jeongguk'un dudakları yukarı doğru kıvrılırken o da yatakta doğrulmuş, çıplak üst vücudunu gözler önüne sermişti. Göğüsünü kaplayan büyük dövmeyi gözler önüne sermekten hiçbir şekilde geri durmamış ve alayla gülümdemişti. "Kuzenimi görmeye geldim D."
"Japonca mı konuştun sen az önce?" diye mırıldanmıştı Jimin üzerindeki şaşkınlığı atamazken. "Evet, Japonca konuştum ve çok sevgili kuzenin bunu gayet iyi anladı." diye cevap vermişti Yoongi kapıyı kapatıp odanın içine doğru adımlarken. "Siz tanışıyor musunuz?"
"Hayır."
"Evet." demişti Yoongi, Jeongguk ile aynı anda. Yoongi onun verdiği cevabı duyunca sinirle dilini dudaklarında turlatmış, yorgun bakan gözlerini daha da kısmıştı. "Siktir git şuradan."
"Hayır, neden sevgili kuzenimi bırakayım? Vakit geçiriyoruz beraber." diye mırıldanmıştı Jeongguk eğlendiğini belli eden bir tınıyla. Yoongi'nin damarına bastığının farkımdaydı ve bundan büyük bir zevk duyuyordu. "Ona söyle geleceğim, o yüzden defol git şimdi. Bir daha da gelme buraya."
"Onu zaten söyledim. Gitmemek gibi bir şansın yok D. Ayrıca buradan gitmesi gereken sensin, buraya ait değilsin."
"Ne konuşuyorsunuz siz?" diye merakla sormuştu Jimin. Ne konuştukları hakkında hiçbir fikri yoktu fakat ses tonlarından ve mimiklerinden ikilinin pek de iyi bir şey konuşmadıklarını anlayabiliyordu. Yoongi fazla gergindi. "Hiçbir şey, takılıyorum sadece onunla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
animal | yoonmin
Fanfiction'asla inkar etme içinde yatan o canavarı.' [kitty gang x agust d]