Bu bölüm hiç içime sinmedi, şimdiden kusura bakmayın!
Natasha Blume -
♫ Black Sea ♫~
"Ne sikim yaptın sen?"
Yoongi, şaşkınlıkla Jimin'e bakıyordu. Jimin, elindeki kupayı sıkarken silahı kavrayan eli titremeye başlamıştı. "Jimin bak-"
"Ne yaptın dedim seni orospu evladı?" diye gür bir sesle bağırmıştı Jimin. Önüne düşen kahkülleri ve bağırırken belirginleşen boynundaki damarlarla oldukça tüyler ürpertici duruyordu. Elindeki kupayı hala sıkıca kavramaya devam ederken hızlı nefesler almaya başlamıştı. Kızaran yüzü ve öfkeyle parlayan gözleriyle Yoongi'ye bakmış ve dişlerini kırarcasına sıkmıştı.
Yoongi sakin bir şekilde ellerini havaya kaldırmış ve kaşlarını havaya kaldırmıştı. "Jimin, hiçbir şey yapmadım." demişti zar zor yutkunurken. Jimin, bunun üzerine şuh ve gergin bir kahkaha atmıştı. "Siktir ordan, telefonda dediklerini duydum. Ne aldın o bilgisayardan?"
Jimin, boğazı yırtılacak gibi bağırırken Yoongi yüzünü buruşturmuş ve minik bir adın atmıştı Jimin'e doğru. "Yaklaşma, olmayan sikini götüne sokarım senin. Cevap ver dedim!"
Yoongi, Jimin'in bu fevri tavırları yüzünden oldukça şaşkına dönerken derin bir nefes almış ve boğazını temizlemişti. "Yalan söyledim." diye mırıldanmıştı. Jimin'in gözleri dolmaya başlarken elindeki kahve dolu kupayı sertçe Yoongi'nin ayaklarına doğru fırlatmıştı. Kupanın parçaları her yere saçılırken Yoongi refleks olarak yerinde sıçramıştı. "Onu aldıysan mezarında ters döndürürüm seni Yoongi."
"Jimin, sikeyim hiçbir şey almadım. Yalan söyledim, dokunmadım verilerine! Onları kurtardım ve telefondaki kişiye yalan söyledim, her şeyin sende." demişti gergin bir sesle. Jimin'in gözünden bir damla yaş süzülürken burnunu çekmiş ve gevşeyen turuşunu sıkılaştırıp kızarık gözlerini Yoongi'nin üzerinden ayırmamıştı. "Sana inanmıyorum." diye mırıldanmıştı.
"Duydum Yoongi, her şeyi net bir şekilde duydum!" demişti bağırırken. Bu sırada gözü dönmüş bir şekilde silahla bir el ateş etmişti Yoongi'nin arkasında duran kapalı bilgisayara. Yoongi, şaşkınlıkla geri çekilirken Jimin'i nasıl sakinleştireceğini düşünüyordu. Onu ilk defa bu kadar kızgın, aynı zamanda yıkılmış görüyordu. Bu kadar öfkelenmesine sebep olan şey neydi?
Arkadaki bilgisayardan dumanlar çıkmaya başlarken Jimin'in adamları kapıya üşüşmüşler, kendi aralarında fısıldaşmaya başlamışlardı. "Ona dokunduysan seni ç-çok kötü yaparım." demişti Jimin, ikinci bir gözyaşı daha akıtırken. Pembe saç tutamları gözlerinin önüne dökülürken iç çekmişti. "Tanrı şahidim olsun o bahsettiğin şeye dokunmadım. Ben hiçbir şeye dokunmadım Jimin. Telefonda konuştuğum adama yolladığım mail virüs içeriyor. Maili açtığı gibi bütün bilgisayar çökecek." demişti sakin bir sesle. Yoongi'nin kalbi deli gibi atmaya devam ederken Jimin'e doğru bir adın daha atmıştı. Jimin'e yalan söylemiyordu, dediklerinde samimiydi. Bir an aklından bunu gerçekten yapmak geçse de yapmamıştı.
"Kesin sesinizi!" Jimin başını sağ tarafına çevirerek kapıda, uğultuya sebep olan adamlarına bağırırken Yoongi bu fırsatı değerlendirmiş, seri bir hareketle Jimin'in kolunu kavramış ve kendine çekerken silahı tutan kolunu çevirerek sırtına doğru bükmüştü. Jimin, kesik bir nefes alırken sırtı Yoongi'nin gövdesine çarpmıştı. Kasılan kolu yüzünden elindeki silah yere düşmüş, zemine çarparken tok bir ses yayılmıştı odaya. Jimin'ni göğüsü hızla inip kalkmaya devam ederken Yoongi diğer eliyle Jimin'nin öne eğik çenesini kavramış ve arkaya doğru çekerek kafasını kendi omzuna doğru yaslanasını sağlamıştı. Jimin bu sefer hıçkırarak ağlamaya başlarken Yoongi onun kulağına eğilmiş ve sıcak nefesini üfleyerek konuşmuştu. "Senin güvenini kıracak bir şeyi asla yapmam güzelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
animal | yoonmin
Fanfic'asla inkar etme içinde yatan o canavarı.' [kitty gang x agust d]