Chapter 9

2.5K 393 252
                                    

İstediğimi alamadığım için oy ve yorum sınırı koymaya karar verdim. Okuyan 4 kişiden 1'i oy veriyor sadece ve bu durum benim moralimi bozuyor. Oy vermek çok zor değil.
  


Boy Epic -
Scars

~

Park Jimin'in müşterileri onun için oldukça önemliydi. Bu yüzden müşterileriyle bizzat görüşür, eğer fazla önem taşıyan kişiler ise ara ara onları yemeğe çıkarırdı. Bazen eğlenmeyi de ihmal etmez, iki tarafın da çıkarlı olacağı minik oyunlar katardı.

Fakat bugün öyle olmamıştı.

Jimin en köklü müşterilerinden birini aramış, satacağı malların hazır olduğunu söylemişti. Ardından adama yemeğe çıkmayı teklif etmiş, adam kendisini geri çevirince bara gitmeyi önermişti. Müşterisi onu tekrar geri çevirdiğinde Jimin sinirlenmiş ama bozuntuya vermeyerek malı biraz arttırmayı düşündüğünü dile getirmişti. Adam, tekrar onu, bu sefer sert bir dille, reddetmiş ve başka biriyle daha sağlam bir işe girdiğini söyleyerek Jimin'i öylece bırakmış, telefonu suratına kapatmıştı. "Taşak mı geçiyorsunuz benimle?"

Jimin, elindeki telefona bakarken sinirle bağırmıştı. Elleri titremeye başlarken kahkaha atmaya başlamış ve telefonu sertçe masaya vurmuştu. "Kim benim müşterimi almaya cesaret eder aklım almıyor!"

Gözleri odanın içinde gezinirken kendisini izleyen Yoongi ile kısa bir süre bakışmış ve bakışlarını kaçırmıştı. "Bulabilirim." demişti Yoongi düz bir sesle. "Senin şu çok değerli müşterini kimin aldığını bulabilirim."

Jimin kaşlarını kaldırarak Yoongi'nin mimik dahi oynamayan suratına bakmış ve başını belli belirsiz sallamıştı. Yaklaşık iki hafta geçmişti fakat Jimin hala Yoongi'nin oradaki varlığına alışamamıştı. Zaten oldukça sessiz bir şekilde etrafta geziniyor, insanları oturduğu yerden dikizliyordu. "Doğru, bulabilirsin." diye mırıldanmıştı Jimin masasından uzaklaşıp odanın köşesinde oturan Yoongi'ye doğru ilerlerken.

Ardından Yoongi'nin bilekliklerle dolu bileğini kavramış, onu bilgisayarların olduğu odaya götürmüştü. Bu sefer onu başka bir masaya otutturmuş ve ona bakmıştı merakla. "Ne kadar sürer bu işlem?"

"Senin onunla iletişim kurduğun telefon büyük ihtimalle bu tarz işler için kullandığı numarası. Yani bu demektir ki yazışma ve konuşma işlerini de o numara üzerinden gerçekleştiriyor. Bana sadece numarası lazım." demişti bilgisayarı açarken. Ardından Jimin'e bakmıştı. "Flash belleğim odamda kaldı, ceketimin cebinde. Getirebilir misin?" demişti.

Jimin ona kaşlarını çatarken baktığında iç çekmiş ve eliyle bilgisayarı göstermişti. "Kendi programlarım o flash belleğin içinde. Boş bir bilgisayarda ne yapmamı bekliyorsun acaba?"

Yoongi, Jimin'in gözlerine bakmış ve bir süre bakışmışlardı. Bakışmayı ilk bozan Jimin olmuş, kapının dışında duran adamlarından birine Flash belleği getirmelerini söylemişti. "Hala güvenmiyorum sana."

"Haklısın, bir şey diyemiyorum ama seni temin ederim düşündüğün gibi bir şey olmadı." demişti Yoongi düz bir sesle konuşurken. Ardından işaret ve baş parmağıyla alnını ovalamıştı yavaşça. "Kapa çeneni."

İçeri giren adamla beraber Yoongi avcunu açmış, avcuna yerleştirilen flach bellek ile yerinde doğdulup flah belleği kasaya takmıştı. Flash belleği taktığı gibi bilgisayarın ekranı kararırken başka bir sekme açılmıştı siyah ekranda. Yoongi hızlı bir şekilde kodlar yazmaya başlamış ve bu sırada açılan diğer sekmeleri kapatmıştı. "Adamın numarası lazım."

animal | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin