hırka

759 44 34
                                    

Renjun ve Jaemin'in ilişkisi biraz karışık gelebilir. İleriki bölümlerde her şey açıklığa kavuşacak.

İyi okumalar!

"

Renjun?"

"Sana diyorum Renjun!" Jeno bir kez daha arkadaşına seslendi. "Dinliyor musun?" Renjun başını telefonunda kaldırarak arkadaşına döndü ve "Üzgünüm, aklım başka bir yerdeydi." diye mırıldandı. Jeno iç çekerek gözlerini Renjun'inkilere dikerek sordu: "Pekâlâ, ne oldu?" Renjun vereceği cevabı düşünürken Jeno'nun hızla yerinden kalkıp hareketlendiğini fark etmemişti. "Saati yanlış görmüşüm!" diye bağırdı Jeno. "Acele etmezsek sınava giremeyeceğiz." Renjun birkaç küfür mırıldanarak masanın üstündeki notlarını ve birkaç defterini hızla çantasına yerleştirerek Jeno'nun kendisini peşinde sürüklemesine izin vermişti. Sınıfa ulaştıklarında bugün fazlasıyla dalgın olan Renjun'i yerine oturttuktan sonra kalem çıkartarak eline verdi Jeno. Birkaç dakika sonra ise profesör sınıfa girmiş ve sınav kağıtlarını dağıtmaya başlamıştı.

"Seni rahatsız eden bir şey var." Jeno sınav biter bitmez hızla sınıftan çıkan Renjun'e bağırdı. "Hayır, yok!" Renjun duraksamaya bile tenezzül etmeden bağırdığında Jeno koşarak Renjun'i yakaladı ve çıkışa sürükledi.

"Ne olduğunu anlatacak mısın? Ve iyi olduğunu söyleme, iyi değilsin. Sınav kağıdını boş verdin Renjun, bu ne demek biliyorsun. Şimdi söyle bana, ne oldu?" Jeno dakikalar sonra kampüsün bahçesindeki çimenliğe oturduklarında bir kez daha sordu. Renjun iç çekerek başını eğdi ve nasıl bir cevap vereceğini düşünmeye koyuldu.

"Nasıl desem? Ben... Ihm, önümde iki yol var. Kalbim birinci yolu seçmemi, beynim ise ikinciyi seçmemi söylüyor. Biliyorsun normalde düşünmeden ikinci yolu seçerim ama bu sefer farklı. İlk yoldaki şeyi çok istiyorum, öyle çok istiyorum ki onun için her şeyimi verebilirim. Ama karşılığında çok incineceğimi, parçalara ayrılacağımı ve ona sahip olamayacağımı biliyorum." diye cevapladı Renjun saniyeler sonra.

Jeno başını önüne eğdi ve düşünmeye başladı. "Hangisi seçmem gerektiğini bilmiyorum." diye mırıldandı Renjun. Jeno başını kaldırarak arkadaşına baktı, çoktan paramparça olmuş ama farkında değildi.

"Bir dahaki sınav cuma günü, neden o zamana kadar dinlenip seni üzecek şeylerden uzaklaşmıyorsun? İki yolu da düşünmeyi bırak, özgürce takıl. Karar vermen daha kolay olur. Ve eğer olur da anlatmak istersen buradayım, biliyorsun." Jeno arkadaşına gülümsedi. "

Evet, buradasın." Renjun gülümseyerek arkadaşına sarıldı, "Teşekkür ederim."

————————


Renjun esneyerek gerindi, boynunu kütletirken gözlerini dinlendiriyordu. Jeno'nun tavsiyesine uymuş, aklını karıştıran her şeyden uzak durarak ders çalışıyordu. Ne olursa olsun bitirmesi gereken bölümü vardı. Bu yüzden küçük adımlarla mutfağa ilerledi ve kendine rahatlamak için yasemin çayı demledi. Tekrar odasına döndüğünde çayından birkaç yudum alarak bardağını masasına bıraktı ve birkaç gerinme hareketi daha yaptı. Birkaç dakika sonra çalışmaya geri döndüğünde saatin kaç olduğunu bilmiyordu, ama havanın karardığından emindi.

"Renjun?"

Renjun duyduğu ses ve omuza dokunan el ile çığlık attı. "Sikeyim Jaemin, ne yapıyorsun?" Renjun sesin sahibini tanıyıp sinirle bağırdı. "Aramalarıma dönmeyince merak ettim, ama tahmin ettiğim gibi ders çalışıyorsun." Jaemin omuz silkerek Renjun'in sorunu cevapladı. "Niye bu kadar şaşırdın ki? Kapı şifreni herkese verdin Renjun, birilerinin girip çıkması oldukça normal." Jaemin Renjun'in yatağına ilerleyerek kendini yatağa bıraktı.

say you love me (before it's too late)「renmin」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin