Chapter 5

2.6K 392 222
                                    

ANİMAL 1K OLMUŞ VE BEN CİDDEN ÇOK MUTLUYUM🖤 DESTEKLERİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM!

Ruelle -
Madness

~

"Bay Park, lütfen!"

Jimin, ringde eğitmeninin elindeki pedlere vurmaya devam ederken ringin dışında diğer adamları tarafından oradan götürülmeye çalışılan yaralı adamına bakmıştı. "O adam psiikopatın önde gideni! O-ona böylece kolay yaklaşmamalısınız. Kendi gözlerimle gördüm!" diye bağırmıştı çığlık atarcasına. Eliyle ringin iplerine tutunmuş ve olduğu yerde deli gibi tepinmeye başlamıştı.

Bu sırada Jimin hiçbir şekilde onu takmamış, sert ve seri hamlelerle boks antrenmanına devam etmişti. Çıplak üst vücudundan akan terler buğday tenini ilahlaştırırken alnına terden yapışan pembe tutamlar ve kızarmış yanaklarıyla oldukça tapılası duruyordu. Elindeki siyah boks eldivenleriyle kendine gelen hamleleri ara ara savunuyor, yeri geldiğinde atak yapıyordu. Kaslı ve zarif bacaklarını sıkıca saran bir taytla beraber ringin içinde dört dönüyordu.

"Bay Park!"

Jimin, artık sınırına yaklaştığını hissederken kesik bir nefes almış, eldivenlerini hızla söküp yere fırlatmıştı sertçe. Kenardaki havluyu alarak boynuna atmış ve elemanının yanına gitmişti. Onun olduğu yerde durmuş, eğilerek samimi olmayan bir şekilde gülümsemişti. Sargılı ellleriyle adamın yakasını kavramış, hızlı bir şekilde kendine çekip suratının tam ortasına sertçe kafa atmıştı. Herkes hayretler içinde o ikiliye bakarken adam acıyla inleyerek yeni yeni iyileşmeye başlayan morluklarla kaplı yüzünü kavramıştı. "Bana bak seni piç kurusu, sen kimsin de bana ne yapmam gerektiğini söylüyorsun, ha?" diye bağırmıştı gür bir sesle.

Adam yerde kıvranmaya devam ederken Jimin kıvrak bir hareketle ringden aşağıya atlamış ve bir bacağını adamın diğer yanına atarak bacaklarının arasına almıştı bedenini. "Benimle böyle konuşamazsın sen!" diye gürlemişti adeta. Adamın elleri titremeye başlarken oradaki herkes başını önüne eğmiş, sessizce beklemişlerdi.

"Ben sadece s-sizi korumaya çalışıyorum." diye konuşmuştu zar zor. Jimin sertçe boynunu kütletmiş, ardından alayla gülümsemişti sinirden çatılan kaşlarına inat. "Beni korumana ihtiyacım yok, Kang. Sen daha kendini bile koruyamazksn beni mi koruyacaksın? Senin gibilerle işim olmaz, mekanımı derhal terk et!"

Adamın gözleri, Jimin'in sözleri üzerine büyürken başını hızla iki yana sallamış ve kanayan burnuna rağmen ayağa kalkmıştı. "Lütfen bunu yapmayın, daha iyi olacağıma söz veriyorum." diye eklemişti.

Jimin, sinirle göz devirmiş be adamdan uzaklaşmıştı. Diğer adamlarına minik bi baş hareketi yapmış ve derin bir nefes alarak ellerini beline atmıştı. "Götürün."

Kang, onu kavrayan nadamlarla beraber ortalığı birbirine katmış, çığlık çığlığa bağırmaya başlamıştı. Jimin, yüzünü buruşturarak onun gidişini izlerken kapıdan içeri Yoongi'nin girdiğini görmüştü. "Senin yüzünden işimden oldum orospu çocuğu!" diye bağırmıştı Yoongi'yi görünce. Adamlar onu yaka paça kapıdan dışarı çıkarttıklarında Jimin derin bir nefes almış ve bütün ilgisini karşındakine vermişti.

Bu esnada gözlerini Yoongi'nin üzerinde gezdirmeyi ihmal etmemişti. Tamamen kana bulanan alt bacağını ve sağ omzunu gördüğünde yutkunmuş, yanındaki adama dönmüştü ve kısık sesle konuşmuştu. "Birilerini çağır derhal müdahale edilsin yaralarına."

Ardından boğazını temizlemiş, boynundaki beyaz havluyu kavrayıp yüzünü silerken kapının yanındaki masadan bir şişe su almıştı. "Kedi olalı bir fare tuttum." diye mırıldanmıştı. "Fare yerine aslan mı deseydim?"

animal | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin