Genç kadın elini havaya doğru sallayarak gülümsedi.
"Ölmek için güzel bir gün."
Adam güldü.
"Dirilmek için de güzel bir gün."
Kız gülüp genç adamın omzuna vurdu.
"Hey bunlardan korktuğunu biliyorsun."
"Ölümden korkmuyorsun ama?"
"Ölümden korkulmaz ki." dedi bir çocuk edasıyla.
"Neden?"
"Ölmek, bedeninin içine sıkışıp kalan ruhunu serbest bırakmak demek."
"Dirilmekse ruhunu tekrar bedenin içine hapis etmek."
"Hı-hı."
"Benim ruhum bedenimde tutsak kalmaktan memnun."
Kadın güldü.
"Yalan söylüyorsun."
"Evet yalan söylüyorum."
"Yalanlar... Bazen iyidir."
"Yalancılardan ve dirilenlerden korkmalısın."
"Ih-ıh yalancılardan korkmam."
"Neden?"
"Onlar... Garip insanlar... Olmak istediği kişi olamayıp kendine sahte kılıf uyduranlar... Bu çok... Çaresizce."
"Öyle mi?"
"Öyle."
"Yalancıyım."
"Yalancısın."
"Herkes yalancı."
"Dirilenlerin hepsi yalancı."
"Ölenler?"
"Onlar... Onlar da yalancı."
Genç adam gülüp hastaneye girdi. Genç kadınsa bildiği doğruları tekrar etmeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
죽고 살아.
Short Story•kısahikaye• ölüler ve diriler "her şeyi unuttum ama seni hatırlıyorum."